Programlama

Oracle Coherence

14.03.2008

Selamlar saygılar benden size :)

Oracle firması "Coherence" diye bir ürün çıkarmış ki dadından yenmez. Veritabanını Hafızada tutan ve işlemleri buradan halleden sistem RAM'de çalıştığı için haliyle manyak hızlı çalışıyor. Çok dehşet veritabanı sistemi gerektirmeyen işlerde dehşet performans isteyenler için biçilmiş kaftan. İşin güzel tarafı sistem aslında bir Java Class'i (veya dotnet class'i) ve hafıza yönetim işlemlerini yapıyor. Session yönetir gibi veritabanı yönetiyorsunuz ama server farm mantığında bir kaç makinede birden yedekli bir şekilde çalışabildiği için session'ın çok ötesinde bir olay.

http://www.oracle.com/technology/products/coherence/index.html

Oyun

God Of War PSP

14.03.2008

"God of War Chains of Olimpus" oyunu büyük bir bekleme sürecinin sonunda çıktı.

Grafiklerinin kısıldığının gözlendiği oyunun demosu makineyi kasım kasım kasıyordu :) Bu haliyle gayet rahat bir oynanabilirliğe sahip olmuş.

Oyunun bence konusu çok iyi yazılmış fakat gayet büyük bir sorun olarak oyunun kısa olması kötü olmuş. İnsan günlerini oyunla geçirmek isterken oyun 3-4 saatte falan bitince bi afallıyorsunuz. Ama özellikle sonlarına doğru "Atlas" ın falan görüntülenmesi ve adamımızın konu ile bütünlüğü falan çok iyi yapılmış tebrik ediyorum yapımcı firmayı :)

Oyun o kadar güzel ki PS2 alıp oyunun eski versionlarını da oynayası geliyor insanın :)









Programlama

Netbeans 6.0.1

14.03.2008

Beni tanıyanlar bilir IDE'lere çok meraklıyımdır. İyisinden kötüsünden her IDE'e bulaşmışımdır ve şimdiye kadar Java konusunda Server tarafı için Intellij IDEA (7.0.2 versionu mevcut şu anda) ve Desktop tarafı için de Jbuilder 2006 kullanıyordum (JBuilder 2007 çıktı ama rezalet ki ne rezalet.)

"Eclipse'i neden kullanmıosun ulan ayı" diyenleriniz olacaktır elbet lakin sevmiyorum kardeşim Eclipse... Jbuilder 2007'i de eclipse üzerinde olduğu için sevmedim zaten. Eclipse üzerinde çalışan sevdiğim tek IDE Adobe Flex Builder :)

Neyse Sun Microsystems Netbeans'i satın aldıktan sonra 6.0 olarak bir version çıkardılar ki dillere destan olacak cinsten. IDE hemen hemen her türlü Microsoft olmayan programlama işini çok güzel bir şekilde yapıyor. Kullanımı çok kolay lakin tek derdi sisteme biraz fazla yükleniyor. Özellikle Visual Studio 2008 ile Microsoft'un IDE'sini biraz daha hızlandırdığını hesaba katarsak bu performans meselesini daha iyi durumlara getirmesi gerekiyor Netbeans'in.

Şu anda www.netbeans.org adresinden en kralından bir IDE indirebilirsiniz :)

Bu arada Desktop konusunda Oracle Jdeveloper da gayet güzel iş çıkaran bir IDE olarak göze batıyor aklınızda olsun :) Netbeans bana hem server tarafını hem de desktop tarafını rahatlıkla idare edebilecek bir IDE olarak göründü. Yalnız server side işlerde Intellij IDEA'yı kullanmadan duramam gibi geliyor :)



İşletim Sistemi

Greenie Linux

14.03.2008

Eskilerden beni tanıyanlar merak edebilir bir Greenie Linux vardı dillere destan... :)

Walla çoook uzun bir zaman önce (istanbula gelmeden de önce düşün ne kadar uzun) Greenie gelişimini bıraktı. Aslında Greenie'nin temelini oluşturan Slax da uzun bir sessizlik yaşadı lakin şu anda Slax 3.0 çıkmış durumda ama Greenie ona ayak uydurup 3.0'a geçemedi :) Benden size tavsiye Ubuntu kullanın :) Greenie'den KDE'e alışık olanlar da Kubuntu kullansınlar üzerime gelmesinler :)

Donanım, Kişisel

MSI VR320 Notebook

14.03.2008

Paraya kıydım notebook aldım :)

Toplam 650 YTL verdim Laughing

MSI'in Celeron 1.6 makinesini aldı RAM'ini de şirketteki RAM'lerden alıp 1 giga yaptım cillop gibi alet oldu. Bir kere en sevdiğim özelliğe sahip 13.1 inç ;) Ben kodcu adamım (ben bira içen insanım...) ne yapacam canavar makineyi kardeşiiim :).. yalnız aldıktan 2 ay sonra BIOS bozuldu (BIOS güncellendi demişler faturada) o da nazar boncuğu diyelim :)

İşletim Sistemi

Ubuntu 7.10

14.03.2008

Efenim biraz linux'den bahsedelim de linux sevenler bozulmasın :)

Geçen ay yeni almış olduğum laptop'a Ubuntu 7.10 kurdum. Laptop şu anda MSI servisinde Hard diski veya bios'u göçtü tam bilemiyorum ne yaptıysam kurtaramadım. Şimdi öyle bir geçiş yaptım ki Ubuntu laptopun azına sçmış gibi oldu :) Yok öyle bir şey efenim (yoksa var mı?...) :)

Ubuntu'nun adını daha önce de duymuştum ama kurmama asıl sebep olan BYTE dergisinde Jerry Pournelle'in yazısında çok övülmesi oldu. Kurduktan sonra ben de baya bir övgü gönderdim içimden çünkü hem kurulumu çok kolay oldu hem de laptop'da donanım olarak ne varsa tanıdı çiçek gibi oldu. (Bu arada laptop servisten şu dakika itibari ile geri geldi gittim aldım falan adamlar free dos ile gelen laptop'a windows kurmuşlar keratalar :D)

