Goblins Grup Ajandası

Evet efendim bu bizzat kendimin (Emre Şenkal) tutmuş olduğu ve Goblins grubunun bir nevi günlüğü şeklinde düzenlenmiş olan (günlük dediğim gelişmelerin aklıma estikçe kaydedilmesi aslında :) Ajandanın word belgesi olarak hazırlanmış halidir. Ajandanın içerisinde bulunan dökümanlar ilgili sayfa geldikçe scannerdan geçirilmiş şekli ile sayfalara yerleştirilmiştir... Sevgiler saygılar :)... ajandanın kaydına başlanma tarihi tahmini olarak benim lise 2 zamanım olan 1995 yılıdır ve ajanda bilgileri değiştirilmeksizin aktarılacaktır. Parantez içerisinde italik olarak yazılmış yazılar benim yazıları bilgisayara geçirdiğim anda yaptığım yorumlardır. Diğer parantezler zaten olan parantezlerdir.

KAPAK YAZISI: Bu ajanda GOBLINS grup elemanlarının özel ajandası olarak kullanılacaktır.

 

Goblins grup olarak 5 ana elemandanoluşmaktadır. Bu elemanlar ben Emre Şenkal, Duygu Yapar, Oğuz Ergin, Atılım Çetin ve Barış Ünsal’dır. Grup aslında bilgisayar programı (Demo, oyun vb.) yapmak için kurulmuştur ama müzik çalışmaları da yapmaktadır. Amblemi uzun köpek dişleri olan kurukafa ile köşeli G harfidir. Elemanlardan ben Emre Şenkal ile Duygu Yapar müzik yapar. Duygu, Atılım ve Oğuz program; Barış ise grafik yapar. Şarkı sözleri bir torba kapak içerisinde dolabımda bulunmaktadır (şu an böyle bir şey yok ama neyse ki şarkı sözlerini daha sonradan ajandaya geçirmişim:)

Goblins grubunun karşı olduğu başlıca şey krolardır. Krolara olan kıllığımızı kasette ve benim Krokiller adlı kitabımda belirttik (ne yazık ki bu kitap kayıp.) Tek amacımız dünyayı krolarda temizlemektir. Kroların özelliklerini, tanımanız açısından bir sonraki sayfada göreceğiz:

 

KRO ÖZELLİKLERİ:

1) Kaşlar ortalama 3 cm.

2) Bıyıklar ortalama 5 cm.

3) Saçlar arkadan uzatılmış.

4) Sakallar hafif çıkmış.

5)Bağır açık, kıllar 25 cm. uzamış.

6) Gömlek mor üzerine pembe çiçek desenli.

7) Kollar sıvalı. 10 cm. kıllar kolları kaplamış.

8) Ellerde de 7,5 cm. kıllar dolu.

9) Kahverengi tesbih.

10) Kemer dev tokalı ve kemerin arta kalanı sarkıtılmış.

11) Çoraplar pantolonla uyumlu olarak pembe.

12) Hacı yeşili pantolon.

13) Ayakkabılar siyah veya kahverengi, altı kösele, ucu sivri ve topuklu.

 

Evet bizim tavsiyemiz bu özelliklerin en az 8’ini taşıyan kişilerden uzan durmanızdır.

Şarkı sözlerinin burada daha iyi korunacağına inandığım için buraya aktarıyorum. Hem bazı gelen eklerin toparlanması gerek.

 

1-) DEATH TO MATH:       

 

Hey dad look at my pad

I don’t care, I don’t need med

Death to math death death to math

Yesterday I went to fat

Tomorrow I will go to cat

Death to math death death to math

I soul the cat in the bad

You fuck the fat on the get

Death death to math death to math

Death to math death death to math

I will take your yellow hat

This time he goes on the pat

Death to math death death to math

She was walk up to me yet

Because he is mary me let.

Death to math death death to math

I soul the cat in the bad

You fuck the fat on the get

Death death to math death to math

Death to math death death to math

 

YAZAN: Deniz Aldemir

 

 

2) ABUZETTİN AYIP ETTİN:

 

Benim adım Abuzettin

Şimdi bana ayıp ettin,

Bu fırsatı sen teptin,

Vidaları gevşettin.

Otobüse çok binerim

Önüme gelene binerim

Bana binmeye çalışanı

Döner bıçağıyla delerim.

Abuzettin ayıp ettin

Vidaları gevşettin.

Biz Tarkan’a çok kılız

Harbi Müslüm babacıyız

Jileti usturayı alır

Göğsümüzü yırtarız.

Televizyona bayılırız

İbo şovu kaçırmayız

Tutti Frutti yi bekler,

Gece Üçte zıbarırız.

Abuzettin ayıp ettin

Vidaları gevşettin.

 

 

YAZAN: Deniz Aldemir

 

3) AĞZINA MIÇAYIM VAHDET:

 

                        Gittin puştun arabasına

Çivi çaktın önüne arkasına

Bir daha yaklaşma başkasına

Ağzına mıçayım Vahdet

Şimdi mahalleye nasıl gidecez?

Anana dayına ne diyecez?

Bu kanları biz nasıl silecez?

Ağzına mıçayım Vahdet

Ağzına mıçayım Vahdet

Ağzına mıçayım Vahdet

Ağzına mıçayım Vahdet

Ağzınaaaaa mıçayııım... ------ Nakarat

 

YAZAN : Deniz Aldemir

 

4) ABUZETTİN’İN DOĞASI:

 

                        Kaş kalınlığı 3 cm.

Gözler koyu kahverengi

Pembedir ipek gömleğim

Pantolon hacı yeşili

Burnum tam bir hokka

Saçları arkaya yalarım

Basmam tükürüğe boka,

Evde sek sek oynarım.

Abuzettin ortaya saldı

Çevredekiler sallandı.------Nakarat

 

5) KOMPOZİTÖR:

                        Anlamazsın, dinlemezsin

Her lafıma da girersin

Ne olduğunu bilmezsin,

Kompozitör istersin.

Şimdi koyacam bir tane

Mozart, Betthowen sanane!

Sakın zırlama annene

Sonra döverim ikinizi de...              YAZAN: Deniz Aldemir

NOT: Kompozitör isimli parça, Ağzına Mıçayım Vahdet’in ikinci bölümü olarak söylenecektir.

 

6) İSTANBUL İN İSTANBUL:

 

Haber verdik sağa sola

Şırnak’tan çıktık yola

Kolye boyna, künye kola

İşte indik İstanbul’a

Adı Yedi tepeli şehir

Hoka Mola bildiğin zehir

Kondumun önünde var bir nehir

Ama hafif bok kokir!   --------- Nakarat

Geleli tam bir hafta oldi.

Bağlamam çizikle doldi.

Kardelenlerim neden soldi?

Bu gurbet bana acı koydi!

Adı Yedi tepeli şehir

Hoka Mola bildiğin zehir

Kondumun önünde var bir nehir

Ama hafif bok kokir!   --------- Nakarat

 

YAZAN: Deniz Aldemir

 

7) İSTANBUL’DAN ŞIRNAK’A (Düz okunacak)

 

                        Sevgili Fadime

 

Mektubumu yazak iken hep seni düşünüyorum. İnşallah bu mektubu postacı Hamza sana ulaştırır. Adam değil pezemenk. Nassınız? Orada havalar nasıl? Siz karlama yapıp yer iken ben denize giriyorum. Hem denizde bedava badılcan ve karpuz da var. Ha karpuz dedim de burada gavur karılar cıs cıbıl dolaniyi plajda. Lakin ben senin fikrinden onların memişlerini bile göremiyorum. Hiç biri senin yerini tutamaz, büyük şehir beni yutamaz fadiş!

Şırnak’tan geleli 2 haftada hamdolsun milyonu biriktirdik. Gündüz hamallık, sabah simitçilik, akşam da çiğköftecilik yapiyem. Burada kaldırımlar bizim köyün yolu kadar. Bir evler var kerpiç değil beton diyorlar, yan yatırsan bizim sülalenin evlerini yere gömer. Emme memleket hasreti gözümde tütiyi. Na burda bizim muhtarın televizyon dediği şeylerden tonlarca var. Devletin GAP’ından başka her bişey çıkıyo. Hemşerilerin kahvesinde izliyoz. Geceleri bir programlar çıkıyi be Allah adamın abdestini bozar. Fadiş sakın bana mektup yazar iken neden oralardasın? Batsın bu dünya!, bitsin bu rüya!, devlet nerede?  Diye yakınma. Vealla adamı kominiz mi ne deyip içeri tıkkıveriyorlar. Haydi Fadiş, ellerinizden öper, gözlerinizden sıkarım herkese bol selam Aleyküm Vesselam...

 

YAZAN : Deniz Aldemir

 

 

 

8) KROLARIN KROSU:

 

                        Abuzettin zengin oldu

Cepler mark ve dolar doldu

Göğsündeki kılları yoldu

Böylece entel oldu.

Abuzettin işine gider

Sekreteri çok sever

Eve gece sarhoş döner

Karısı Necabet’i döver.

Kroların krosu

Cebindedir prosu. ---- Nakarat

 

YAZAN : Deniz Aldemir

9) ABAZA CUMHURİYETİ:

                        Derdimiz, günümüz karı,

Başkentimiz kadın yarı

Dibine ekeriz darı

Cumhuriyetimize gülenin.

 

Sevgilimiz avrat milleti

Hayriye, Jale, Melahat’i

Hepimizin şahsiyeti

İşte Abaza Cumhuriyeti.

Sevgilimiz karı milleti

En büyük Abaza Cumhuriyeti

Milleti erkek milleti

İşte Abaza Cumhuriyeti---- Nakarat

 

YAZAN: Deniz Aldemir

 

 

 

 

 

 

10) KROCA ADLAR:

 

                        Abuzettin, Necabettin

Rıfat, Abbas ve Abidin.

Şerafettin ve Veliddin

En sevdiğimiz isimler

Gaffar, Abbas, Gıyasettin

Abdülmüttalip, Vahdettin

Abdurrezzak ve Şemsettin

En sevdiğimiz isimler

 

YAZAN: Deniz Aldemir

 

11) VAHDET:

 

Babanı sinir edersin,

Arabayı çivilersin

Kompozitör de istersin

Sen ne salak bir veletsin.

Annene hep yılışırsın,

Hep kirlidir üstün başın

Daha beş altıdır yaşın,

İt kopuktur arkadaşın.

YAZAN: Deniz Aldemir.

Not: Bu şarkı da (Vahdet) Ağzına mıçayım Vahdet’e eklenecek.

 

12) MALATYA :

 

                        Çıktık geldik İstanbul’a

Gülüm gibi Malatya’dan

Sıçıyoruz sağa sola

Alımızı unutmadan.

Maalatya maaalatya (melodiye göre) --- Nakarat

Bizden çıkar İbo’lar

Ve de Turgut Özal’lar

Pizza dediğin lahmacun

İçine sosis koyilar.

Maalatya maaalatya

YAZAN: Deniz Aldemir

13) MÜZİKLİ ÇORBA TARİFİ:

 

                        Önce bir kilo soğanı alın

İkiye bölüp tencereye atın

Üç kilo sarımsağı rendeleyip

İçine bir güzel karıştırın

Bir kilo kırmızı biberi

Üçe bölüp rendeleyin

Tenceredeki yiyecekleri

Çıkarıp bir daha temizleyin

Beş tutam toz biberi

Üzerine iyice serpin

Tencereye yeniden atıp

Tatlı Tatlı yiyin...                                YAZAN : Deniz Aldemir

14) IH ABDURREZZAK:

 

                        Abdurrezzak, mahallenin işsizidir

Yüksek kaldırım mühendisidir. --- Giriş

Ih Abdurrezzak oha!, hayda bra!

Ih Abdurezzak nara!, Çüş deva!

Benim adım Abdurrezzak

Sıçarım ortalığa, Nara domparpa!------Nakarat

                        Abdurrezzak derler bana

Namım yayılmış her yana

Mahalleyi dar ederim

9 kardeşime sataşana.

Ih Abdurrezzak oha!, hayda bra!

Ih Abdurezzak nara!, Çüş deva!

Benim adım Abdurrezzak

Sıçarım ortalığa, Nara domparpa! ---  Nakarat

Abdurrezzak’ı kızdırmayın

Tepesini attırmayın!

Onu sinirlendirirseniz

Ortalıkta bulunmayın.

Ih Abdurrezzak oha!, hayda bra!

Ih Abdurezzak nara!, Çüş deva!

Benim adım Abdurrezzak

Sıçarım ortalığa, Nara domparpa! --- Nakarat

YAZAN: Deniz Aldemir

 

 

 

 

15) FUTBOL:

 

                        Fener, Kartal, Galatasaray

Leş gibi pis yaka paça

Cepte ekmek parası nanay

Beş yüz bine gider maça

Sen her Pazar stada kaç

Evde karı çocuk aç

Eve gider aklında maç

Ofsayt, penaltı, korner, taç!

Hayatımız Futbol

Sanki para cepte bol

Sen böyle mankafa ol

Girsin maçlar sanki kol --- Nakarat

 

16) BEKLENMEYEN KONUK:

                       

                        Bir gün Abuzettin evdeyken

Zil çaldı durup dururken

Necabet Hanım kapıyı açtı

O da ne! Gelen Sertaç’tı

Sertaç Abuzettin’in emmoğluydu

Görüşmeyeli 10 yıl olduydu

Malatyadan küçükken kaçmış

ODTÜ’den mühendis çıkmış.

Abuzettin dedi “Ne haber emmoğlu”

“Ne bu saç sakal sana ne oldu?”

Sertaç “What is this Abuzettin abi?”

“Sen de tam magandaymışsın hani” dedi.

Sertaç’ın kalacak yeri yoktu

Abuzettinlerde boş yer çoktu

Abuzettin birkaç gün bizde kal dedi

Sertaç bunu birkaç yıl işitti.

“Oğlum Sertaç birkaç gün bizde kalabilirsin”

“Birkaç yıl mı? Tamam bee sevdim zaten burayı”

YAZAN: Deniz Aldemir

 

 

 

17) ALIŞVERİŞ:

                       

                        Abuzettin ve yeğeni

Bir sabah çarşıya indi.

Bol alışveriş ettiler

Sertaç aldı Abuzettin ödedi.

“Sertaç yeğenim

Bu ne biçim pantolon

İki teki tam 3 milyon

Şu ayağımdaki hacı yeşilinden

O paraya 13 tane alıyon.”

“Amca buna Lewis derler.

Zengin ve enteller giyer.

Giymesi çok kolaydır ama,

Krolar biraz zor öder.”