Efendim dediğim gibi ubuntu wireless ile bağlantısıdır network'udur ses kartıdır herşeyi şakırt diye tanıyor hiç sorun çıkarmıyor. Ayrıca paket yönetim sistemi ve update sistemi de gayet güzel yapılmış. Bence tek gıcık tarafı Gnome Masaüstü kullanması (ben pek sevmiyorum) ama bu da sorun değil zaten isteyen için Kubuntu (KDE Ubuntu) sistemi de mevcut. Veya ben Ubuntu'yu kurdum hacı diyorsanız Kubuntu paketlerini download ettiğiniz takdirde Logon'da yapılan bir ayar ile KDE masaüstüne geçebiliyorsunuz. Bu arada KDE 4.0 gümbür gümbür geliyor :)

Denemek isteyenler için : http://www.ubuntu.com 

Fotoğraf, Genel, Kişisel, Spor

Hello World

13.03.2008

Selamlar ekmek arası salamlar :)

Bundan böyle buradayız teey tey! :)

Bu yazıdan önceki yazılar MSN Spaces'daki blogumdan alıntıdır ona göre. Tarihleri falan tamamen yanlıştır akıllı olun :)

Fotoğraftaki şahıs da Predrag Drobnjak'tır gücünüze gitmesin :)

Eskiler, Genel, Kişisel, Oyun

Alternatif İş Önerisi

10.03.2008

Efendim hafta sonu onca işin gücün arasında sırf siz değerli okurlarımı sevindirebilmek için kastım word dokumanı olarak hazırladım bu yazıları değerinizi bilin yani :)

Şimdi hacı bu avrupada amerikada falan sıkı oyun firmaları var malum. Yani adamlar bizdeki Pusu oyunu gibi 3 yılda ancak bir oyun çıkarmıyorlar. Seri oyunları falan var (bkz fifa serisi falan) ayrıca bir oyunun bütçesi neredeyse bir film bütçesi kadar oluyor yani.

Neyse efendim bu işler bu kadar profesyonel şekilde yapılıyor ve bu oyun olaylarında en önemli kısımlardan biri de “Tester” olayı. Yani oyunu test eden ayrı bir kadro var. Hatta oyunların Credits kısımlarında en sonda da olsa tester’ların isimleri vardır ki ben Nba Live 2000 oyununda tester kadrosuna kadar okumuştum zamanında credits kısmını :)

Şimdi durum böyle olunca ve ülke olaraktan Avrupa Birliği olayına girdiğimizde otomatik olarak yeni bir iş koluna kavuşmuş olacağız. Aslında bu benim gizli planımdı lakin paylaşım olayına girdik bir kere bunun dönüşü yoktur.

Şimdi bu “oyun tester” lığı işi gelip bizi bulduğu zaman benim gibi oyun meraklıları da(hoş artık 2-3 oyunu düzenli oynuyorum ama olsun) bu iş olanağından faydalanmak isteyeceklerdir. Şimdi sizlere bir kamu hizmeti olaraktan örneğin EA Sports gibi bir firmaya yapacağınız iş başvurusu yani CV örneğini takdim etmek isterim. Tabii siz bu örneği ingilizceye çevirerek kullanın :)

Ebola XAVIER

Ev Telefonu : …
İş Telefonu : …
e-mail : …
Doğum Tarihi : 18.09.1979
Doğum Yeri : Antalya
Yabancı Dil : Orta Seviyede İngilizce
Askerlik Durumu : …


Eğitim

- 1996 Antalya Lisesi
- 2001 Süleyman Demirel Üniv. Müh. Mim. Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü
 

İş Deneyimi

1994 – 1995 Fame City Selekler Çarşısı – Antalya
1995 – 1996 Fame City Bizim evin yakınında küçük bir dükkan - Antalya
1996 – 2000 Fame City Güllük – Antalya
1996 – 2000 Las Vegas – Antalya
1996 – 2000 Jeton her yerde 100.000 iken orada 50.000 olan bir yer vardı bir dönem kıç kadar bir dükkandı.
1998 – 2002 Kompi – Antalya

 

Eğitim ve Seminerler

 

Eş dost sağolsun Horyuken çekmesi olsun büyü atması olsun çeşitli konularda yardımcı oldular. Ayrıca Fame City’nin sahibi ara sıra açardı makinenin jeton kısmını orada jetonun yaptığı aktiviteyi eliyle yapardı sınırsız jeton’la bitirirdi oyunu biz de seyrederdik.

Makine Deneyimleri :

 

Arcade (+Emulator)
PC
Commodore 64
Amiga 500
Sega Mega Drive (+Emulator)
SNES (+Emulator)
Nintendo 64 (Emulator)
Amiga 1200 (+Emulator)

Oyun Bilgisi
 

Street Fighter : Horyuken, Aduuket, Taktakburuket, Minik Naci ve daha bir çok hareket. Street Fighter 3’ün grafiklerine de hastayımdır bu arada.

Final Fight : Tek Jetonla Sodom’a kadar gelirim eğer geçebilirsem Andore’lerden iki tane gelen ring var bir ihtimal oraya kadar zorlarım.

Art of Fighting : Zamanında Antalyada süper hareketleri öğrenip Burdur’da hava atmıştım. 

Street Hoop : Diğer bir çok spor oyunu gibi favori oyunlarımdan. Ispartada Street Hoop’daki süper harekete karşılık olarak süper savunma (blok) olan bir versiyonu daha vardı ama bir daha göremedim harika oyundu wallahi. 

Mortal Kombat I – II: Özel hareketler, Fatality, Babality, Friendship konularında uzmanlık.