Biri entel biri maganda

Bütün gün alışverişteler

Bir Benetton, bir şalgamcıda

Akşama kadar gezindiler. ---- Nakarat

YAZAN : Deniz Aldemir

18) GOBLİNS 1

                       

                        Ben Emre

Düşmez cemre

Goblins’e müzik yaparım

Bana sataşanlar olursa

Hiç acımadan haklarım

 

Ben Duygu duymam kuşku

Ben de müzik yaparım

Goblins’in işine karışırsan

Etkili bir yumruk atarım.

 

Go go go Goblins! --- Nakarat

 

Ben Atılım sanmayın katılım

Programları ben yaparım

Goblins’e laf edersen

Aparkatı hemen sallarım

 

Ben Oğuz var biraz kuduz

Ben de program yaparım

Bana laf atanlar olursa

Çıkarır bıçağı saplarım

 

Go go go Goblins! --- Nakarat

 

Ben barış tam 10 karış

Ray Trace grafik yaparım

Biri bana meydan okursa

Hiç düşünmeden patlatırım.

 

Go go go Goblins! --- Nakarat

 

YAZAN: Emre Şenkal

 

19) NEDEN KROLAR?

Bağrından kıllar fışkırır

Panço yiyince kışkırır

Kadınlar onu azdırır

Mezar kuyusunu kazdırır

Dövmedik adam kalmaı

İyi bir hareket yapmadı

Artık derman kalmadı

Mahallenin krosu Abuzer!

Hep krolara laf ettik

Rezilliklerini seyrettik

İstemiyoruz artık kroları

Öldüreceğiz onları...

YAZAN: Emre Şenkal

 

20) KROKILLER:

 

                        Yıl 2084: artık krolar tüm dünyayı işgal etmiş durumda. Fakat halen sağ olan birkaç başkaldırıcı entel bir robot yaptı... KROKILLER!

 

Krolar hepinize ölüm getirdim.

Topunuzu yok etmeye yeminliyim

Artık durmayın kaçmaya bakın

Kaçarken arkaya bakmayın

Yakında krolar kalmayacak

Hepsi de toz olup uçacak

Kurtulmanız artık mümkün değil

Dur çağdaş! Vurulacan eğil!

Düşmanlar bana vız gelir.

Hiçbir silah etkili değil

Kurtuluş yok krolar ölecek

Dünya onlardan temizlenecek

Çağımızda krolara hiç yer yok

Kroların hepsi birbirinden bok.

Kaçacak delik aramayın

Nasılsa öleceksiniz telaşlanmayın.

YAZAN: Emre Şenkal

21) GOBLINS II

 

                        Ben Goblins adamı Love’arım

Üstüne çıkar hoplarım

I’ı sinir edeni Fuck’larım

After uçan tekme atarım

Goblins’i not ahead sakın ha!

Üyelerine hiç bulaşma

Tepemizin cup’ını attırma!

Hadi go burdan about fırla.

Goblins sinirlenirse bad kor

Goblins’i owercom zaten zor.

Member’larım hiç yenilmiyor

Goblins matkap gibi deliyor.

Cowardly’ler bize katılamaz

Onlar this işten hiç anlamaz

Bu sözleri head’ine iyi yaz

Anlamadıysan mezarını kaz!

Goblins’e touch’an yaşayamadı

Üyeler all!ını hakladı

Artık bulaşan kalmadı

Goblins tek Power kaldı!!!

YAZAN: Emre Şenkal

 

Eveet böylece şarkı sözlerinin bulunduğu paketi yırtıp attım. (:)) Yeni şarkı sözlerinin yazılacağı zaman tekrar eklemeler yapılacak. Şarkılar için yapılacak olan müzikler 1996 yılının yazında yapılmaya başlanacak. Ayrıca şimdiye kadar yaptığımız birkaç demo denemesi var. Örneğin benim hazır resimlerini yaptığım bir demo var. Müziğini de ben yaptım.

Duygu yeni görsel effectler yapmayı başarmış. Ayrıca Amiga’da Ray Trace grafik yapmayı başarmış. Aytek diye grup yan elemanlarından biri de PC için scanner bulmuş (kağıttan resim araklamak için) Resimleri PC’ye atıp, oradan Amiga’ya geçireceğiz.

Telefonda müzik yapma tekniği bulduk. Tuşlardan 1, 2, 3; 4, 5, 6 ; 7, 8, 9 aynı şekilde 3 nota içeriyor. Yani 1,2 ve 7 tuşları aynı notayı karşılıyor. Capella’dan “you got to now” adlı parçayı çalmayı başardık.

Kalekapısı’nın oradaki bir pasajda 6.000.000 a bir mixer bulmayı başardık. Mixer 5 kanallı. Tabi mixer almadığımız için fiyatı pahalanacaktır. Mixer’ı ancak üniversiteyi kazandıktan sonra alabilirim.

En son BİM95 bilgisayar fuarına Duygu ile beraber gittik. Orada dijitize (Fotoğrafın sayısal hali) 2 tane fotoğrafımızı bilgisayar disketine kaydettik. Fakat biri kayboldu. Birini de üzerinde oynamalar yaparak geliştirdik. Şu anda Amiga’da bu resmi kullanıyoruz.

Abuzer’s The Last Crusade adlı bir oyun yapmayı düşünüyoruz. Ama bu planın gerçekleşmesi kesin değil. Aslında grafiklerin bir kısmı hazır ve Duygu’da ekran kayması gibi efektler hazırladı (Amos diye bir programlama dili ile) Yine bilgisayarla şu sıralar uğraşamadığımızdan oyunu çıkaramıyoruz. Zaten oyundan önce kasedi bitirmryi planlıyoruz.

Goblins üyelerine özel bir selamlaşma şekli bulduk. Bu selamlaşma aslen çakmaya dayalı. Bu çakmada ilk önce normal olarak bir el üstte, bir el altta çakılır. Aynı hareket el değiştirerek yapılır. Sonra yan olarak iki el birbirine vurulur. Sonra iki elin tersi birbirine vurulup eller tutuşulur. Bitti...

Amiga’yı kaldırmadan önce animasyonlarla uğraşıyordum. Hatta bir yaratığın ekrana yaklaşması animasyonunu da yapmıştım. Ama şu anda bilgisayar açık olmadığından izleyemiyorum.

Bugünlerde Atılım’dan bir mikrofon alacağım. Böylece kayıtta daha bir netlik sağlayacağım.

Oğuz eline yeni bir Notebook geçirmiş. Abisinin kullanmadığı zamanlar uğraşabiliyor. Makinenin özellikleri fena değil, bu yüzden işimize yarayabilir belki.

Timur adlı bir zibidinin gruba çeşitli katkıları oluyor. Ray trace (3d diyebiliriz) grafik yönünden geniş bilgisi var. Ayrıca bilgisayarı ( PC ) oldukça gelişmiş yan elemanlarla donatılmış. Yeni çıkan oyunları da Almanya’dan getirtebiliyor.

İstiklal Marşı’nı rap halinde tekrar yorumlayıp kasete eklemeyi düşünüyorum. Ayrıca artık isimler yerine kod adlarını kullanacağız. Şimdilik Duygu ile benim kod adım var. Benimki Shitboy , Duygununki Butboy!.

Atılımdan mikrofonu sonunda aldım. Mikrofon biraz adi ama ses kalitesini yaklaşık olarak 2-3 kat artırdı. Yalnız benim teybimin özelliğinden dolayı sesleri müzikle birleştiremiyorum. Bu olayı sağlamak için yeni yeni planlarım var. Ayrıca Oğuz’dan almış olduğum 2’li kulaklık girişi belli bir ölçüde kayıt işini kolaylaştırıyor.

Atılım bir ihtimal 2-3 kanallı bir mixer yapabileceğimizi söyledi. Ama bu o kadar kolay bir iş değil. Oğuz, küçük hataların bile çeşitli cızırtılara neden olacağını söyledi. (bunun doğruluğu garanti değil.)  

Bugün bir deneme sınavına girdim. Sınavda Atılım ve Başar’a (Barışın kardeşi) rastladım. Başar Braveheart ve Lethal Weapon’ın film müziklerini almış. Bu müziklerden birkaç efekt alabileceğimizi umuyorum.

Son aldığım kasette Amiga’da hazır olan efektin kullanıldığını fark ettim. Sanırım bu kasetteki şarkıdan  araklamışlar efekti.

Yazın orgla beraber bir midi almayı düşünüyorum. Böylece orgu bilgisayara bağlayıp, müzik konusunda belli ölçüde gelişme sağlayacağım. Öğrendiğim kadarı ile Protracker adlı müzik programında org bilgisayar tuşlarının yaptığı işi aynen yapabiliyormuş. Ayrıca bilgisayardaki tuşların Protracker’da ne işe yaradığını Protracker’ın olduğu disk, sürücüde iken help’e basarak öğrenebiliriz. En soldaki Help’e benzer şekildeki tuşa basarak programı hafızadan silmeden programdan çıkarak başka dos programlarını da çalıştırabiliyoruz. (Multi Tasking özelliği)

Duygu Amiga’ya PC’deki Doom türü yeni bir oyun almış. Dediğine göre PC’ye çok yakın özellikleri varmış.Müzikleri de çok güzelmiş. Bunun yanında bir de 2 disketlik demosu varmış. Demonun tamamı Ray Trace animasyonla doluymuş.

Yapılması düşünülen yeni bir Shoot’em Up oyununda Ray Trace bir uçak Spite’ı kullanılacak. (Duygu yapacak). Bir de Space War adlı bir dos oyununun sprite’larını değiştirmeyi düşünüyoruz. Oyunun efektlerini de  yürütüp yeni oyuna eklemeyi planlıyoruz.

Üniversiteyi kazanıp da Amiga’ya “Sampler” almayı başarırsam CD Playerdan saf 8 bitlik ses almayı başabileceğim.

Rahat müzik yapabilmek için bir Atari ST almamız şart gibi bir şey. Duygu’dan duyduğum kadarı ile bilgisayar kendiliğinden midi ve sampler içeriyor. Ayrıca 16 kanal ve 8 bitlik. Kendinden mixeri olduğunu da duydum. Sırf müzik yapmak için yapılmış. Piyasada programı yok ama Başar denen arkadaşta bu bilgisayarın 100-150 ten programı olduğunu duydum.

Atılım Amstrad’da tek tek nokta hesaplayarak Leman dergisindeki Lombak kahramanlarının grafiklerini yapmayı başarmış.

Aslında bir PC alıp çok gelişmiş Sound Blaster almak büyük kolaylık sağlayabilecek bir iş. Çünkü bu çok gelişmiş Sound Blaster’lar  müzik hakkında arayabileceğimiz her türlü kolaylığa sahip. Bunun yanında ses kalitesi de 8 bitten yukarı olmuş oluyor. Fakat PC deki müzik programlarını bilmediğimizden ve Protracker’a çok alıştığımızdan Pc’ye geçiş gerçekten zor olacak.

Grubun mixer istemesinin asıl nedeni, Amiga’da sadece 4 kanal olması. Bu özellik yüzünden müziklerin çoğu insana bayağı geliyor. Amiga istenirse 8 kanal yapılıyor ama bu sefer de ses kalitesi azalıyor. Mixer sayesinde 2 Amiga’yı birbirine bağlam şansımız olacak.

Amiga’da digitize animasyonlarla dans grafiği olduğunu duydum. Böyle bir şeyi digitizer’ımız olsa sanırım biz de yapabiliriz. Ben asıl kendi çizimlerimle bir dans animasyonu yapmak istiyorum.

NOT: Death to Math için veya herhangi bir şarkının sözlü konuşmasından sonra ( baştaki ) GODS  adlı oyunun uzun bağırmalarından birini koy. İyi duracak eminim.

Duygu sayesinde Pc’deki effectleri Amiga’ya atmanın yolunu buldum. Timur’un Pc’sinden bir çok effect hard diskte durmakta. Bu effectlerin hepsini zamanla Amiga’ya atmayı düşünüyoruz.

Duygu ile Atılım yakın zaman içersinde birer PC almayı düşünüyor. Ben de üniversiteyi kazanacak olursam Org alacaktım ama bu orgu PC’ye çevirmeye karar verdim.

Duygu Amiga’nın TV çıkışını kullanıp 2 kanallı bir mixer bulmuş. Eğer olursa Amiga müziklerini 8 bit halinde 8 kanaldan çalıp kaydedebileceğiz. Ama yakında PC’ye geçileceğinden PC Sound Blasterının ayrıcalıklarından yartarlanırız.

Amiga’daki tüm modülleri PC’ye 8 bit halinde atmayı başardık. Artık rahatlıkla PC’de bir Amiga emülatöründe (Protracker: Amiga’da müzik yapmaya yarayan gelişmiş bir müzik programı.) Protracker’ı çalıştırıp module dinleyip, yapabileceğiz.

Distant Earth adlı bir demonun senaryosunu yazdım. Bunu en son aldığım Newage kasetinden  esinlenerek yazdım. Demoda uzak bi dünyada olan bir olay konu ediliyor. Ama daha sadece senaryosu bitti. Büyük ihtimalle demo Ray Trace olarak.

Atılım PC almaya çok yaklaşmışken abiinin kıllığı yüzünden bir anda PC’den uzaklaştı. Ama Duygu’nun alma şansı halen %90 var.

Duygu PC’yi aldı. Artık demo yapma konusunda oldukça ilerleyeceğiz. Atılım Oğuz’un geçici notebookunda vektör döndürmeyi başardı. Oğuz’da bir bhoklar döndürüyo.

Atılım Pc’yi abisinin montajı sayesinde birleştirecek gibi görünyor. Şimdiden belli parçalar eline geçti. Benim PC işim ise Allah’lık gibi görünüyor. Eğer ben, Atılım ve Duygu Ankara’yı kazanabilirsek bir dairede grup binasını kuracağız.

Atılım ve Oğuz’un kod adları belirlendi. Atılım’ın kod adı: Bruj Li, Oğuzun kod adı : Maggayvır. Ayrıca grup elemanı olmamasına rağmen Cem bilem bir PC alacak yakında.

Duygu puştu PC’yi oyunla doldurdu ama tek kuruş ödemedi. Özellikle Cem denen dingoyu söğüşleyerek bir sürü oyun elde etti. Bunun yanında Timur’dan aldığı oyunlar da ayrıca Aytek’in getirdiği program ve oyunlar da var.

Ben de sağda solda PC kullanarak bayağı bir şey öğrendim. Hiç bilmediğim halde şıkır şıkır oyun çalıştırıyorum ve rahat rahat oynuyorum. Programlarda da üstüme yok.