Tekken 3 : Adam pataklama ve Çeşitli Kombolar konusunda orta düzey kullanım. 

SWAT : Çook iyi oynardım bee! 

Double Dragon I – II – III : 3’ün (Rosetta Stone) amiga’daki giriş müziği harikaydı. I ve II arcade’de çok oynadım. 

Golden Axe : Her türlü platforma çıkmış oyunlardan biri olup hemen her platform için de oynadım yani ama Jeroen Tel’in hazırlamış olduğu C64 müziğinden ötesini tanımam.

Sunset Riders : G.tüne g.tüne sıkarım kurşunu!

Karnov : Ulan manyak oyundur bu da haa :) 1. bölümü zar zor geçerdim.

Karnov’s Revenge : Karnov’un ikinci oyunu. Gördüğüm en rezil dövüş oyunlarından.

Nba Live Serisi : Kralı gelse tanımam. Veririm basketi yaparım smacı. 

Fifa Serisi : 98’den sonra soğudum. Ama 98’i de 3 yıl oynadım. 

Creatures I – II : 64 zamanlarının en kral platform adventure oyunu çok kral oynarım. 

Body Blows Galactic : Elemanın teki (oyunun has adamlarından) böyle havadan yere çapraz top atıyordu büyüsünde. Onunla Krokiller’in eline az vermemişimdir. 

Storm Lord : Grafikleri iyiydi ama oyun kötüydü be abi. Ati çok sever bunu. 

Pro Evolution Soccer 4 : Kralını Tanımam basarım golleri. 

GTA 3 ve sonrası : San Andreas’ı oynamadım ama diğer 2 oyunun hastasıyım.

Hudson Hawk : Güzel oyundu lan bu güneş gözlüklü bir eleman vardı. 

Arcade’de şimdi adını hatırlamadığım bir oyun vardı ve iki kardeş ninja vardı Gozu ile Mezu adında harika grafikleri vardı. Süperler falan zevkli oyundu. 

Combat School : Ulan bu oyunu da severdim ben. Hatta Commodore 64’de de vardı ve bir joystick’i sırf bu oyunla yedim bitirdim. Arcade versionunda da School’dan çıkamadım dalamadım action’lara :) 

Rival School : Gördüğüm en salak konulu oyun Ati sever ben sevmem. Okuldaki elemanlar dövüşüo var mı böyle bir şey ya? 

Last Ninja I – II - III: Ne oynardım zamanında be. 

Emlyn Hughes International Soccer : C64’deki en iyi futbol oyunu. Kuzenim Deniz’le beraber az şampiyon olmadık hey gidi günler hey. 

Pit Stop I - II : 64 zamanında oynardım çılgınlar gibi değiştirirdim lastikleri verirdim benzini arabaya. 

Stunt Car Racer : Pis zor oyundur ama başardık tabii zamanında. Amiga versionunu çok oynadım. 

Prince Of Persia : Son dönemde coştukça coştu ama ben 1. versionunu bitirdim bana yetti wallahi. 

Zool I - II: Sıkı platform’dur bitirmek nasip olmadı ama baya bi ilerledim. Cuppa Cups şekerlerine de hastayımdır. 

International Karate : Zamanında öğrendik biz dövüş olaylarını zamanındaaa. 

Barbarian I – II – III : III. Version maceralıydı onun dışında Amiga’da Krokiller’in eline az vermedim kafasını. G.tünü keserim adamın! 

Legend Of Zelda Ocarina Of  Time : Süper oynarım oynamamış olanlara da tavsiye ederim. 

Seven Kingdoms I – II : PC’de oynadığım nadir strateji oyunlarından biridir ama sıkı oynardım zamanında.

Genel Deneyim : 

Bilgilerimden de anlaşılacağı üzere özellikle Spor oyunlarında çok iyi olmakla beraber platform oyunlarında da kralını tanımam. Strateji sevmem RPG sevmeye başladım FPS oynamam oynayanı da sevmem gerekirse kavga çıkartırım NBA Live açsın diye.

Donanım, Eskiler, Kişisel, Oyun, Yazılım

Nedir Benim Bu Tarihim – 5 (Piiii Siiii!!!)

07.03.2008

Evet tamamlayalım şu yazı dizisini de rahatlayalım yaw yaz yaz ellerim yoruldu wallahi. Bir daha yazmıyacam böyle uzun uzadıya olayları :)

Sonunda zamanı gelmişti. Bütün bu karanlığın bir yerinde mutlaka ufak da olsa bir aydınlık olmalıydı ve bu aydınlık beni ısıtmaya yetecekti. Bu aydınlığın 166 MMX olacağı kimin aklına gelirdi ki? Üniversitenin 2. sınıfında "yeter artık bu çile" feryatlarım sonunda amacına ulaştı ve döneme göre gayet iyi bir bilgisayar olan Pentium 166 MMX makinemi aldım. Aslında PC'ye geçişin çok büyülü bir olay olacağını zannediyordum ama hiç de öyle olmadı. Makineyi aldığım ilk gün 23:00 sularında yattım uyudum oysaki Amiga'yı aldığım gün hem 3'de yatmış hem de uyuyamamıştım :)

PC'nin bana en büyük getirisi Internet oldu. Scene.tr olaylarına dalışım. Chat, Sörf, Yahoo gibi olayları ilk öğrenişim bu zamanlara tekabül eder. Bende halen Amiga varken Krokiller'in evinden Netmeeting ile milletle konuşup eğleşiyorduk ve sonunda ben free olarak da yapabilecektim bu olayları. Hatta bir keresinde dış ülkeden birinden bir Türk ile konuşmuştuk adam bize İbrahim Tatlıses dinletmişti internet yoluyla. Ne eğlenmiştik be o zaman için güzel olaylardı.