15 tatile girdiğimizde ilk hafta benim dersanem yoktu. Bu fırsattan istifade edip Amiga’yı açtım. 3 kutu diskim olmasına rağmen bunlar 7 kutuya çıktı. Bu olayda Duygu’nun rolü büyük. PC’yi alması tüm amiga disketlerini elinden çıkarması demek oldu. Az da olsa Amiga’ya olan özlemim giderilebildi.

Deniz’in okulundaki bilgisayarda müstehcen resimler çıkarmayı başardım. Bununla beraber PC’yi kullanma kabiliyetim arttı. Bu resimleri Atatürkçü Düşünce Derneğinde de çıkarttım. Ama duydum ki bu resimleri yetkili birisi çakmış ve böylece tüm resimler silinmiş tabii ki. Ama resim bulmak kolay. Duygu’nun şu anki hafızasında en az 50 tane resim var. Duygu uslu bir çocuk olduğundan bu resimlşerin en fazla 5-10 tanesi müsto. Geri kalan resimler de hayvan manzara vs. resimler ama gerçekten güzel ve iyi kaliteli resimler.

Klasik Atılım maceralarında son gelişme... Atılım’a gelen parçalardan biri bozuk çıktı. Ati ( Bruj li )  parçayı tekrar Ankara’ya geri gönderdi. Hiç para ödemeden yeni parça elinde olacak.

Artık PC oyun cheatlerini bu ajanda da göstereceğim. (demişim fakat bu benim için angaryaan başka bir şey olmayacağından ve gereksiz görüldüğü için cheatler yazılmamıştır. İnternetten bulun kardeşim!! :))

Not: Şarkılardan birinin rap solosunda yazıları tersten okuyalım. Eğer klip çekecek olursak bu yazıları düz yazarız. (ulen neler de hayal etmişim bee...)

Timur video kartı almayı düşünüyor. Bu kartı kullanarak Mortal Kombat tipinde kendimizin oynadığı bir oyun yapmayı planlıyoruz. Bu plan işlemesse bir video klip yapacağız.

Ayrıca üstünde GoblinS’in işareti olan ve “Goblins” yazan bir tişört bastırmayı planlıyoruz.

Duygu PC’sine CD-ROM ile Sound Blaster’ı düzdü. Müzikle yakından ilgilenmek istemesine karşın PC’de Amigadaki Protracker’ın yerini alabilecek bir program bulamadı. Ala ala bir Commodore 64 emülatörü aldı. Emülatör programının içindeki 64 oyunları ile yetiniyor diyemeyiz çünkü daha başka bir çok oyunu var.

Bizim Cem denen, gruba üye olmayan ama grup için bok gibi para harcayan arkadaşımız da bir PC aldı. Pc’sini multimedia’ya çevirdi. GoblinS’in çoğu oyununu  Cem Akdağ karşılamakta.

Org ile PC’yi bir teypte buluşturmayı denedik. Bu iş için gereken ana kablo ile hem PC’nin ses kalitesi düştü, hem de  orgla birleşme sağlanamadı. Kısaca bu iş yattı.

Atılımdan alınan son bilgilere göre HDD sonunda gelecek gibiymiş. Ama hala kesin bir şey söylenemez.

Timur halen video kartı alamadı. Kart 30.000.000 civarında bir şeymiş. ( Bu iş biraz zor )

Atılım’ın PC’si sonunda tamam. PC’yi alır almaz porno mangalarla doldurdu. Ati çizgi filmlerden zevk alıyor. (muhahahahaha)

Eğer üniversiteyi kazanırsam bir Pentium 100 almayı düşünüyorum. Atılım’ın mouse’u çok dandik.

Tam Penti ümidimi kesmiştim ki babam Fransa’dan yüklü bir para gönderdi. Sanırım kazanırsam hala penti 100 alabilirim.

Duygu Pc’sini sonunda Pentium-100 yaptı. Timur hem pentium-133 yaptı, hem ram’ını 16 mbyte yaptı. Yani süper bir bilgisayar yarattı.

Atılım hard diskine ne güzel kavuşmuşken bir iki hafta sonra abisi tekrar götürdü. Şu anda Atılım yalnız Alaaddin denen oyunu oynayabiliyor. Ara sıra “Imagine” isimli 3d programı ile uğraşıyor.

Atılım’ın üniversite olarak ODTU bilgisayar mühendisliğini, kazanacağı garanti gibi ama benim nereyi kazanacağım henüz meçhul. Kabullenmek lazım “Ati malı götürdü”.

Duyduğuma göre Duygu Penti’yi Sectör’den almış. Böylece Aytek’i satmış bulundu. Aytek’le konuştu mu bilemem ama bundan sonra Aytek’in Duygu ile konuşması zor görünüyor.

Halen eli yüzü düzgün bir demomuz yok. Çizimlerimi oldukça geliştirdim. Şöyle güzel bir oyun yapabilsek...

İçimizde en kötü bilgisayarı olan ki elindekine bilgisayar denmiyor artık, Oğuz kaldı. Halen 64’le uğraşacağım diye çırpınıyor. Abisi bir türlü alamadı şu PC’yi.

Abisi” demişken bir anıyı daha yazayım. Duygu ve ben de amiga olan zamanlarda, beraber oyun almak için “Medya bilgisayar” isimli bir bilgisayarcıya giderdik. Oranın sahibi bizlere hep “Abisi” diye hitap ederdi. Ayrıca oyunları ucuzdu. Sahibinin oğlunun (orada çalışıyordu) yıllarca kasıp biriktirmiş olduğu “64’ler” ve “Amiga” dergilerini Duygu ile her gidişimizde ben adamı oyalamak, Duygu da çantasına dergileri atmak sureti ile yürütür dururduk :)... Dergilerden kırpılmış oyun resimleri bu ajandanın orjinalinin arkasına yapıştırılmış bulunmaktadır :)... Ayrıca bu eylemlerden Sector Bilgisayar’da nasibini almıştır. Fakat ben Sector eylemlerinde bulunmadım :-) 

Not: Beyaz bir ekran üzerine mavi, kırmızı ve yeşil ağırlıklı bir resim yap (minyatür).

Hani bir ara Amiga emülatörü ile Protracker’ı çalıştıracağız demiştim ya... işte o zamandan beri bir bok olmadı. Çünkü Pc’de çalışan bir amiga emülatörü bulamadık. Sectör iyisini getirecek diyorlar ama hadi hayırlısı.

Atılım PC’sine 50.000 T.L.’ye mal olan ve tamamı ile kendi birleştirdiği 8 bitlik bir ses kartı yaptı. Yalnız bu ses kartının uyumlu olduğu çok az program var. Neyseki Commodore 64 emulatörünün seslerini çıkartabiliyor. (Duygu’nun Sound Blaster’ı bile bu sesleri çıkartamıyor.) Ha bi de modulleri dinleyebiliyor bu ses kartı ile.

NOT: Eğer oyun yaparsak elimizdeki düzgün şarkılara (Sözlü) arkaplan koyalım.

Cem bilgisayarı aldığından beri bir hafıza sorunu vardı. Sonunda bir programla bu sorunu gidermişler.

Eğer PC’yi alırsam Amiga işe yaramıyor diye atmam. Amiganın kendi çapında iyi olduğu yerler var. Örneğin müzik. PC’nin ses kalitesi iyi ama şimdiye kadar Protracker gibi bir program göremedim. Sectör’den Nihat Protracker var dedi bize ama bulamadı (daha doğrusu aramadı). Duygu ucuza bir Amiga bulmuş alacam diyor.

Not: M.U.D.S’u al. Omni Play Basket’i al.

Artık Duygu Amiga falan almayı düşünmüyor. Çünkü Protracker a basan “FAST TRACKER 2” adlı bir program bulduk. BEN HALA PC ALAMADIM!.

Annem Fransa’ya babamı ziyarete gitmişti. Birkaç gün önce döndü. Ama ben halen bir PC alamadım. Üniversite sınavı sonucunda Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nü kazandım. O kadar üniversite çalışması sonucu yazımı (kış, yaz) Dağbeli kasabasında geçirdim (Dandik bir dağda dandik bir yer). Sinir krizleri geçirdim.

Isparta’daki günlerim fena gitmiyor. (vay be o günden bu güne hiçbir şey yazmamışım.) Dersler sınavlar derken zamanım geçiyor.

Atılım ODTÜ Bilgisayar Öğretmenliği’ni  kazandı.  Geldiğindeki tavırlarına bakılırsa pek memnun değil. Antalya’ya delmeyi çok sevmeye başladı.

Microchip Bilgisayar denen bir yerle oldukça iyi ilişkiler içindeyiz. Gerek oyun, gerek program ve gerekse donanım için gereken şeyleri çok ucuza veya bedava elde edebiliyoruz. (Sağ olsun Koral abi ve Ercüment abi)

Atılım kendi 3D programını yazdı. Bir nevi fraktal programı gibi çalışıyor ama yine de grup için büyük bir adım.

Duygu da ben de müzik konusunda oldukça ilerledik. Ha bu arada benim hala bir PC’im yok. Sanırım yakında kaset için ciddi çalışmalara başlayacağız.

Microchip’te Cenk adında bir hırtla tanıştık. (Aslında daha birçok kişi ile tanıştık ama Cenk en çok göze batanı.) Aslen iyi çocuk ama biraz hırt. Uçak hastası bir adam, ayrıca nişanlı.

Amiga halen sorun çıkartıyor. En son klavye de işlemez oldu. 7-8 tuşu tamir ettim. Klavyenin üstünde bulunan bilgisayar kapağı parçası kırıldı. Bir Amiga tuşu, Caps-Lock tuşu ve Escape tuşu devre dışı kaldı. (Kısmen) Ayrıca bilgisayar da kafayı yemeye başladı. Zırt pırt software error veriyor. Yakında bilgisayarım (yani hesap makinem) göçcek gibi.

PC’de güzel bir Amiga emülatörü bulundu. Onun sayesinde Pc’de Deluxe Paint 5 isimli programı kullanabiliyoruz. ( ve daha birçok programı) Yalnız Amiga’da PC emülatörü kullanır gibi doğrudan Amiga disketini takıp çalıştıramıyorsun. Yalnızca Amiga’dan Pc’ye atıp PC’de kullanabiliyoruz. Yani bi Amiga yoksa işe yaramıyor.

Hala düzgün bir demomuz yok ama kesinlikle yapmayı planlıyoruz. Ayrıca oyun hakkında da aynı şeyler geçerli. Demo için bir çok efekt hazır ama hala kapsamlı bir çalışma ortamı bulamadık. (Şöyle birkaç bilgisayarın birden bulunduğu bir yer ) Oyun için ise tür karmaşası yaşanıyor grupta. Ben ne olursa olsun diyorum. Aytek ve Atılım Shoot’em Up  mı platform mu olsun diye tartışıyor. Duygu da hemen hemen benim görüşümde. Platform için grafikleri Duygu hazırlıyor. Vasati derecede bir ilerleme var.

Oğuz üniversite sınavına hazırlanmak için grupla olan bağlantılarını oldukça kıstı. (Kesinlikle hak veriyorum) Adamı arada bir görüyorum. En son görüşmemizde beraber basket oynadık. Bilgisayar işinden geçici bir süre elini ayağını çekmiş gibi görünüyor.

Isparta’da bilgisayarın gerek donanımı gerekse programları ile ilgilenen Bahadır diye biri ile tanıştım. Bana çeşitli konularda yardımcı olup Ankara’dan (Ankara’da oturuyor) çeşitli parçalar ve oyunlar getiriyor.

Bu arada internet ile oldukça haşır neşir olmaya başladık. Gerek Netmeeting gerekse Explorer’ı kullanmayı öğrendik. Çeşitli insanlarla tanıştık. Özellikle İsviçre’den Tarık Kral adlı kişi ile oldukça haşır neşir olduk. Explorer yardımı ile çeşitli resimler ve modüller aldık

Geçenlerde Microchip’te son oyun makineleri arasında yer alan Sony Playstation aslı makineyi Gökhan diye bir çocuk getirdi. (Pardon biraz devrik oldu ) Makinenin muhteşem hızı yardımı ile artık 2 boyutlu oyunlar unutulmaya yüz tutmuş durumda. Makinede gördüğümüz hiçbir oyun 2 boyutlu değildi. Hepsi Real-time 3D oyunlardı. Gökhan’ın 8 milyona aldığı Tekken 2 Microchip’te büyük ilgi gördü.

Yav hala PC almadım ya, ama artık Amiga’yı ilk A’dan son A’ya kadar öğrendim sayılır. Orası bozuluyor burası bozuluyor derken donanımı iyice söktük anasını satayım. Okulun 2. Dönemine başladım. 2 hafta geçmiş olmasına rağmen derslerin hayli kazık olacağı şimdiden görünüyor. Hocaların karakterleri değişti. Örneğin soruları veren İnkılap Tarihi öğretmeni soru moru vermez oldu.

Atılım garibimden haber yok. Ben de 2 gün önce (Isparta’ya gitmeden) Ankara’ya gittiydi. Hiç ses seda yok. Neyse umarım mutludur gurbet ellerde.

Amiga’da bu günlerde Süper  Street Fighter 2 ile uğraşmaktayım. Hatta bu satırları yazarken oyunda yaptığım değişiklikleri kontrol etmekteyim. (aha! disk istedi.) O kadar çok kontrol yaptım ki artık nerede hangi diski koyacağımı, adamların hangi disklerde olduklarını ezbere biliyorum. (aha! menü ekranı çıktı.) Neyse oyunda yaptığım değişikliklere gelince: Adamların ses efektlerinin yerlerini değiştirdim. Oyunu Türkçe’ye çevirdim. (Şu anda bilgisayar çaktı) ama Blanka’nın dataları ile bir türlü  oynaşamıyorum. Yalnızca bir tek değişiklik yapsam oyun çıkmıyor. Bu plan yattı gibi. 5 kere falan değişiklik yapmak istememe rağmen olmadı.

Bugün ayrı yeten Joystickleri tamir etmeye çalıştım. Kendi asıl Joystickimi (Quickshoot’dır kendileri) tamir ettiğim gibi bunun yanında dandik Aztek Joystickleri de tamir etmek üzere açtım fakat yapmak istemedim. Öyle açık duruyor. Bir de Duygu’nun Joypad’i var. Onun tamiri kolay olacak gibi. Ömrümde böyle basit bir düzenek görmemiştim. Joysticklerin çok şaşalı yapıldıklarına inanmaktayım.

Duygu ile ben müzik konusunda halen ilerlemekteyiz. İnternet ağı sayesinde elimize bir sürü, yani ne bileyim pok gibi modül geçti. Tabi bende PC olmadığı için benim elime yalnız o pokların üzerindeki sinekler geçti.

Geldiğimden beri Microchip’e hiç gitmedim. Zaten yarın (yani 16 Mart Pazar 1997 ) gideceğim. Bu yüzden hiç gitmeyebilirim. Bu da ne demek? Hırt Aytek’in suratını bir kere bile göremeyecem demek. (yaaaşşşaaaasınnnn) ama Koral abiyi, Ercüment abiyi, Cenk’i , Işık’ı görememek beni gerçekten çok mu çok üzmekte. Lakin ben yine de bu güçlüklere dayanıp, üzüntümü içime atmaktayım. @        GözYaşı

Aslen doğru dürüst bir gelişme yok. Laf olsun torba dolsun ve yer tutsun diye yazıyorum. Şu an saat 11:30 (gece) ve ben Protracker’da “ never ” isimli parçamın parçalanmış şeklini dinliyorum. Yakında taşınacağımız için misafir odası yani bilgisayarın bulunduğu oda oldukça dağınık. Etraf boya kokusundan geçilmiyor ve evde şu an herhangi bir ışık açık değil. Yalnızca bilgisayarın bağlı olduğu televizyonun ışığı ile idare ediyorum.

Bir yenilik olarak gizli bir haber var. Kasım 97 içinde düzenlenecek olan BİM97 fuarında 80 m2‘lik bölümü Microchip almış bulunmakta. (Burayı okumayın, okursanız kimseye söylemeyin çünkü sır!) Yani fuarın yarısı Microchip’in elinde. 200 bilmem kaç milyona alınmış. Daha daha Merve İldeniz manken olarak gelecek diyorlar ama hadi hayırlısı (Şahsen inanmadım) (Gelmedi de zaten :)

Atılım’dan uzun süredir haber yok. Yakında (2 hafta sonra) 23 Nisan ve bayramla birleşip muhteşem uzunlukta bir tatil oluşacak. Atılım’ı bu uzun zaman süreci içerisinde görebileceğim sanırım.

Bugün Duygu’dan büyük bir satış yedim. Kalleş yağmura dayanamadı ve ilk bulduğu dolmuşla Microchip’e gitti. Herifin Pazar günü sınavı var (ÖSS) ama daha sınava gireceği Karatay Lisesi’nin yerini bilmiyor. Bu arada Oğuz’da Gazi Lisesi’nde girecekmiş. ( Son ÖSS denemesi 197 (ek bilgi ) ) (olaya bak Duygu Oğuz’un okulunda sınava giriyor, Oğuz Duygu’nun. Bu arada şu son ek bilgiyi anlamadım valla.)

Şu müzik kasetini halen yapmadık. Ne zaman sampler başına geçsek ya işin ortasına sıçıyoruz, ya da gülmekten bir bok işleyemiyoruz. (İkincisi daha çok oluyor ). En son Real-Time pardon! Anında söylemeye karar verdik. Eh bunun içinde bir mikser gerekiyor tabi. Ama nerede para? (Para olsa PC alırım. Tabi bu arada benim HALA bir PC’im yoktir. (Bu lafı söylemekten gına geldi)

Gel gelelim ben hiç Duygu’da nasıl ses kaydediyoruz söylemedim.   1) Atılım’ın iyi bir mikrofonu vardı (benim daha önce aldığım değil) onu kullanıyoruz.   2) Duygu’nun annesi 200 bilmem kaç watt’lık hoparlör aldı ondan ses çıkartıyoruz.   3)  İnternet aracılığı ile bok gibi ses kayıt, player, tracker programlarımız oldu ve bunları kullanıyoruz. Yani ses kaydı için herşey tamam ama biz tamam değiliz. Olmuyor kardeşim işte olmuyor!

Eklemeleeer  eklemeler... Öncelikle Üniversite’yi kazandığım yazdan bahsetmem lazım... O yaz gerçekten grup halinde en çok eğlendiğimiz yazlardan biriydi. Annem babamın yanına Fransa’ya gittiği ve bana bakacak olan (ne gerek varsa :) anneannemin yazları Dağ Nahiyesi  isimli bir dağ başına taşınması nedeni ile (daha önce çok ufak bahsetmiştim.) ben de Amiga ile birlikte yazı geçirmek için dağa gitmiştim... Eniştemin yanında ayak işlerine bakan bir işçi olarak girdikten sonra (1 ay dayandım :) her gün her gün şehre gelmeye başlamıştım ama her  gün her gün dağa geri dönmüyordum. E Antalya’da kalırım da yalnız mı kalırım... Aynen grup elemanlarını toplayıp aktiviteler yapıyorduk... Geceden Manga seyredip (Walla Japon çizgi filmi diyim şimdilik) sabahlayıp (ki ben pek dayanamazdım) sabahın köründe denize gitmek gibisi az bulunur bir olaydır buradan belirteyim... Ayrıca buraya yazmadığım bir iki olayı Duygu anlatırsa anlatır ben anlatmıyacam :)... Ayrıca o yaz Potato Jo isimli bi platform oyununun bölüm senaryolarını hazırlamıshtık ama herzamanki gibi proje yarım kaldı... Aşağıda Potato Jo’nun bir iki deneme resimlerinin linklerini görebilirsiniz... (presented by Duygu Yapar)

 

Potato 1               Potato 2                 Potato 3              Potato 4

 

 

Ayrıcaaa... grubu ilk oluşturduğumuz zamanlarda Başarların Pc’sinde yapılan goblins grafikleri ve Duygu’nun bir iki denemesi...

 

 

Deneme 1             Deneme 2            Deneme 3              Deneme 4

Deneme 5          Deneme 6        Deneme 7           Deneme 8

Deneme 9            Deneme 10      Deneme 11

 

Duygu’dan BİM 97 için Microchip’i tanıtıcı yarım saatlik animasyon istemiş Koral abi. Hadi bakalım kolay gelsin.

Sonun Sülü’ye de internet bağlandı. (yani benim okula) Tutmayın artık beni.

Tarih 16 Nisan 1997 yine bilgisayarın (hala Amiga’nın) başındayım.( nerdeyse tam 3 yıl olmush :) Filemaster 2.2 ile modul dinliyorum (Filemaster Amiga’daki en baba programdı bana göre (tabii Protracker’ı saymassak :) Windows gezginini hatta hatta özellikle Norton Commander’ı bilenler filemaster bu programların Amiga versiyonuydu dediğimde anlarlar.) Son gelişmeler: Amosla yakından ilgilenmeye başladım. Birkaç küçük program bile yaptım. Ama accessories disketi olmadığı için hataların nerden kaynaklandığını ve daha birçok komutu bilmemekteyim. (Amos da basic gibi bir programlama dili idi Amiga’da... Fakat arabirimi çok çok güzel di ve kullanması baya bir kolaydı...) Bugün Çarşamba ve Cuma günü Atılım geliyor. Duygu İzmir’e gideceğim diye tutturdu (kız arkadaşımı ne varmış. Neyse derine inmeye gerek yok). Bilet bulup Cuma günü (tam da Ati geliyordu ya!) gidecek. Sözde hala müzik yapmaktayız. Okuldan modülleri arakladım ama amiga’da çalışmıyorlar. Duygu’nun Converter’ı tek kurtuluş yolum. (Converter: dönüştürücü. Sanırım aldığım modülleri Amiga’nın tanıyacağı formata dönüştürmek istemişim. Ulen bu yorum da tam Nostradamus’u yorumlar gibi oldu :))

Geçen hafta demiyim 3 gün önce, havaalanının karşısında açılmış olan Gokart Center değil Speedland denen yere gittik. Benim ilk Microchip elemanlarının birkaçı Gokart deneyimli idi. Yaw abi! Müthiş bişii ya! Bu hafta da Ati ile gitmeyi düşünüyoruz.

Başka başka ne oldu? Bir bok olmadı. Şöyle bir öncelere göz gezdirdim de ben 20000 evet yanlış duymadınız tam  20000 tane 5,25’lik diskette Amiga oyunu bulduğumdan ve 5,25’lik Amiga Drive’ı aradığımdan bahsetmemişim. (Bahsetmiş de olabilirim. Çaktırma! Yer kaplasın.) Bilen varsa üstteki boş yere bir not çakıversin ben okurum mutlaka.

Bayramın 4. Günü Arapsuyu’na taşınıyoruz. Tee arabın suyundan şehre gelmek zor olacak tabii ki. Amiga dehşetini Arapsuyu’nda yaşatmaya devam edeceğim. Evi tarif ediyim ben size. Erdem Oteli biliyor musunuz? Aha! işte onun arka tarafında kalıyor. (Ha ha! Bizim Erdem gilin oteli o.) Bilgisayarda maçım başladı kapatmak zorundayım.

Eski Commodore 64 adlı hesap makinemdeki oyun listesini Nostalji - I olsun diye   Ajandanın arasında bi yere koydum. Ah neydi o günler be!...

Eh butun listeyi scan etmek angarya olacağından buraya yazıvereceğim listeyi. (Şimdi diyeceksiniz oğlum buraya yazmak daha angarya değil mi diye... Ama resimlerle uğraşmanın sıkıntısı daha beter be!

 

3 Nisan 1993 Tarihine Ait Oyun (ve program) Listesi:

Not: düzeltmeler yanlardaki parantezlerdedir. (16 Nisan 1997)

 

1)      Tai Box – box

2)      Dechatlon – Olimpiyat

3)      Bionic Commando – Savaş

4)      River Raid – Uçak Savaşı

5)      Storm Lord – Macera (Platform)

6)      Keloğlan – Adventure

7)      Süper Slap fight – Shoot’em Up

8)      Strike Here – Simulasyon

9)      Rocky Horror P.S. – Macera

10)  Samurai Trilogy – Dövüş

11)  Supre Macy – Adventure (Strateji)

12)  İkari Varriors – Macera (Shoot’em Up)

13)  Bouble Bouble - Platform

14)  Ghost Busters – Macera

15)  Pit Stop – Araba Yarışı

16)  Pit Stop II – Araba Yarışı

17)  Robocop – Macera (Arcade)

18)  Robocop 3 – Macera (Platform)

19)  Hercules II – Dövüş

20)  Winter Games – Olimpiyat

21)  1943 – Shoot’em Up

22)  Highlander II – Dövüş

23)  Tetris – Zeka

24)  Death Races – Araba Yarışı

25)  Shoot’em Up Con. – Oyun Yapma Programı

26)  Paper Boy – Macera

27)  Robin Hood Super – Macera (Platform)

28)  Silk Worm – Shoot’em Up

29)  Ninja turtles – Film Oyunu (Arcade)

30)  Aztec Challenge – Macera

31)  Turrican II – Platform (Shoot’em Right – Platform)

32)  Emilyn Hughes Soccer – Futbol (Sanırım Commodore’da en çok oynadığım oyundur.)

33)  No Mercy – Simulasyon ( Sim - Savaş)

34)  Robot Monsters – Macera

35)  Moto Cross – Motor Yarışı

36)  Pool Billard – Bilardo 

37)  Wacky Darts – Dart Oyunu 

38)  Piano – Müzik Programı 

39)  Motor Mania – Araba Yarışı 

40)  Usagi Yoshimbo – Platform (Bence 64’teki en güzel grafikli platformdur. Ayrıca en zevkli) 

41)  Last Fight – Dövüş 

42)  Giana Sisters – Macera (Platform) 

43)  Great Escape – Zeka, Beceri 

44)  Rambo III – Macera 

45)  Popeye - Platform

46)  Art Studio - Çizim Programı

47)  Strip Poker – Poker

48)  Wizball – Shoot’em Up

49)  Ninja Scooter – Platform

50)  Combat School – Eğitim (Karışık)

51)  Yie are Kung Fu – Karate

52)  Fist II – Karate, Macera (Karate, Platform)

53)  Italia 90 – Futbol

54)  Kick Off 2 – Futbol

55)  Shadow Dancer – Ninja, Macera (Platform)

56)  Moonwalker – Film Oyunu (Arcade)

57)  Blood Money – Shoot’em Up

58)  Total Recall – Fil Oyunu (Arcade, Platform)

59)  The Games Summer Edition – Olimpiyat

60)  Air Borne Ranger – Komando, Strateji

61)  Creatures II – Zeka, Platform

62)   Hudson Hawk – Platform

63)  Wacky Races- Macera, Platform

64)  Chuck Rock – Platform

65)  Blues Brothers – Platform

66)  The Last Ninja III – Zeka, Macera

67)  Pit fighter – Dövüş

68)  Fighter Bomber – Uçak Simulasyon

69)  Street Fighter II – Dövüş

70)  Ninja Turtles II – Film Oyunu (Arcade)

71)  Golden Axe – Macera (Arcade, Macera)

72)  M.Y.T.H. – Platform

73)  Ninja Sprit – Ninja Savaşı (Platform)

74)  Double Dragon III – Macera, Dövüş

75)  Indy 4 (Fate Of Atlantis) – Macera

76)  Strider – Macera (Platform)

77)  Shadow Warriors – Ninja macera (Platform)

78)  Flimbo’s Quest – Platform

79)  Robocop III – Film Oyunu (Arcade)

80)  Tilt – Tilt

81)   Basketball – Basketbol

82)  Leader Golf – Golf

83)  Outrun – araba Yarışı

84)  Splat – Beceri

85)  Fast Break – Basketbol

86)  Equelaizer -  Platfor

87)  Staraquack – Shoot’em Up

88)  On Field A.F. – Amerikan Futbolu

89)  Captain America – Zeka (Zeka, Macera)

90)  Rampage – Kırıcı Tim

91)  Platoon – Macera (Macera, Platform)

92)  League Challenge – Futbol Menejerlik

93)  Micro Pros Soccer – Futbol

94)  One Player – American güreşi

95)  Two Player – American Güreşi

96)  International Karate – Karate (Dövüş)

97)  International Karate II – Karate (Dövüş)

98)  Commando – Macera (Macera, Platform)

99)  Fernandez Must Die – Komando (Macera)

100)         Scout – Platform

101)         Black Lamp – Platform

102)         A.T.F. – Uçak Simulasyonu

103)         Northstar – Platform

104)         Tiger Heli – Shoot’em Up

105)         Terramex – Zeka, Platform

106)         Bone Cruncher – Zeka (Zeka, Macera)

107)         Black Jack – 21 (iskambil)

108)         Takvim – Takvim

109)         Moondust – Zeka

110)         Snoopy – Platform

111)         Satranç – Satranç

112)         Cabal – Komando (Savaş, simulasyon)

113)         Lemmings – Zeka

114)         American Football – Malum

115)         Soccer Challenge – Futbol Yetiştiriciliği

116)         S.W.A.T – Platform

117)         Gameboy Tetris – Tetris

118)         Grand Prix – Araba Simulasyon

119)         Krackout – Zeka, Beceri

120)         Grand Prix 500 c.c. – Motor Yarışı

121)         Volleyball – voleybol

122)         Ugh! – Macera (Beceri, Macera)