Amiga'daki Protracker'dan sonra PC'ye geçen Krokiller ne yazıkki uzun bir süre Protracker gibi bir program bulamadı ve bana gıpta ile baktı (muuuhahaha) ama sonra Aytek isimli arkadaşın yardımıyla PC'de "Fast Tracker" isminde bir müzik programının olduğunu öğrendik ki o neydi öyle beee! Protracker'ın bir daha adını bile anmayacağın özelliklere sahipti. Protracker'da 4 kanal olan kanal miktarı 64 kanala kadar çıkabiliodu. Ayrıca istediğin kadar sample (enstrüman) desteği vardı ve sound sampler kendi içinde (Ayrıca PC'de donanımsal olarak da kendi içinde) geliyordu. Tek kelimeyle harika bir programdı ve ben PC'ye geçiş yaptığım zaman bu program en olgun dönemine ulaşmıştı : Fast Tracker 2.09. Tüm zamanlar için konuşursak en çok kullandığım program (iş konusu dışında) Fast Tracker'dır. Tüm kısayolları Protracker'dan devam ediyordu ve geçişte hiç zorlanmıyordunuz. Müzik kalitesi ve kullanımı harikaydı hastasıydım :)

Grafik konusunda müzikte olduğu kadar şanslı değildik ne yazıkki. Deluxe Paint 3.0 sürümü vardı PC'de ama o da doğru dürüst işimizi görmüyordu. Daha sonraları "Promotion" isminde Deluxe Paint'in windows versionu olarak yorumlanabilecek bir program çıkmış olsa da Amiga zamanındaki tadı bir daha vermedi ve Photoshop'a, Flash'a kadar grafik olaylarına ara verdim. Yalnız Krokiller bu dönemde 3D olayını iyice kapmış "3D Studio Max" programında harikalar yaratıyordu. Ben çok geç 3D oalylarına girdim. Atılım derseniz halen Commodore'daydı ve PC alması tam bir yılan hikayesine dönmüş durumdaydı. Şu olacak bu olacak bir sürü şey diyordu ama olmuyordu, olamıyordu :)

Benim bu Amiga'dan PC'ye geçiş döneminde tuttuğum ve sonradan Word ortamına geçirdiğim bir ajandam var. Ondan çeşitli parçaları ileride atacağım buraya her şey çıkacak ulen ortaya! :)

Bu dönemde Antalya'da yeni açılmış olan ve Aytek isimli arkadaşımızın çalıştığı Microchip Bilgisayar'a takılmaya başladık ki ben ilk 166 MMX makinemi buradan almıştım. Şimdi o makineden yalnızca disket sürücü ve klavye kaldı ama bunlar da bir başarı değil midir arkadaşlar? :) Microchip'in muhabbeti gayet güzeldi. Ara sıra toplanıp yapılan Network partileri ayrı bir tatlıydı ama sonradan internet cafe'ler artında bu geleneğe de bir son verildi.

Biz bu arada demo olsun oyun olsun yapalım da yapalım iyice coşmuştuk ama bir türlü çıkmıyordu sonucu. Daha önce bahsettiğim gibi yalnızca ufak parçalar oluştu öylece kaldılar (Krokiller online olacak da gönderecek Chaotic'in parçalarını toparlak adam :)

Oyun konusunda da Network olayları dışında (ki network'un favori oyunu olan Duke Nuke'm i ben pek sevmezdim) PC ayrı bir cennetti. PC'yi alma nedenlerimden biri olan Nba Live serisi vardı ki her yerde posterlerini görüp ah çekerdim. Benim PC dönemimde Nba Live 97 ve Fifa 97 vardı. Fifa'yı da çok oynadım tabii ama Nba kadar zevk vermedi hiç bir zaman. Nba Live 98'de de oldukça coştum ama 99'da doruk noktasındaydım. Her türlü editleme işini yaparak oyunu bir nevi kendi malım haline getirdim :) ve NBA Live 2000 ile ip koptu 3 yıl bu oyunu oynadım. Ayrıca Fifa 98'i de (ki bence fifanın doruk noktasıdır) bu 3 yıla çerez yaptım :) Artık oyun olayım eskisi gibi çeşitli değildi. Varsa yoksa bu iki oyunu oynuodum ve bu olay böyle sürüp gitti (işte o yüzden eski tadı yok ya) Örneğin şu anki favorilerim : Nba Live 2005 ve Pro Evolution soccer 4

Oyun konusu PC'de amiga gibi olmadığı için pek değinmeye gerek yok. Özellikle PC'nin 2 boyutlu dönemine pek bulaşmadık. Neredeyse doğrudan 3D olayına geçtik gibi. Virtua Fighter'ları oynadığımız zamanları falan unutmam yani. Yalnız Krokiller'la bende amiga varken oynadığımız "College Slam" oyunu da ayrı bir destandır:)

Atılım en sonunda bir yerden başlayalım bari dedi ve PC'yi parça parça toplamaya karar verdi. Hatta ses kartını da kendisi imaledecekti :) Sanırım o ses kartı olayı hüsranla sonuçlanmıştı (yanlışsam düzelt hacı) ama bir ara HDD'si olmadığı için "Aladdin" isimli oyunu RAM'a atıp doyasıya oynadığını hatırlıyorum Ati'nin :) Bir de harika "Action Soccer" oynamıştık.