123)         Iron Horse – Kovboy (Savaş, Macera)

124)         Lethal – Hugo (Platform)

125)         Rimrunner – Robot, Savaş (Platform)

126)         Smile’s Mine – Zeka, Beceri

127)         Moon Shadow – Macera

128)         Ballon Raid – Avcılık (Shoot’em Up)

129)         Revenge Of Doh – Zeka, Beceri

130)         Persian Gulf – Strateji

131)         Fire Galaxi – Shoot’em Up

132)         Pacland – Platform

133)         Flying Shark II – Shoot’em Up

134)         Rolling Thunder – Platform

135)         Exolon – Platform

136)         Deflector – Zeka

137)         Donald Duck – Macera

138)         Mythel 1 P2 – Adventure

139)         Spider Man – Adventure

140)         Aufvinter Monty – Adventure

141)         Space Walk – Macera

142)         Tobruk – Strateji

143)         Spy vs. Spy – Zeka (Zeka, Beceri)

144)         Savage I – Macera (Platform)

145)         Saboteur – Zeka, Beceri (Zeka, Beceri, Platform)

146)         Bomb Jack II – Zeka

147)         R.I.S.K. – Shoot’em Up

148)         Rick Dangerous – Macera (Platform)

149)         Batman – Macera (Platform)

150)         1942 – Shoot’em Up

151)         Thunder Cats – Macera (Platform)

152)         JailBreak – Polis (Shoot’em Right, Macera)

153)         Pacman – Zeka, Beceri

154)         T.A.N.K. – Zeka

155)         Scorpion II – Shoot’em Up (Shoot’em right)

156)         Monopoly – Oyun Oyunu

157)         Terminator – Arcade

158)         Yie Are Kung Fu II – Dövüş

159)         Impoosible Mission – Zeka

160)         Horce Race Game – At Yarışı

161)         One on One – Basketbol

162)         Tom & Jerry – Platform

163)         Mountain Biker – Bisiklet Yarışı

164)         Kane II – Karışık

165)         Red Heat – Arcade

166)         Mean City – Macera

167)         Magic Johnson – Basketbol

168)         Super Snake – Beceri

169)         Bushido – Macera

170)         Super Cup – Futbol

171)         Aracnaphobia – Arcade

172)         Battle Ships – Amiral Battı

173)         Boulder Dash V – Zeka

174)         Black Panther – Karate

175)         Clip Board Golf – Golf

176)         Defender of The Earth – Platform

177)         Defender Of the Crown – Strateji

178)         Davis tilt – Tilt

179)         Exploding Fist – Dövüş

180)         Elite Squad – Zeka

181)         England Champ. Soccer – Futbol

182)         Express Raider – Dövüş

183)         Fighter Pilot – Simulasyon

184)         Final Blow – Box

185)         Final Fight – Arcade

186)         Fire & Forget II – Simulasyon

187)         Hero’s Quest – Icon Adventure

188)         He-Man – Macera

189)         Iron Lord – Strateji

190)         Lotus E’sprit – Araba Yarışı

191)         Knight Games – Sovalye savaş

192)         Manchester United – Futbol

193)         Match Point – Tenis

194)         Midnight Resistance – Platform

195)         Mondio Manchester – Futbol

196)         New Crazy Cars – Araba Yarışı

197)         Ninja Warriors – Ninja, Savaş

198)         North & South – Strateji

199)         Ninja turtles World Tour – Macera

200)         Pang – Arcade

201)         Pool Billard – Bilardo

202)         Road Runner – Macera

203)         R-TYPE – Shoot’em Right

204)         Summer Games – Olimpiyat

205)         Sim City – Adventure

206)         Street Fighter – Dövüş

207)         Silk Worm IV – Shoot’em Up

208)         Super Mario Bros – Platform

209)         Super Soccer – Futbol

210)         Shangai Warriors – Dövüş

211)         Terminator II – Arcade

212)         World of Soccer – Futbol

213)         World Games – Olimpiyat

214)         3D Football – Futbol

215)         3 top Bilardo – Bilardo

216)         Dragon Breed – Shoot’em Right

217)         Shadow Of The Beast – Macera

218)         Saint Dragon – Shoot’em Right

219)         P.P. Hammer – Platform

220)         Rainbow Island – Platform

 

Oooy yazmaktan Başım döndü be!... Neyse bu işi de hallettik. Ayrıca Ajandanın içinde bulunan Commodore 64 oyun resimlerini de göstermek isterim:

 

Commodore Oyunları

 

Bu resimler Commodore 64’ün aynı isimlerdeki kaset oyunlarına ait kaplar. (orijinaldir ellemeyin)

 

 

Ö.S.S. Sonuçları belli oldu. Duygu 55 neti, Oğuz  ise 70 küsur neti olduğunu belirtti. Ayrıca bu yıl Microchip’den Ercüment Abi de Ö.S.S. ye girmiş. Aytek de girdi sanırım.

Geçenlerde Duygu, ben, Özgür ve Koral Abi Microchip’e gelen CD’leri oluşturduk. (Ulan bu da yazılır mı be!) (Ama ama bu benim ilk deneyimimdi...)

NOT: Aytek Canak Goblins’in Asıl elemanlarına çoktan katılmıştır.

Bugün 23 Nisan (Mutlu oluyor insan) Çarşamba. Biz yani ailem ve ben Pazartesi günü taşınma işlemlerini başlattık. Yani Pazartesi kamyonla eşyalar taşındı ama koliler açılmamıştı. Bugün Çarşamba ama tüm koliler halen açılmış değil. Neyse lafı uzatmaya gerek yok taşındık işte. Ama 18 yıldır (Doğma, büyüme) oturduğum evden ayrılmak koydu be abi!

Duygu İzmir’e geçtiğimiz Pazar gitmeyi başardı. Gece 24 otobüsü ile yola çıktı. Hiç haber yok. Tabii beni arayamaz çünkü telefon daha bağlanmadı. Bugünlerde gelecekti bakalım hadi hayırlısı.

Atılım da geçtiğimiz Cuma geldi. (Tarihi hesaplayıverin gari) Mutlu gibi ama (???) birtek Cumartesi beraber gezdik de görebildim. Aynı günün akşamı onlar (bizim grup) Gokart’a gitti ama ben annemin sayesinde gidemedim. Bugün uygarlığa ulaşabilirsem son gelişmeleri akşam eklerim. (Çünkü daha yeni kalktım ve saat sabahın 10’u (Sabah mı ???))

 

 

24 Nisan 1923:

Amos’a iyice içim ısınmaya başladı. Çok kek bir dil canım... İlk müzik programımı bile yaptım. Öyle abidik bir şey değil ha! (Hani ben genelde öyle şeyler yaparım ama.) Bunu yapmak için canım çıktı. Tracker’lar gibi hatta onların alt dizimi ile aynı. Notaya bastığında ses çıkıyor işte. Amos’da öğrendiğim notları bir yere not ediyorum. Bakalım hadi hayırlısı. Bugün Antalya’ya indim. (Bak indim diyorum çünkü burası Antalya değil. Bizim yeni ev yani Arapsuyu) Bizimkileri aradım (Duygu – Atılım) ama iki tarafta da açan olmadı. Duygu’nun gelip gelmediğini bile bilmiyorum. Burada telefon da yok daha bağlanmadı. Napcez bakalım?

Bilgisayarı (Pardon Amiga’yı) 5.5 inç’lik televizyona bağladım. Yakında gözlük 3 numero olur herhal. Zaten camın çizilmedik yeri kalmadıydı.

Yeni eve laf ediyorum belki ama öteki evden kat kat daha iyi. Şimdiki odam eskisine basar mı basar. Düzeni de kurduk. Eeeyle gidiyoruz işte.

25 Mayıs 1997 Pazar:

Vizeler bitti ama yarın bir kurtarma vizem var. (Bana ne diyeceksiniz  ama yazacak bir şey yok) Bugünlerde hiçbir Beep! Olmuyor. En son geçen hafta bizimkiler Özgür’de Bilgisayarları topladı. Ben de oraya gittim ve ertesi günün yani Pazar gününün sabahı saat 11:00 civarı (Bak sabah diyorum çünkü ancak o saatte kalkıldı) Bu yazın ilk denizine gidildi. (Ben bir de dün gittim) Atılım’dan ses seda yok. 2 haftaya kadar bizim okul bitiyor acaba Atılımınki de biter mi diye düşünüyorum. Duygu bilgisayarı Penti 120 yaptı ve AWE 32 diye bi ses kartı aldı. (Taş gibin) Elindeki tüm bilgileri CD ye atmasına tam sevinirken :   A) CD ye bir sample diskinin (içinde Flütler olan) atılmadığını fark etti.   B) CD geçenlerde bir CD-ROM tarafından çizildi. İçindeki çoğu şey gitmesine rağmen bizim modüller ve samplelar gitmedi (Off! (Burada alnını silen bir adam cizmişim. :) (En azından onu yapmaya çalışmışım...:))

Ben yazın Microchip’te çalışma planları yapıyorum. Koray abiye elemana ihtiyacı olup olmadığını sorduğumda hayır cevabını aldım. Amacım para olmadığı için belki aytek yardımı ile işe başlayabilirim.

Amiga’da 5.5 inçlik televizyonda çalışmaktan kurtuldum. Babam eve bir televizyon daha aldı ve onunla uğraşmama izin verdi. En azından modüller için daha iyi ses alıyorum. (Başka bir nane yenemiyor bu Amiga ile) Televizyon yakında Isparta’da ki televizyonumun yerini alacak ve Isparta’da ki Philips’im de Antalya’ya gelecek. (Şu anki konumum odam) ((NE alaka bana ne?!!!))         Okuyucu yorumu olma ihtimali var :)

Timur denen zırt ile iyice grubun arası açıldı. Adamın yüzünü bilem göremiyoruz. (Pek merak da etmiyoruz hani.) Ulan şu grupta tek kalıcı olan Ben, Aytek, Duygu ve Atılım yaa! (Tam emin değilim ama sanırım Başar’ın kardeşi olan Barış gruptan çıkarılmıştı. (Onun da yüzünü görmüyoruz zati son zamanlarda) Eğer öyle ise şarkı sözlerinde geçen adını kaale almayınız pliiiz. Şimdilik Bye.

Notingo: Ajandanın arasında eski Commodore 64 oyunu kapaklarından görebilirsiniz (Bkz.Sayfa 16) Ayrıcana eskiden tasarladığım ve çizip renklendirdiğim nostaljik tasarımlarımı da görebilirsiniz. Ha bi de Nostradamus var.

(Nostradamus olayını ajandanın öncelerinden belirtmiştim. Şimdi bu olayların neler olduklarına bakalım...)

 

Gelecek Yıllarda Olacak Olaylar (EMRESTRODAMORUS)

1) Dünyayı krolar işgal edecek. Fakat üretilen Krokiller adlı robotlar büyük istilayı engelleyecek. (yıl 2998)

2) Bakırköy’e en son giren arabadan sonra sırası ile Patriot, tır, traktör, F-16 ve F-88 uçaklarıdan oluşan 200’lü bir uçak filosu girecek. (Yıl 2018) (Buradaki “Bakırköy” Antalya’daki “Kadıbey” isimli bilgisayarcı olup aslen Kadıbey Bilgisayar’a kaza sonucu girmiş olan Araba ile dalga geçilmiştir.)

3) Sector Bilgisayar Antalya’nın en iyi bilgisayarcısı olacak ama nedendir bilinmez ellerindeki bütün dergiler yok olacak. (Bkz. Sayfa 9 (italik yazılar)

4) Medya Bilgisayar en iyi bilgisayarcı olamayacak ama onların da tüm dergileri bitecek. (Yıl 1999)

5) Kadıbey Bilgisayar’ın sahibi Fare Kapanına yakalanıp ölecek. Bu olay Nazife Abla’nın peynirlerini çalmaya çalışırken olacak. (Ehauhahehe Zamanında Kadıbey Bilgisayar’ın sahibine Kulaklarından dolayı “Fare Adam” derdik. Hatta bir gün Kadıbey’e telefon açıp “ee biz fare istiyoruz.” Demiş ve “nasıl bir şey acaba?” sorusuna yanıt olarak da “sizin gibi bir şey!” cevabını vermiştik..:)

6) Kadıbey’in sahibi ölmeden önce hiç silah kullanmadan sadece konuşarak 5000 kişiyi kitle halinde öldürecek (Yıl 1998)  (Yaw walla bunnarı okudukça hatırlıyorum. Biz Fare Adam’ın dilinden hakikaten az çekmedik. Adam her dükkana gidişimizde havadan sudan açardı konuyu. Sonra oturturdu bizi karşısına konuş babam konuş!... Bize bay gelene kadar konuşurdu. Daha çocuk halimizle kırmamak için biz gidelim artık ayaklarına da yatamazdık dinler dururduk. Hayır konuştukları işe yarar şeyler olsa içim yanmayacak. Yok bunun eroinman bir tanıdığı varmış. Evinin arka bahçesinde damardan çekermiş. Abaza muhabbetleri falan filan. Ama sonradan öğrendim ki biz asıl muhabbeti yapmamışız o adamla. Meğer daha ne numaralar varmış amcamda. Yok evlendikten sonra ilk gece falan ... (Sanırım içeriği anlamışsınızdır...:)))

7) Street Fighter 5000’e kadar teker teker saymak sureti ile Street Fighterlar yapılacak. En sonuncusu 1.250.000 adam içerecek. (Yıl 2070)( A! Bak bunu iyi atmışım ama Street Fighter 1, 2 , 3 diye değil yok alfa, beta gibisinden çoğaltıyor adamlar...:-)

 

03.06.1997 Salı:

Isparta’dan dün 18:00 arabası ile geldim. İki hafta kadar burada kalacağım. En son haberleri dün Duygu ile Isparta’dan yaptığım konuşma ile öğrendim. Örneğin Atılım’ın ayın 20’sinde geleceğini, hatta ı gün bir sınavı olduğunu ve sınav çıkışında geleceğini öğrendim.

Aynı zamanda Microchip’in hayatının hatasını yaptığı ve bir Playstation (Sony firmasının oyun makinesi) aldığını öğrendim.  Yaw o kadar oyuncunun arasına Playstation atılır mı?

Amosla biraz uğraştım ve Amos hakkında son açıklamam : “Amos’un m..na koyiiim, Amiga’nın da...”

 

06.06.1997 Cuma:

Tatilin keyfini çıkarmaktayım. Fazla bir haber yok. Yalnızca Microchip’in oyun çekmeyi bıraktığı ve yakında toptancılığa başlayacağını ve şu anki dükkanı showroom yapacağını öğrendim (çüüüş haber yok buysa.)

Duygu’nun bilgisayarını Penti 133 yaptığını ve yeni bir AWE 32 (ses kartı) söylememiş olabilirim diye yazıyorum. Ayrıca grafik kartını da S3 Trio 64 yapmış.

 

12.06.1997 Perşembe:

Sıkılıyorum, sıkılıyorum yoktur başka yorum. Hiçbir nane işlemeden oturmaktayım. Ha! Arada bir ders çalışıyorum. İki gün sonra finaller için Isparta’ya gideceğim.

 

13 Haziran 1997 Cuma:

            Anneme bilgisayar için babama biraz ısrar etmesi için istekte bulundum. Yarın akşamüstü Isparta’ya yola çıkacağım. Annem ısrarı ben gittikten sonra yapacak. İki gündür evden dışarı çıkmadım. Şarkıların notalarını bir ajandaya toplamakla uğraşıyorum. Güzel şarkıların melodileri bitti (kendi şarkılarım)

İntel firması MMX çıkarmış. Makine o kadar pahalı değil ama bilgisayar dünyasına, özellikle oyun dünyasına büyük gelişmeler getireceği söyleniyor. Yakında Klamat (ada bak!) denen CPU ortalığı oyacak. Adamlar önce Klamat geliyor dediler fakat adını beğenmemiş olacaklar ki Pentium II’ye çevirdiler. İnternete bağlanabilmek için 0800’lü hatlar kapatıldı. Artık bağlanacaksan hat parası vermesen bile telefon parası vereceksin.

 

21.06.1997 Pazar:

Yine yazacak bir şey yok. Halen Amiga ile sürünmekteyim. Nasıl olduysa dün arada bir durmadan çakan (çakmak Amiga’nın hata vermesi ve başlangıç ekranına dönmesi oluyor.) Mortal Kombat 2’yi doya doya oynadım. 3 tane finale girdim. Şu an ÖYS sınavı devam etmekte olmalı. Şu anda TGRT’de bilgisayarlarla ilgili bir program seyrediyorum. DVD (Digital Video Disk) ROM diye bir boktan bahsediyor. 4,7 Gigabayt mı ne bir kapasiteye sahipmiş (e çüş artık!) Bundan Duygu daha önce de bahsetmişti ama bu çıkmış o çıkacak diyordu. Dedikleri olacak galiba: CD-ROM’lar tarihe karışacak. Tarihe karışacak dedim de aklıma geldi, ben de bir ara Commodore 64’le cebelleşenler arasında idim. Bu ajandayı yazmaya başlamadan  1 yıl önce falan Commodore 64’üm vardı. Başta kasetten yararlanırken sonra bir Disk-Sürücü aldım ve uzun bir süre onunla uğraştım. Amiga’yı alasıya kadar az çekmedim fakat 64 zahmetsiz bir bilgisayardı. Adaptörünün yanması dışında bir arızası olmadı. Özellikle bug dolu olan oyunları oynamayı (Street Fighter 2) çok severdim. (Haalen oyunlarda bug (yani hata) ararım :) Ayrıca çeşitli demo müziklerine söz yazıp bir kaset yapmıştık. (Walla aslında bir sürü ses kaydımız vardı ama eşek kafa üzerlerine kimbilir neler çekti. Ajandanın ilerleyin kısımlarında elimde kalan kasetlerden araklayabildiğim kayıtları bulabilirsiniz.) Rom’undaki Basic dili ile birsürü abuk subuk program yapmıştım. Özellikle hemen hemen bilgisayarı her açışımda yaptığım şu programı yazmakta yarar görüyorum: “ 10 Print “emre şenkal”  ;  20 Goto 10 ”  çok evrensel olan bu program Qbasic’in en son versiyonunda bile çalışabilmektedir. Ama 64’ün son zamanlarında programcılığım bayağı ilerlemişti. Bok gibi animasyon yaptım. (tabii ki götüm çıktı). Kalleş Atılım disketlerimi benden satın aldıktan sonra bütün programlarımı sildi. Neyse işte böyle (Biraz da yer kaplasın diye yazdım.) Unutabilirim diye burada bulunması daha iyi oldu bu bilgilerin.

 

03.07.1997 Perşembe:

Haberler biraz geldi. 4-5 gün önce Duygu yine İzmir’e gitmişti. En geç Pazartesi gelecekmiş. Ayrıca geçen  (2 hafta önce) Pazar günü Atılım gelmişti. Daha biraz önce öğrendim Atılım ile abisi Görkem grafik üzerine (Daha çok grafik üzerine Pascal dilinde programcılık) bir kitap yayınlayacaklarmış (ciddiyim) . Kitap nerede ise bitmek üzere imiş ya. Nasıl haber ama? Benim finallerim bitti ve görünürde muhtemelen 3 bütünleme sınavı görünüyor.( The End )

 

Microchip sonunda adını Microchip Empa olarak değiştirdi ve toptancılığa başladı. 2 gündür Krokiller adlı oyun üzerinde çalışıyoruz. Bizim ev boş şu anda Oyun bitti bitecek ve bir platform oyunu olacak. Grafikler hemen hemen hazır gibi. Atılım programını bitirmek üzere. Müzik zaten var. Ayrıca Atılım’ın daha önceden yapmış olduğu Pascal’daki effectleri de  kullanacağız. Microchip’in yakında showroom olacağı söylentileri halen geçerli.

 

06.08.1997

Birkaç hafta önce kadar bizim evde toplanıp (Ati, Duygu ve Ben) üç gün içerisinde yeni yapacak olduğumuz Krokiller adlı oyunun grafiklerini yaptık.  (Hani fena da olmadı.)  Atılım oyunun programının temellerini bitirdi. Halen oyunla uğraşıyor mu bilmiyorum (Ama hiç zannetmiyorum. Dün beraberdik ve gram gelişme yok) Ayrıca bir tek Horyuken animasyonu (Horyuken : Street Fighter isimli oyunda Ken ve Ryu karakterlerinin efsanevi hareketi...) için yaptığım ve adını Bitboy koyduğum mikro karakterin tüm hareketlerini bitirdim ve dövüş oyunu yapması için Atılım’a verdim (yani bundan da ümidi kestik).  Atılım dövüş oyunu çok zor bir iş diyor ama bakalım hadi hayırlısı. Bizden gittikten sonra Atılım’ıun monitörü bozulmuştu. Aytek sayesinde ücretsiz olarak yaptırmış. Başka başka bir olay yok. .ek olsun diye Duygu’nun AWE 32 ‘yi geri verip Creative 16 aldığını söyleyeyim.

 

29 Ağustos 1997 :

            Bitboy’un grafikleri üzerine uğraştım da uğraştım. Tabi ben bunları yaparken, bütün yazı bok edip bir kere bile denize girmedim. Her neyse PC almaya oldukça yaklaştım. (biliyorum biliyorum ulan haala mı yok diyeceksiniz) Annemin emekli olacağı garanti gibi ama geçenlerde 8 yıllık kesintisiz eğitime geçildiği için emekliliklerin uzatılması gibi bir olay var. (Aha! o zaman boku yedim) Grupta herhangi bir gelişme ne var? Atılım platform oyununun her şeyini hazırladı ama bu sefer de Duygu beyefendi grafikleri bitirmiyor. (Hak veriyorum tabi zor bir iş) O da uğraşıyor, bitirmiyor dediysek hiç uğraşıyor demedik. Ortada bir sorun daha var. Geçenlerde Atılım tarafından bir satışa uğradık. (ama çocuğun elinde değildi hani) Daha sonra olan olaylarla (ayrıntılı bilgiye sahip değilim) Ati ile Duygu’nun arası genişledi. (Bende hiçbir sorun yok . Ulen ne iyi bir insanım ben be!!!) Duygu HDD (Harddisk)sini 1.6 Gigabayt’a tefi ettirdi. Microchip de pusula diye bir yer açtı. (Dev gibi ama bomboş) Şimdilerde Duygu ile Ati arasında bağlantı yapmaya çalışıyorum. Olmuyor ama.  İkisi de birbirine karakter atıp duruyor. Okulumun açılmasına bir ay kaldı ve ben kahroluyorum bu yaban ellerde. Ha bu arada manga kültürümüz oldukça gelişti. Ender Ersoy’un (Diril diril) gönderdiği video kasetlerle ve benim bulduğum (şans eseri) VHS video ile bir sürü manga seyrettim. PC’ye Deluxe Anim adlı programı aldık. Artık PC’ye terfi ettiğimde her şeyim hazır olacak. İşte böyle ancak bu kadar doldurabildim ajandayı. (Ulan çok hatalı cümleler yapıyorum be!).... Ulan ulan az daha unutuyordum Kadıbey’in sahibi Fare-Men hakkında neler neler öğrendim. Adam Haydar Dümenin Beta versiyonu yani bir pastı... Neler neler anlatıyormuş da bizim haberimiz yokmuş. Yani öyle böyle değil. (Bunları burda yazmak g..t ister :)...

 

10 Eylül 1997:

Grup dağıldı gitti.( Dağıldı derken parçalanmadı, yalnızca herkes ayrı yollarda) Atılım İstanbul’a gezmeye arkadaşının yanına gitti. 3-5 gün kendisini göremeyeceğiz. Duydu ise öyle bir yerlere gitmedi ama bu haftanın başından itibaren resmi olarak Pusula’da çalışmaya başladı. Ben halen evimdeyim. Yeni bir kararla dergilerden kestiğim, çoğu oyun resmi olmak üzere, sevdiğim, sevmediğim, bildiğim, bilmediğim tüm resimleri bu ajandanın arkasına yapıştırmaya karar verdim. (Walla bunlar çok önemli şeyler değil. O yüzden görmeseniz de olur.) PC alma işim giderek kesinleşiyor. Annem emekli olmasa bile ki çok büyük ihtimal olacak dedemin mirasından düşen payla bir PC alabileceğim (Nur içinde yatsın canım dedem. Gerçekten PC almamda onun da biriktirdiği paraların payı var.Allah rahmet eylesin diyorum buradan.)Arkaya yapıştırdığım resimleri beğenirseniz ne ala, beğenmesseniz hassitirinaynay...

 

21.08.1997 Pazar:

Atılım dün gece Ankara’ya doğru yola çıktı. Ben de yarın saat 11 otobüsü ile Isparta’ya gideceğim. Duygu Antalya’da kalıp üniversiteye hazırlanmaya başlayıp bitirecek. (ne cümle be!) Duygu’nun Pusula’dan ayrılma olayları var. Dj İbo diye bir insan (hmm zamanında insan demişim bak...) Duygu’yu kendi yanında çalıştırmak istiyor. Adamın bir internet cafe kurma olayları var. Duygu orada download aşağı, download yukarı çalışacak (Download: internetten dosya çekme işlemi...)(Bu arada bize de beleş internet yolu gözüktü hey-yo! [Eğer Duygu okuyorsa : şaka şaka...]) Dj İbo dedim de kim o dediniz... Duygu’nun Microchip aracılığı ile tanıdığı biri. Dj’s Music Center diye bir yeri var. (ne dükkanı? Müzik dükkanı) Adam iyi bi insan. Geçenlerde duygu ile gittik vesileyle ben de tanıştım. Yani en azından müzik konusunda çok işimize yarayabilecek bir insan. (Yanlış anlaşılmasın kullanma olayı değil yardımlaşma olayı ) Duygu’nun kös kös güldüğünü görüyorum. Gerek müzik aleti, gerekse stüdyo olarak full contact. Başka başka bir yenilik yok ne yazık ki bu günlerde. Benim PC işine yaklaştıkça yaklaşılıyor. Annem emeklilik işlemlerini başlattı.  Ayrıcana .. ulan! Şöyle bir göz gezdirdim de ajandaya yazdığım kendi yazım bok misali bir yazı. Ajandayı baştan sona tarayıp bir sürü düzeltme yapmam lazım. Bir de bir de Oğuz bildiğiniz gibi (bilmiyorsanız da öğrenmek üzeresiniz) Eskişehir Tıp’ı kazandı. Oğuz’dan şu Commodore 64 çıkmadan 64’teki müzikleri alıp bir kasette toplayasım var. Bu paragrafları okuyan bir kimse lütfenbunu bana hatırlasın pliiiz...

 

11 Ekim 1997 Cumartesi:

Evvet okulun 2. Haftasını da atlattıktan sonra tekrar Antalya’dayım. Harika gelişmeler oldu. Teyzelerimin kızları sayesinde bir klasik gitar bir de Yamaha PSR37 org sahibi oldum. (Taş be taş!!!) Yalnız halen Amiga duruyor. PC’nin en geç ocağa kadar alınmasını umut ediyorum. Duygu’yu aradım bulamadım. Muhtemelen yarın buluşuruz. (Ulen herifin bir sürü mangası bende kaldı çok ayıp oluyor yaw.) Ayrıca Duygu’dan yeni  haberleri de almak zorundayım. Atılım’dan haber yok. Telnetle ulaşmama rağmen sonuç fos çıktı. İşte böyle... yarın yeni haberlerle gelebilirim bekleyin.

 

8 Kasım 1997 Cumartesi:

Ulen hala PC’yi alamadım be. PC işi ocağın ortalarına kaldı gibi (Annemin emekli ikramiyesi ile)  Bu arada grupta ne gibi değişiklikler olduuu... dur bir önceki yazdıklarıma bakayım. Hmmm Atılım 29 Ekim için 3 günlüğüne tatile  geldi. Eğlendik, ettik, ,internetle uğraştım. Bu arada Irc denen programa iyice taktım. Geçtiğimiz hafta okuldan 2 kez IRC yaptım. Ayrıca ICQ diye bir program daha bulduk. Bu program windows’da bir köşede her zaman duruyor ve bağlanmak isteğiniz insanın hatta olması ona ulaşmanıza yetiyor. İşte böyle. Müzik konusunda Amiga ile uğraşmayı iyiden iyiye bıraktım. Yalnızca Emilyn Hughes International Soccer isimli futbol oyununu oynuyorum bazı zamanlar. Amma velakin org ile yakından uğraşıyorum. Her Antalya’ya geliş gidişimde bir sürü parça çalıyorum. Ayrıca ve ayrıca Duygu kendisine 3D ekran kartı aldı ve yakında pentium 120 den MMX e geçiş yapacak. Özgür 15 inç monitör almış. Ender İstanbul’dan geldi ve bir sürü film ve oyun getirdi. (Filmler arasında Man InBlack, Fifht Elementh, The Lost World ve Spawn da var...) Atılımla iki gündür bir türlü internet ile bağlantıyı kuramadım. IRC yardımı ile yeni yeni adamlarla tanıştım. Aytek hala aynı, yalnız şu anda elinde makinesi yok. Oğuz Eskişehir’de okulda. İşte böyle, herkesi yazdım. Başka bir şey de olmadı zaten hadi bay...