Bizim bir de sözlü müzik yapma çabamız vardı PC döneminde. o zamanlar CD yazıcılar ucuz olsaydı Krokiller'la yaptığımız denemeleri kaydeder yarıla yarıla gülerdik şu anda :) Ne zaman ses kaydedelim şeklinde bir araya gelsek iş koparak bitiyordu. Hele bunun içinde Atılım varsa apayrı bir tat oluyordu ve bunların kanıtları da bulunmakta yakında gönderirim :) Sonuçta yaptık bir iki bir şey ama asla istediğimiz kalitede olmadı tabii. Geçiş döneminde olmanın hem iyi hem de kötü tarafları var ne yazıkki. Bizim o zaman için aaaah ah dediğimiz olayları şümi g.tünle yapabiliyorsun afedersin :)

Ati programlama olaylarını ODTÜ Bilgisayar Müh.'e geçmesi ile daha da coşturdu C - C++ in dibine vurdu bu arada. Biz takıldık Ati gelişti, Biz takıldık Ati gelişti ve en sonunda bizden koptu Ankara'da kendi grubunu falan kurdu. Neydi lan adı realtime mıydı ada bak mna koyiim :) Ama olmadı Atilim yapamadın işte! Lakin olsa ne olmasa ne artık hiç bir şey eskisi gibi değil ne Goblins kaldı ne birşey. Krokiller'in yaptığı web sayfamız bile vardı walla zamanında :) Şimdi emulatorler falan o dönemin tadını almaya çalışıyoruz ama olmuyor tabii. Hatta emulator demişken daha Callus'un ilk çıktığı zamanlarda bile ne kadar heyecanlandığımızı hatırlarım. Daha o zamanlar bile sesimizi kaydedelim yapalım artık bir şeyler derdindeydik :)

İşte beyle beyle oldu. Aklıma gelen bir şeyler olursa ufak pasajlar şeklinde atarım artıkın şimdilik bu kadar.

Donanım, Eskiler, Kişisel, Yazılım

Nedir Benim Bu Tarihim – 4 (AMIGAAAAA!)

06.03.2008

İlk PC'mi alana kadar olan hayatımda hiç böyle sevinmemiştim. Aslında PC'ye de neden sevindiysem? Sanırım NBA Live serisi hatrına sevinmiştim çünkü Amiga'da böyle oyunların gölgesi bile yoktu ama her şeye rağmen Amiga gibi bir bilgisayar geçmemiştir elime...

Lise'ye giriş olayında sonunda dualarım kabul olmuş ve bir Amiga sahibi olmuştum. Bu arada Goblins almış başını gitmiş harika bir grup olmuştu :) Bir insan o zamanlarda kendini geliştirmek istiyorsa bunu en iyi Amiga ile yapabilirdi çünkü grafik ve müzik olayında donanımsal olarak PC'de güzel destek varken Software kısmında Amiga sokup çıkarıyordu yani o derece :) Benim de asıl ilgimi çeken grafiksel özellikler oldu tabii ama ilk alındığında bunu doğrudan "oyunları manyak oğlum" şeklinde yorumladık tabii hata ettik :)

Amiga'nın yanında sikko bir oyun ile Basic vermişlerdi (ulan kurtulamamışız Basic'den bak). Yalnız alındığından itibaren reset tuşları çalışmıyordu ki dakka bir gol bir tabirini yapıştırmıştım tee o zamanlar. Artık benden önceki adam nasıl kullandıysa içine sçmış aletin. Yalnız burada belirtmek isterim ki bu Krokiller çok şanslı bir herif. Benim makinenin yarı fiyatına (yani o zaman için 7 milyona) 2.5 Mbyte Ram'li bi Amiga almıştı (Amiga için 2.5 mbyte ne demek bilen bilir. Ayrıca Amiga her ne kadar 500 Kbyte ram ile gelse de 1 Mbyte Ram taktırmak standartdır.) Neyse ben bir süre Amiga almamışım da bela almışım gibi uğraştım durdum makineyle. Yine bizim elemanlardan Başar adlı eleman anlıyordu biraz halletti benim reset problemini ama daha sonra çıkan "kilidi kapalı disketi okuyamama" hatasını ne Başar çözebildi ne de başka biri. Uzun süre disketleri kilitlemeden kullandım ve zırt pırt o zamanın ünlü virüsü "Saddam" a yakalandım ve makineyi aldığım Kadıbey Bilgisayar'a okkalı küfürler etmeyi hiç bir zaman ihmal etmedim :)

Herşey bir yana Amiga dedin mi akla oyun gelir kardeşim. Commodore'dan sonra gelen o grafik kalitesi insanı büyüler bir süre kitlenir kalırsın. Workbench ile şimdiki windows'a bile taş çıkartacak Multi Tasking işleri yapmak çok zevkli olaylardır ama oyun dedin mi Amiga'nın yeri apayrıdır. Her türlü oyunun bulunduğu bir ortamda biz de hepsini oynamaya gayret ettik tabii. Hatta bazı oyunları (Örn. Second Samurai) Krokiller'la deliler gibi kasıp bölüm şifrelerini birbirimize söylediğimiz ve sonunda oyunun bozuk olduğunu öğrendiğimiz olaylar olagelmiştir. Ama şu oyunların yerini hangi oyun tutabilir ki?

- Emlyn Hughes International Soccer (Tek sorunu kolay olmasıydı)
- Body Blows Serisi
- Shadow Fighter
- North & South
- Street Fighter 2, SSF2
- Mortal Kombat 1 - 2
- Darkseed
- Stunt Car Racer
- Gods
- Defender Of The Crown
- Apidya
- Brutal Paws Of Fury
- Bubble Bobble
- Deflektor
- Elvira
- Another World
- Flashback
- TV Sports Bassketball
- Storm Shadow

http://www.angusm.demon.co.uk/AGDB/Alphabetical.html

daha neler neler. Özellikle Another World'ü ne heyecanla oynamıştım bee. Yalnız ben o zamanlar spor oyunlarından çok platforn tarzı oyunlara hastaydım. Aslında çok tekdüze oyunlardı ama severdim anasını satayım. Hem de çok severdim...

İşin güzel tarafı C64 kullanırken Amiga'yı Amiga kullanırken PC'yi öğrendik ufak ufak. Tam geçiş döneminde olduğumuz için her şey daha bir zevkliydi. Şimdi işin sınırı olmadığını biliyorsun tadını çıkaramıyorsun. O zamanlar kurmuştuk arkadaş çevremizi takılıyorduk doyasıya.