 

29 Kasım 1997 Cumartesi:

Evet! Yine harika bir “rast gele tarihlik” le karşınızdayım. Yarın nüfus sayımı yapılacak. Sokağa çıkma yasağından dolayı evde ders çalışacağım. (Sınavlar hafiften başladı da ) Eee ne gelişme oldu da yazmaya oturdun? Neler neler olmadı ki? Geçen hafta BIM 97 fuarı düzenlendi ve ve ve inanamayacaksınız ben bu fuarı kaçırdım!!! Sınav haftası diye Isparta’da ders çalışmaya dalmıştım ve BIM97’den hiç haberim olmadı. Bir sürü kahırdan sonra rahatladım yavaş yavaş. Isparta’da öğrendiğimde şoke olmuştum... Neyse bizimkiler bayağı bir eğlenmiş. Bir tane yansıtıcı alet bulmuşlar (hani şu sinemadaki gibi) ve PC’deki her boku dev bir ekranda izleyip oynamışlar. Daha daha bir sürü şey böyle. Hepsini öğrenemedim. Yazık, garibim Atılım da fuarı kaçıranlardan. O da Ankara’dan gelemedi. (O hadi neyse ama benimki büyük olay canım!) Neyse olmuş olan. Bundan başka Duygu Penti 120’yi satmayı başardı. Kalleş gitmiş arkadaşının tekine dost kazığı mahiyetine kakalamış CPU’yu. Onda şu anda Koral Abi’nin 120’si var. Yakında MMX 166-200 ne olursa artık. Veee en önemlisi birkaç hafta önce NBA LIVE 98 ve FIFA 98 ÇIKTI!!!  LIVE 98’i göremedim daha ama FIFA98 (muhteşem) harika, olağanüstü. (Olmak zorunda oyunu yıl 2000 de hala oynamaktayım :)) Oyunda her şey düşünülmüş. Hakemi bile dövüyorsun. Yani bir sürü bir sürü animasyon. Harika oynanabilirlik. Adamlara çalım falan atabiliyorsun. Tek kelime ile “harika” bir oyun olmuş. Yakında Microchip’e gelecek birkaç tane hemen ayırttım bir tane (aa ne güzel uydu). Eee işte böyle. Benim Amiga hala duruyor. Hatta bu gelişimde televizyonu odama taşıyıp kurmaya bile tenezzül etmedim. Arada bir org ile uğraşıyorum o kadar. PC alınınca ne planlarım var ama... Zaten PC fiyatları 15 dolar daha düştü. Yaşasın da yaşasın!!!.  Hadi bugünlük yeter artık. Haa bir de bu gün olursa Aytek ile Özgür  için büyük gün. Nedenini daha sonra anlatırım hadi eyvallah.

Aynı Gün (Akşam) : Kendime bir Nick (İnternette benim göstergem, lakabım) arayışı içerisindeyim. TNT nikini bulmuştum ama onun da sahibi çıktı. Açtım İngilizce sözlüğü önüme, bir nick arıyorum. Bulduğum zaman anında iletirim hadi eyvallah.

(Dur bakayım buralarda bulduğum nikleri yazmıştım bir kağıda. A-ha buldum! Bilgisayarın önünde işe yarayanlar kısmında halen duruyor :)... Şimdi bulmuş olduğum (zamanında) nikleri sizlere iletelim:

            Vision : Hayal            Master : Hakim                 The South : Cenüp (hahah!)     Mummy : Mumya

            Disaster : Afet             Paladin : Şövalye               Corpse : Ceset                       Molecule : Molekül         

            Viper : Engerek          Constipation: Kabız :)       Dynamo : Dinamo                            Wild : Vahşi

            Vulture : Akbaba        Hero : Kahraman             Axle : Dingil                                

            Rebel : Asi                  Muscle : Kas                     Dragon : Ejder

            Hunter : Avcı              Gullible : Keş                    Pharoah : Firavun

            Phlegm : Balgam        Chameleon : Bukalemun  Shadow : Gölge

            Intestine: Bağırsak     Criminal : Cani                Blind : Kör

20 Aralık 1997 Cumartesi:

Yeni yıla ne kaldı, birkaç sayılı zaman (cingıl hesabı). Ulen geçen hafta ihmal ettim yazmayı. Neler neler oldu geçen hafta. Öncelikle Ati 3 günlüğüne buraya gelmişti güzel güzel eğlendik. İkinci olarak (aslında daha önce oldu ama) Duygu monitörünü sattı ve yerine 15 inçlik monitör alacaktı, henüz konuşamadık sonucu bilmiyorum. Vee en önemlisi dedemin miras kalan hisse senetlerinin satıldığı haberini aldım. Bugun, evet evet bugun büyük ihtimalle PC’Yİ ALIYORUM. Şu anda saar 8:17 falan. Ben 12:00 sularında çıkıp Microchip’e gideceğim ve birkaç pazarlık konuşmasından sonra PC’yi toplatacağım. Sonuçları bugün akşam mutlaka yazarım şimdilik güle güle günlük!

 

PC’Yİ ALDIM!!!!!

(Aynen ajandada da eşekler gibi yazıuyor bu kısım. Ee kolay mı çok uğraştım bunun için...:)

 

23 Aralık 1997 Çarşamba:

Evet bugün 23 Aralık 1997 Çarşamba ve ben bir PC sahibiyim. Hem de 166 MMX, 32 Ram, AWE64 ses kartı ve de 2.1 Gigabayt HDD ile beraber. Eee bugün büyük gün birader. Yerim ben böyle günü heeeyt bee!!!

 

30 Aralık 1997 Salı:

Sevgili herhangi bir zamanda anı yazılan ajanda... Yarın akşam yeni yıla gireceğiz. Ben yeni yıla bir PC ile giriyorum. Her şey gayet iyi. Pc iyi çalışıyor. Ayrıca içini de baya bir donattım. Duygu hala aynı Duygu ama onun da artık 15 inç bir monitörü var. Özgür bilgisayarı satmış yakında yenisini alacak. Aytek’de de uyduruk bir şey var. Yakında Microchip kapanıyor ve yerine Micronet diye aptal bir yer geliyor. Yalnız networkle mi ne  (Network: : bilgisayarlar arası bağlantı)  uğraşacakmış artık. Showroom olayı da bitiyor. Atılım 15 tatile kadar Ankara’da imiş. Ben de ayın 3’ünde Isparta’ya gideceğim çünkü ayın 6’sında finaller başlıyor. Bu sene bir dersten kalmayı garantiledik gibi, diğerlerine hadi hayırlısı diyelim. İşte böyle fazla bir gelişme yok. Ender Ersoy’un getirdiği filmleri izleyerek baya bir zamanımız geçiyor. Kendileri sağ olsun.

 

12 Ocak 1998 Pazartesi:

Selamlar. Bilgisayarımla aşırı derecede zevkli zamanlar geçiriyorum. Fast Tracker konusunda iyi bir arşiv yaptım. (Duygu sağ olsun)  Bir sürü  bir sürü saple yaptım gerek orgdan, gerek CD’lerden. Bir de Duygu’dan aldığım bir sürü sample var. Ooohhhh... Ayrıca bilgisayara iki kolon (evdeki kolonlardan), bir kulaklı, mikrofon zart zurt taktım. Ulan şu PC ne güzel iş be. Ne istersen takıyorsun. Hangi yönde istersen geliştirebiliyorsun. Bir eksiğim orgu bilgisayara bağlamak için gereken MIDI kablosu kaldı. Antalya’da bir tek Sector Bilgisayar’da buldum Bana 7 milyon dediler “ha sectör” dedim... Sonuçta Antalya’da bulamamış kadar oldum ve Ankara’ya Atılım’a Duygu sayesinde bir E-Mail gönderdim. Daha düne kadar bir cevap alamamıştım ama dün... Pardon dünden bir gün önce Duygu ile beraber DJ’s Music Center’a gittik. Ajandada belirtmedim ama internet cafe battı. İbo dükkanı devretti ve bütün bilgisayarları Music Center’a taşıdı. Neyse işte Duygu’nun orada bilgisayar birleştirmesi gerekiyordu gittik. Fırsattan istifade beleş internete bağlandık. İşte ben tam burada devreye giriyorum ve ODTÜ’ye bir telnet çekiyorum. 1 saat kadar internette kaldıktan sonra Atılım’dan bana bir chat ekranı geldi. Konuştuk da konuştuk. Sonra bize Duygu da katıldı.(Orada 3 tane bilgisayar var)  3’lü konferansa verdik veriştirdik. İşte bu şekilde Atılım’dan haber almış bulundum. Duygu’nun gönderdiği E-Mail’i almış. Arkadaşı Kızılay’da MIDI kablosu aramış ama bulamamış. Bir de ben ineyim dedi. Daha detaylı bir araştırmayı Atılım’dan bekliyoruz. Ona 4.000.000 TL.’ye kadar bulursan al dedim. Ulen uzun zaman sonra Ati ile konuşmak da iyi oldu hani. A-ha işte böyle. Daha  mı ne var? Yok yok. DJ İBO hazretleri Duygu’ya gel seni DJ yapayım, özel kurs vereyim demiş. Duygu’da şu an nasıl kurtulurum diye düşünüyor. (Bana kalırsa DJ’lik çok sıkıcı bir iş) Daha daha Microchip yakında devrediyor yerine Micronet diye bir yer açılıyor. Showroom olayı da kalkıyor ister istemez. Ulan adam nasıl showroom yapsın? Şöyle koca bir dükkan, birbirine bağlı bir sürü bilgisayar. Bir sürü kişi bilgisayarların başında oyun oynuyor, chat yapıyor olur mu hiç? İşte başka da bir bok olmadı. Ben finallerin ortasındayım. Yarın kalacağım bir dersin sınavına girmeye gideceğim. İki hafta sonra bütünlemelere hazırlanırım. Ha bir de Ati ayın 20’sinde gelip 3 hafta kalacakmış dediğine göre. 15 tatilde bizimkilerin 3-4 günlüğüne evden ayrılma ihtimalleri var. 3’lü yeniden bir araya gelecek muhtemelen.

 

10 Şubat 1998 Salı:

Selamlar. Uzun zamandır ajanda ile ilgilenmediğimin farkındayım. Eee malum PC ile uğraşıyoruz. Ayrıca şok önemli bir haber: İNTERNETE BAĞLANDIM!!!  Aslen Deniz’den (Kuzenim) telefonu alıp bizim telefonla değiştirecektim ve bu şekilde bağlantıyı yapacaktım. Sonra ani bir kararlarla bir telefoncudan girişleri alıp bağlandım. Yazmadığım zamanda neler neler oldu. Başta Atılım geldi ve eğlencenin tadına vardık. Sonra ben basketbol oyunu koleksiyonumu hemen hemen bitirdim. (Hakkaten PC de çıkmış ne kadar basket ve futbol oyunu varsa almışımdır :))  Başka başka... Duygu’nun 1.6 lık HDD sinde bad sector çıktı. (Bad sector: HDD’nin yüzeyinde çıkan hata) O da bu günlerde hard diskini Microchip’e götürüp geri göndermeyi planlıyor. Ayrıca elindeki modem de gitmiş. “ne pok yiyeceğim?” diyor. Ender İstanbul’a gitmiş ve Duygu ona MIDI kablosuna bakmasını hatırlatmamış. Şu anda bende MIDI kablosu var (Hıyar İbo’dan yedik) Aslen bir korku vardı ki içimde MIDI kablosu modullerle uyum sağlamasın (FT2’de) Neden bu korku? Çünkü Duygu’nun SB16’sında bu durum yaşandı. Ama AWE64’le süper bir uyumu var. Şansıma tüküreyim! Odamda MIDI kablosunu kullanabilmem için yeterli yer yok.  Yakında ciddi düzenlemeler düşünüyorum. İşte bu gaddar!.

 

30 Mart 1998 Pazartesi:

Ooo! Ajandayı amma ihmal etmişiz. Eee uzun zaman geçtiğine göre baya bir şey olmuş olması lazım bir düşünelim. Yukarıda belirttiğim gibi MIDI kablosuna hala yer yok. Öyle veya böyle idare ediyoruz.  Hatta şu anda MIDI kablosu ile yaptığım ilk modülü dinliyorum. Ama abi! Çok rahat ve kolay oluyor org ile. Şu yer işini bir halledeyim başlayacağım süper müziklere. Önümüzdeki Cumartesi Atılım bayram tatiline geliyor (Kurban Bayramı) Eee ona olur da bana tatil olmaz mı? Bugün 20:30 otobüsü ile Isparta’ya gideceğim. Perşembe, olmaz ise Cuma günü geri döneceğim. Anlayacağınız grup yine bir arada. Daha daha neler oldu? Duygu hani şu yunuslu bir boya reklamı var ya? Hah! İşte o reklamı yapan firmanın yetkilisi ile tanışmış. Adamlar programcılığımızı, müziklerimizi ve grafiklerimizi beğenirse çıkaracakları oyuna bir ihtimal (ama küçük bir ihtimal) bizi de Goblins olarak katacaklarmış. Başka başka... Abi şu emülatör işinden bahsettim mi bilmem ama  o işte bayağı ilerleme kaydettik. SNES, MEGADRIVE (bunlar konsol oyun makineleri.) eskidi artık. Şimdilerde sırf Arcade Emülatörlerini kasıyoruz (Arcade : Hani şu atari salonları var ya... işte oradaki oyunlar) İnternet bu iş için biçilmiş kaftan. Duygu’nun bulduğu bir sayfaya register olması sayesinde dün, uzun zamandır beklediğimiz bir emülatör, çıktığından 2.5 saat sonra elimize geçti. Bu arada şöyle bir sayfalara göz gezdirdim de Emülatör işinden hiç bahsetmemişim. E şimdi bahsetmeden de olmaz. Abi bu işin nasıl olduğunu şahsen kavrayamadım ama adamlar Super Nintendo, Sega Megadrive vb. konsol makinelerinin emülatörlerini yapmayı başarmış. Biz eskiden ancak Amiga emülatörlerine bakarken şimdi işi iyice büyütüp amiga emülatörlerini harddiskten silmeye kadar getirdik. Çünkü artık bi havası kalmadı. (Ne demişim ben be! Amiga’nın havası asla bitmez. O an kıl bi anımmış demek ki çünkü ben halen Amiga müziklerini ve oyunlarını netten çekiyorum.) Hadi  SNES, Genesis gibi konsol makinelerinin de emülatörlerini geçtik, asıl Arcade Emülatörleri’ne gelelim. Adamlar oyunları firmalarına göre ayırıp emülatörlerini yapmışlar. Örneğim Capcom firmasının oyunları için “Callus”, Konami için “Juno first” gibi... Yalnız Konami’nin sadece eski oyunları var.(Tabi bu o zaman için geçerli :)) Şu an en etkilisi Callus. Çünkü içinde en çok oyun içeren (Punisher, Cadillac and Dinosaurs, Street Fighter gibi...) emülatör şu an o (tabi iyi oyunlardan bahsediyorum) Ona kalırsa MAME diye de bir emülatör var ama Pacman gibi arcade oyunlarını içeriyor. Bir de buna yakın System 16 diye SEGA’nın oyunlarını (Shinobi, Shadow Dancer) içeren emülatörler var. Bak bu emülatörler de fena değil. Aklında soru işareti kalanlar için söylüyorum Arcade makinelerindeki oyunların bire bir aynısı bu oyunlar. Aynı oynanabilirliğe sahip. Hatta açılışlarında Arcade makinelerinde ne gibi yazılar görüyorsanız onlar dahi çıkıyor. Dediğim gibi prensiplerini anlayamadım ama boşver prensibi :))... Oyunlar taş gibi çalışıyor. Hatta bu arada çalışıyor deyince aklıma geldi. Oyunlar Pentium 100’de dahi mükemmel performans ile çalışıyor. Yalnız 24 megabaytın üzerinde Ram istiyor o başka... Neyse işte böyle kısaca bahsettik. (Bok kısa oldu ulan yaz yaz öldüm be!) Bir de adamların üzerinde çalışmakta olduğu NEO-GEO emülatörleri var. (Birkaç tane emu olduğu için –ler dedim) Bununla beraber neredeyse ataricilerdeki tüm oyunları elde edeceğiz. İşte böyle daha daha ne var? Duygu’nun halen Pentium 120’si var. O da Enderle gönderdiği bestenin satılmasını bekliyor. Bu arada bayramdan sonra Escort Computer’in teknik servisinde işe başlayacak. Ee benden bu kadar.  Daha yazacak bir şey kalmadı. Ha! Bir de Aytek Pentium II aldı ona göre.