Oyun da bir yere kadar deyip gerek programlama olsun gerek grafik müzik falan filan olsun bulaştık iyice Amiga'ya. Deluxe Paint, Protracker gibi programlar uzun süre PC'de arandı. Deluxe Paint 4 uzun süre beni meşgul etti. Demo, oyun gibi olaylara yavaş yavaş bulaşmıştık artık ve eldeki neyse onunla kasıyorduk. Daha önce gönderdiğim Krokiller oyununun grafikleri falan hep Amiga'da hazırlandı. Ayrıca Deluxe Paint 4'de animasyon desteği de olduğu için yapıyordum kendi kafama göre animasyonlar. Bu arada Krokiller abartmış Imagine denen 3D programında 3 boyutlu grafikler kasmaya başlamıştı. Adamın 2 gün render aldığını bilirim sonunda da sikko bir şey çıkmış :) Bizim Ati gibi programlıyacak (özellikle o zamanlar zor işti programlama) kapasitemiz olmadığı için grafik ve müzik olaylarına ağırlık verdik haliyle :)

Müzik olayında apayrı bir dünyaydı Amiga. Protracker iş olayı dışında Fast Tracker'dan (PC Versionu) sonra en çok kullandığım program olmuştur. Bütün kısayolları falan ezberimdeydi zamanında ama şimdi unuttuk tabii çoğunu. Hatta klavyenin nota basan org dizilimindeki tuşlarının üzerine siyah bant yapıştırmıştım ki daha rahat çalayım müzikleri deyi :)  Bir ara zaman bulursam birkaç mod'u atayım da ne şaheserlere imza atmışız o zaman görün :)

Amigam benim benimle beraber üniversiteye kadar geldi ancak Üniv 2. sınıfta PC yüzü görebildik. Krokiller da benimle paralel olarak grafik, müzik işleri ile meşguldü geçinip gidiyorduk hep beraber ama o da erken geçti PC olaylarına. Atılım Amiga ile pek uğraşmadı. O uzun süre Commodore 64'de kaldı sonra cuk diye PC'ye geçti.

Aslında şöyle bir geriye baktığımızda bütün o yapılan şeyleri saklayabilseydik keşke diyorum. Bir fuarda dijital olarak fotoğraflarımızı çektirip printer'dan bastırmıştık Kroki ile ve "oha bee diskette fotoğrafımız var. Dijitize biraderler miyiz biz bee?" şeklinde dolanmıştık uzun süre. O zamanlar bu yüzden tatlı zamanlardı işte. O fuar da sonradan dandik bir fuar oldu çıktı ama ne şanslıyız ki ilkine yetişmiş ve müthiş zaman geçirmiştik.

Bu arada tanıştığımız Başar ve kardeşi Barış, Alaman çocuu Timur, sipsi Cem gibi bir çok kişi girdi çıktı hayatımıza. Cem iyi çocuktu hoş çocuktu da biraz tavuk gibiydi Kroki bunu bir güzel yoluyordu yani :) Ama az network muhabbeti yapmadık hani Duke Nuke'm olsun ne olursa olsun :) Timur çok zengin bir bezevenk idi en son makineleri toplar en kral manga videolrı bulurdu ki bize anime manga sevdasını aşılayan elemanlardan biridir.

Pinball oyunları hastası olan Ender biraderim vardı ki Antalya'da Pinball Illusions olsun Fantasies olsun seriden bir oyunu alırsanız rekorlar kısmında mutlaka Ender'in adını görürdünüz. Amcamda Amiga 1200 vardı ve o zamanlar 16 milyon renk kullanılabilen yegane bilgisayardı. Hastasıydık ailecek ve Ender de makinenin hakkını veriyordu hani (ne yapıyordu oyun oynuodu ibne :)

Bizim bu oyunları aldığımız Medya Bilgisayar isminde bir yer vardı ki bir işletme bu kadar duygusal yönetilebilir. Hiç bir profesyonellik yoktu tamamen içten bir şirketti ve biz de bu yönünü çok severdik :) Bu yerin sahibi  "abisi" diye hitap ederdi bize biz de ona mutlu mutlu bakardık :) Bir de oğlu var idi bu adamın fevzi isminde halterciye benziodu ve ne zaman gitsek kod yazıodu bir şeyler yapıodu. Oyun da oynamıodu adam artık mühendis mi oldu kafayı mı kırdı bilinmez. Bu dönemde Krokiller'in pis bir huyu var idi gittiği bilgisayarcılardan dergi yürütürdü :) İşin komik yanı her yerle muhabbeti çok iyiydi ve kimse bundan şüphelenmezdi. Ayrıca benimle beraber giderse beni de alet ederdi ben insanları oyalardım:) Hatta benim yayınladığım bir kehanetler dizisinde Kroki'nin sonunda Antalya'daki tüm bilgisayar dergilerini toplayacağı yazıyordu ama PC aldıktan sonra bu huyundan vazgeçti :) İşin güzel tarafı elindeki dergilerin hepsini de bana verdi ben nasiplendim :)

Eklemedir Koca Konak : Bu kadar şeyden bahsetmişiz ama AMOS'dan bahsetmemişiz ayıp olmuş. Efendim ciddi ciddi programlamaya ilk merak saldığım dönemde Amiga'daki en popüler programlama dili ve IDE'si AMOS idi. Aslında programlamayı çok zevkli hale getiren bir programdı kendisi çünkü program yazarken PC klavyesi kullanıyormuşcasına tıkır tıkır sesler çıkarırdı (Amiga klavyesi ses çıkarmazdı) Compiler'i, Help'i ayrı ayrı disketlerdi ve bende hepsi yoktu yalnız yazıp deniyebileceğim kadarını almıştım Krokiller'dan. O zamanlar disket az bulunuodu kardeşim :) Baya bi notlar falan almışlığım konunun üzerine gitmişliğim vardır AMOS'da. Hatta kendi müzik programımı yazmışlığım vardır.(Zaten grafik ve müzik programlama üzerine rahat yoğunlaşıyordunuz - Bunlar için çok kullanışlı fonksiyonları vardı)

Açıkçası ben biraz geç kaldım PC'ye geçiş olayında. Millet çılgınlar gibi oyun oynarken ben halen Amiga'da Mortal Kombat 2 oynuyordum (ama manyak bir oyundu yaw en çok oynadığım oyunlarda ilk 3'e girer bu oyun.) Ama her şeyin bir sonu var tabii Amiga'da bir yere kadar dayandı. Sonunda Üniversite 2. Sınıfa geldim ve o benim oldu! Büyük bir değişimin yaklaştığını hissediyordum... 5. bölümde :)

Donanım, Eskiler, Kişisel, Oyun, Yazılım

Nedir Benim Bu Tarihim – 3 (C64 Devam)

05.03.2008

Şimdi hacı bu 64'de oyun falan oynuyoruz tabii. Giana Sisters, Last Ninja derken günler geçip gidiyor ama bu işin bir de programlama tarafı var. Malum C64 içerisinde dünyanın en osuruktan basic dili ile geliyor. E adamlar yapmış biz de kullanalım dedik geçtik yazdık çıtır çıtır programları. En fazla karakterlerden salak sulak animasyonlar yapmışımdır ama C64 efsanesi olan kodu da yazmadan edemedim tabii :

10 Print "Ebola"
20 GOTO 10

Yaw o kadar zaman oldu ki ben bunu yanlış yazmış olabilirim lakin buna benzer bir şeydi harika adımı yazardı ekrana doyasıya. O zamanlar nick'in Ebola Değil "Dynamite Boy'du" :). Aslında C64'de prıfesyonel programlamanın temeli Assembly'den geçiyordu. Makine dili biliyorsan hayat daha bir güzeldi o zamanlarda ama aramızda yalnızca Ati biliyordu bu dili. Ben en fazla Multi Ice 3 ile o adrese git bu adrese git varyetesi yapabiliyordum. Ama bizim de müzik programı olsun Grafik programı olsun kasmışlığımız vardı Krokiller'la beraber ve Ati bu konularda bir hiçti anlıyor musunuz? Du bakiim programların adlarını da hatırlayamıorum bi google yapayım :

hah! Art Studio ile resim yapar "Koala Painter" ile bakardık her türlü formata resim olayında. Müzik için kullandığım programı ne yazıkki hatırlayamıyorum ama zaten müzik konusunda asıl olarak Amiga'da uğraştım Commodore yalnızca bir başlangıç idi. Amiga'da Protracker'i gördükten sonra C64'e kim bakar allaaşkına :) Alın bu programları isteyen varsa : http://www.haddewig.de/nogames64/grafix.html

O dönemde atılmış olan Goblins temelleri halen durmakta fakat 3 ayak ayrı şehirlerde ne yazıkki :) Ati'nin evine ilk gidişimi de unutmam mesela. Adam C64 için "Sound Sampler" almıştı paso küfredip küfredip tekrar tekrar dinletiyordu Kroki ile bana. Yalnız arada ağır küfürler de çıkıyordu ve ben bu adamı daha ilk defa görüyordum hayatımda :) Bir dedi iki dedi sonrasında Kroki ile üstündeydik bunun verdik dersini aklı başına geldi :) Sonra Kompi'ye (Goblins'in karargahı olan Atari Salonu :) gittik bıraktık derdi tasayı Arcade makinalarına :)

İlkokul sonlarında ve Ortaokul başlarında Atari Salonları (ki en popüler olduğu zamandı) benim en büyük dertlerimden biriydi. Resmen bağımlılık yapmıştı ve gitmeden duramıyordum ki annemden yediğim en ağır dayaklar da bu yüzdendir ama sonradan girdik bi düzene :) Bu arada annem dayakçı biri olarak algılanmasın kesinlikle haketmiştim he tokadı :)

Oyunlardan biraz bahsetmek lazım. Hastası şeklinde oynadığım oyunları gözden geçirelim :

- Last Ninja 3
- Great Giana Sisters
- Keloğlan (hastasıydım :)
- Spider Man
- Stunt Car Racer
- International Karate
- World Games
- Bod Squad (son dönemde çıkmış harika bi oyundu)
- Creatures 1 - 2
- Emlyn Hughes International Soccer
- Defender Of The Crown
- Street Fighter 2
- Maniac Mansion
- Aztec Challenge
- Yie Ar Kung-fu

aslında daha bir sürü oyun var lakin hepsini hatırlamak ne mümkün :) Ama aklıma geldikçe ekleme yapabilirim bu ara.

Bu arada bu dönemde Ati'nin bir Amstrad'ı vardı ve özellikle programlama konusunda Amstrad'da baya bir uğraştığını hatırlıyorum. "Bilgisayar Grafikleri" kitabının temellerini bu makinede atmıştır :) Hatta bir keresinde Limon (Şimdiki Leman) dergisinden karikatürleri alıp pixel pixel C64'de Art Studio'a aktardığını ve pek cici olduğunu hatırlıyorum. Lakin oyun olarak bir tek Saboteur görmüştüm ötesi yoktu ama güzel oyundu vesselam ben de 64'e Saboteur 2'yi bitirmiştim.

C64'üm için belirtmek isterim ki (özellikle ileride alacağım Amiga'yı da düşünerek) gerçekten sağlam bir makineydi. En fazla her C64'de olan Adaptörde bir tüpün yanması olayı oldu ki hemen halledildi :) O tüpün adı neydi yaw herkesin bir kere değişirdi. Zaten 64'ün Adaptörünü açmak imkansızdı içi bir madde ile doluydu tamamen :) Eğer ciddi bir hasar meydana gelirse atılıyordu doğrudan. Ayrıca Disket sürücüm olsun Multi Ice 3 olsun sıfır hasarla ömürlerini tamamladılar.

Bu arada kasetten diskete geçiş ayrı bi güzeldir C64'de. Hem hız açısından hem dosyaları tutuş biçimleri açısından büyük avantajdı disket olayı. Hem kopyalama olayları falan da ayrı bir kolaydı. 64 işini bitirdiğim zaman bütün disketlerimi Ati'ye verdiğimi hatırlıyorum onların sonu ne oldu sonra Bilmem.

Son olaraktan Antalya'da o dönemde yaşayanlar için (şu an da var ama çok farklı) Commodore ve Amiga dendi mi akla tek bilgisayarcı gelirdi o da "Kadıbey Bilgisayar". Kadıbey'in sahibiyle geçmiş gayet gırgır zamanlarımız vardır ama bu daha sonraya inşallah. Ayrıca sorunlu Amiga'mı aldığım yerdir bu Kadıbey. Daha önce Kadıbey'de çalışırken bütün oyunları, programları falan kendilerine kopyalayıp sonra kendi işyerlerini açan "Sektör Bilgisayar" Kadıbey'in bir numaralı rakibi haline gelmiştir. Ayrıca Sektör'le ilgili de gayet hoş anılarımız bulunmaktadır :)

Eveeet Commodore 64 ile geçen 2 yıldan sonra sonunda ona kavuştum! Amiga 500! Belki de dünyanın en dandik Amiga 500'ünü almıştım lakin her şekilde süper bir cihazdı... tabii ki sonraki bölümde.

Donanım, Eskiler, Kişisel, Oyun, Yazılım

Nedir Benim Bu Tarihim – 2 (C64)

04.03.2008

Evet efendim yeni bir hafta başı yeni bir yazı ;) Şimdi geldiik tee ortaokul 2. sınıfa ancak bir Commodore 64'e sahip olabildik ama olduk ya buna da şükür :)

Benim C64 son dönem 64'lerdendi ve "Commodore 64 Personal Computer" olarak geçiyordu. Çaktırmadan bir PC almıştık yani :) Amiga ile beraber elime geçen en iyi makinedir walla C64. Ondan aldığım zevki PC'de şimdiye kadar alamadım ve bundan sonra da alabileceğimi zannetmiyorum. Bence işin en güzel tarafı stabil bir sistemin olması idi. Öyle kiminde 128 mbyte Ram varmış kiminde 80 Gbyte HDD varmış yoktu öyle şeyler. En fazla 72 ekran bi televizyonda oynardın oyunları o kadar :)

Tabii C64 sahibi kesimin büyük bir kesimi gibi ben de oyun ağırlıklı kullandım cihazı. Hatta oyunları daha coşkun bir şekilde oynamak için "Multi Ice 3" kartuş aldım ki şimdi yok öyle kartuş falan uğraşamıyoruz oyunlarla :)

Bu arada ben ortaokul 1. sınıfı ayrı 2. ve 3. sınıfı ayrı okullarda okudum ve 2. sınıfta gittiğim okulda Krokiller isimli biri daha okuyordu. O alt devreydi ve okulda tertipçilik vardı. "Benimle beraber mi geldin lan askere" şeklinde çok üstüne gitmişimdir çocuun :) Aslına bakarsanız Kroki o zamanlar karateye gittiği için benim o zaman için 1.75 olan boyuma (şu an 1.90) döner uçar tekme atabiliodu o yüzden bulaşmıyordum pek :) Neyse efendim Krokiller asıl olarak benim sınıfımdaki Oğuz isimli arkadaşımın (halen görüşürüz) arkadaşıydı ve vesileyle biz de tanıştık. Herkesin ortak noktası olan Commodore 64 bizi birleştirmişti. Krokiller daha sonra Atari Salonunda (Benim Abobo harikasını yarattığım) Atılım'ı buldu onu da kattık olaya (Ulan bu iyice "Güç Yüzüklerine Dair" isimli kitaba benzedi :)

Neyse konu dağılmasın.  Commodore için dergiler mi alırsın, ajanda mı tutarsın her türlü ilgiyi gösterdim cihaza. O dönemler 2 kat üstümüzde kalan kuzenim Deniz ile Emlyn Hughes International Soccer'da harikalar yarattık. Yalnız ikimizin de yenilgiye tahammülü olmadığı için yenildiğimiz her maç sonunda birbirimize bok atmak suretiyle kavgalar etmişizdir :) Oyun hastası olduğumuz için "Street Fighter 2" commodore 64 versiona Antalya'ya ilk geldiği gün mezuniyet törenini erken terk etmek zorunda kaldık :) Ne diyim zevkli zamanlardı. Oğuz'un abisinden de kalma iyi bir oyun arşivi olduğu için sık sık değiş tokuş olaylarına girerdik lakin Oğuz sıkı bir kapitalist'di ve verdiği oyun kaç disketse o kadar disket oyun isterdi :) Hatta bir keresinde değiş tokuş muhabbetinden sonra beni arayıp "Abi sana fazla oyun çekmişiz birini siler misin?" demişti ciddi ciddi :) "Tamam abi silerim" diyip silmedim haliyle :) Goblins Olarak pek bi dolandırıcıydık vesselam. Ati de Oğuz'un Joystick'ini yemişti :)

Şimdi ben bu C64'ü aldım lakin öyle makineyi boş bırakmadım. Multi ICE 3'den sonra 5.25 disket sürücü ve Taş gibi Python Joystick almıştım ki bu Python'u Amiga da dahi kullandım yıllarca banamısın demedi. Aldığım en kaliteli maldı kesinlikle.

Ben bu cihazlarla oyuna oyun demezken karanlık yükseliyor ve bir yandan da programlama konusunda çılgın gelişmeler oluyordu ama bu bir sonraki tarihçede :)