 

Tarihsiz:

Oooh!!! Tüm accountlarımız bitti (Account = Hesap : internet hesabı)  Duygu sağ olsun bir sürü account buldu ve artık nette daha uzun kalabilirim. Ama halen netin tadı yok. Arada bir de olsa (bu bazen sıklaşıyor) hattan düşüyorum. (Yahu şu sorunu hala halledebilmiş değilim) Tek çare bizim Arapsuyu’na yapılacak postane.  Tee o kadar uzağa gitmiyor byte’lar :)... Neyse neler oldu yazmayalı? Duygu gerçekten iyi bir iş buldu. Bir firma için “Web Sayfası” dizayn edecek. Bayağı paralı bir iş. (Oh be! Hattı düşürmeyi başardım!) Bu arada kısa zamanda bir demo yapmamız lazım. Ninjalı  falan çizgi film gibi bir demo yapmayı düşünüyoruz.  Daha daha yeni bugün bir masa aldım. Altta org için yeri var. Oda biraz düzene girdi sonunda. Şu demo işine kasmamız lazım ama tesis yetersizliğinden bir türlü bir araya gelemiyoruz. Duygu’da demo için Ati’ye E-Mail atıyor. Yakında demo gruplarının toplantısı mı ne varmış. Oraya yetiştirelim diye bir şeyler diyoruz. İşte böyle bugünlük bu kadar bye.

 

18 Mayıs 1998 Pazartesi:

 

Uleen ulen! Günlük be ne güzel şeymişsin sen Be!  Sınavlardan yeni kopup geldim. (Kafam beynim mıncıklandı) bu  arada neler neler oldu? En başta NEO-GEO emülatörü çıktı. (Evet evet Fatal Fury falan hepsi...) En önemli haber buydu. Bunun dışında Cumartesi akşamı Duygu İzmir’e gitti. İşte böyle fazla bir şey yok. Şu an Windows 98’i silip 95’i tekrar kuruyorum. Win98’in cab’larını (sıkıştırılmış dosyaları) bulamadım ne yazık ki. Neyse 95’le idare ediyordu beni. MMX desteğini pek göremedim 98’in. Ben de dün saat 18:00’de Antalya’daydım. Bir sürü kirli birikmiş. Onları yıkattım bir güzel. Yarın 14:30 arabası ile de gideceğim. Eee dikkat çekiyor ki son yazdıklarım yer doldurmak için oldu :). Anlayacağınız öyle çok önemli bir şey yok. Hadi eyvallah. Zaten amacım öyle günlük yazmak falan değildi. Ajandanın arkasından Windows OEM’i öğrenecektim, bu arada bir şeyler yazayım dedim. Hadi görüşmek üzere.

 

24 Temmuz 1998 Salı:

Of ya! Bu ajanda olayını da hepten boşladım. Neler neler oldu görüşmeyeli bir bakalım. Ati, Duygu ve ben hep beraber Isparta’ya gittik. (Bu arada dönem iki alttan ders ile bitti :) Sözde iş için gitmiştik ama ta İzmir’e kadar gidildi. Oldukça yorucu bir hafta sonundan sonra Antalya’ya geldim ve hemen staja başladım. Harbi harbi iflahımı gevretiyorlar stajda. Cuma gününe nasıl geldiğimi bir ben bilirim. Bilgisayar dünyamızda ne gibi gelişmeler oldu? Valla hiçbir değişiklik yok. Duygu makinesini 200 MMX yaptı. Ayrıca demo konusunda, konunun belirlenmesi dışında bir halt işlenmedi. İşte genel olarak gelişmeler bu kadar. Görüşmek, gülüşmek dileği ile...

 

3 Eylül 1998 Çarşamba:

Aklıma gelmiyor hiç bir şey ama dur bakalım neler neler oldu? En önemli olay, geçen hafta İzmir’e gidilmesi idi. (Ati, ben ve Duygu) Sözde demo konusunda bir şeyler yapılır deniyordu ama ne yazık ki 2 çizim yapıldı ve onlar da İzmir’de kaldı zaten. Yine de baya kafamızı topladık. 3 hafta önce hard diskimde “bad sector” çıktı. Evde 12 byte olan bad sector Atılım’a gittiğimde 18.000 byte olmuştu. (tabi bunda hard diskimi Aqualand denen su dünyasına götürüp yere düşürmemin de büyük etkisi var :)) Neyse işte HDD’yi göndermiştim ve bugün 3.2’lik yeni HDD’mi almak için gideceğim. (Garanti süresi dolmamıştı.) Netten baya bir adamla tanıştım. Özellikle dun 2 boyutlu karakter tasarımı yapan ve 3d modellemeyi iyi bilen biri ile gece 4:30’a kadar konuştuk. Mail adreslerimizi ve telefonlarımızı değiş tokuş ettik. Baya bir işe yarayacak bir arkadaşlık olacak gibi. Demo konusunda yeni planlar var. 2 hafta önce Aytek dijital kamera almıştı. Kameradan görüntüleri frame frame yazıcı çıkaracak, ben üzerinden  ninjayı geçtikten sonra scanner’la bilgisayara atacaktık. Bu arada hemen belirteyim 1 hafta önce SCANNER ALDIM. Biraz yavaş bir alet ama işimi görüyor. Atılım’ın abisi Linux (işletim sistemi) üzerine bir kitap çıkardı. Ayrıca grafik üzerinde de çıkacak ve Atılım ile Görkem Abi’nin ortak çalışması olacak bir kitapta yolda. Yakında Duygu ile yaptığımız XM’leri bir CD (audio CD) haline getirelim diyoruz. Aslında çok istediğim bir olay. Her gece nette xm’lerimi oraya buraya gönderiyorum. Yorumları dinliyorum. İşte böyle. Bunun dışında Duygu’dan haber almadım (Sormayı unuttum) ama Duygu’ya geçtiğimiz Pazartesi baya bir mal gelecekti Ender Ersoy’dan. Bu arada buraya yazmadan geçmeyeyim. Geçen hafta İzmir’de Perşembe akşamı hayatımın en çok güldüğüm gecesini yaşadım (hoş... İzmir tam bir gırgırdı ama... :) Atılım’la sokaklarda bağıra bağıra kahkaha attık. (gecenin 3’ünde) Duygu biraz sinirlendi ama neyse ki aramız düzeldi. (Muhabbet biraz kıl bir konuydu da :) Gece boyunca Aslan Kral’ın Maymun’un elinden düşmesi konusu açıldıkça açıldı  ve konu inanılmaz safhalara geldi :)... Hatta bunu yalnız konuşma olan bir demo haline getirmeyi bile düşündük. (Daha neler neler düşünüyoruz ama :) Grubun sıkıntılı günleri yaşanmakta. Herkesin  kendine özgü dertleri var. Bu dertleri buraya yazmayacağım ne yazık ki... Burada dert haberi vermek istemiyorum. Örneğin Ender Aydın arkadaşımızın (İzmir’den) ailesinin İzmir’e yanına taşınması gibisinden bir sorunu vardı. Koçum benim Antalya’ya geldiğinde konuştuk,. Dediğine göre halletmiş. Sevindim bak şimdi.

 

10 Ekim 1998:

Selam-un Aleyküm günlük. (Bunun neresi günlük bee!!) Güzel bir gün geçiriyorum. Malum okul çoktan başladı ve ben 3 hafta sonudur Antalya’ya geliyorum. Netin piri oldum. Web sayfalarından birinde mirc’da op olduğum kanalın  sayfasının oplar kısmında fotoğrafım var. Şu anki en iyi planım İstanbul’a gidip şu muhabbet ettiğim kişilerle tanışmak. Dur bakalım bu gaddar zaman içinde neler neler oldu? Duygu Ender Ersoy ile beraber İzmir’e gitti. Bu arada Duygu’nun Kemer’de çalışma olayı da sarktıkça sarktı. Daha daha okul açıldı ve ben Isparta’dan hala nefret ediyorum. Atılım çoktan Ankara’ya gitmişti. Şans eseri dün netten görüşme fırsatı bulduk. Adam Goblins ve Realtime grupları arasında bir kaos yaşamış (Realtime : Ankara’da Ati’nin üye olduğu bir gruptu...) Grup işini bıraktığını maillemişti. Ben de grup olayını iplememesi için mail atmıştım. Dün pekiştirdik bu işi. Boşuna kendini üzmüş kardişim.  Şöyle ufak bir demo yapıp adımızı, imzamızı atalım, tanınalım diyorum yahu! Eğlencelik bir şeyler işte. Demo dedim de aklıma geldi. Kendi çizimlerimde (ben de anlayamadım ama) büyük gelişme var. 3B - 0.5 (oha!) Tombo kalem ucu buldum Isparta Migros’tan O gün bu gündür ne istersem çiziyorum. (halen aynı ucu kullanmaktayım. O gün stok yapmıştım bir güzel) Yakından demo için kasmaya başlayacağım. Bir iki ufak animasyon için çizim yaptım ama bugün birleştireceğim. Duygu makinesini düzdükçe düzdü. Yarı belime gelen bir kasanın içerisine Pentium2 ve 128 Meg. Ram koydu. Ayrıca 3DFX alacaktı ama olmadı. Zaten oyun oynadığı yok abimin... Arşivini de geliştirdi iyiden iyiye ve şimdi müzik yapmak için ortam arıyor. Ya şimdi bir işim var onu bitireyim de Duygu’ya gideyim bir be!

 

27 Aralık 1998  Pazartesi:

Aman da aman... günlüğümü ihmal mi etmişim ben? Ulen her seferinde şu ajandaya uzun zamandır yazmadığımdan bahsediyorum. İyi en azından 98’in son haberlerini verebileceğim. Malum Cuma günü yılbaşı. En son neler oldu bir bakalım... Duygu bilgisayarını tabiri caizse canavar yaptı. 3D kart aldı, pentium II 300 yaptı, 5,2 HDD aldı (Ayrıca bir de 3.2 lik HDD’si var ve 850’lik eski HDD sini CD gibi kullanıyor yanında :) İşte böyle piyasanın a... aman aman! Diyelim!... Ayrıca bir de iş bulmuş Web sayfası yapıyor. Adam beleğe iş konuşmaya gitmiş. Bir haftanın yannızca 1 gününde işi bitirmişler. Diğer günler vur patlasın çal oynasın hesabı... Atılım tarafından Duygu da haber alamamış ben de. Zaten internet olayım da bitti. Yahu! Olmayacak iş olmuş işte. Nete kaçak bağlandığımı Antalya NET bulmuş. Adamlar ben Isparta’dayken evi arayıp evde bilgisayar olup olmadığını sormuşlar. Babam da ben bilmem, anlamam oğlan bilir ayaklarına yatmış :). Her neyse bu günlerde bizimkilere diyorum o Antalya NET yakalar, ben Superonline’dan gireceğim bir şey olmaz. Yok dinletemiyorum. Babam “ben bir daha telefonda onunla bununla muhatap olmam” diyor, başka bir şey demesine de gerek kalmıyor. Bu arada Duygu’yu da aramışlar. Garibim adamları yalamış, yutmuş. Bokunuzu yiyim muhabbetine girmiş, düzeltmiş işi. (Bu arada abarttım :)... Duygu ATAC’ın sistem operatörünü tanıyormuş. Gayet makul ve seviyeli bir konuşma yapmış :)) İşte böyle. Ben Final öncesi bir haftalık tatil için Antalya’dayım. Ulen 3. Sınıfı da yarıladık ya işte o kadar! Son olarak demoda hiçbir gelişme yok. Ne yapacağım diye düşünüyorum haaalen........

 

7 Şubat 1999 Pazar:

Ulen amma salladık bu işi ha! Yaptığım ihmalin daniskasıdır. Neler neler oldu. Bizim Deniz’i de (Kuzen) bilgisayar sahibi yaptık. Celeron 300A, 32 Ram falan filan... İyi yanı bir televizyon kartı almış olması. CINE5 seyredecek kartı tanıtabilirsek inşallah. Yarın onunla uğraşacağız. Asıl olay ben de 3DFX aldım. Voodoo 1 kartı 75 Dolara düşürdüm ve tüm öğrenim kredimi bu işe yatırdım. Her neyse kart taş gibi çalışıyor. NBA Live 99 mis gibi oldu ve ilk defa Fifa 98’de sis gördüm :). Duygu yakında CD-Rom recorder alıyor. Gelsin CD’ler diyelim ne diyelim. NBA live 99 denen oyuna da bir taktım ki tam taktım. İnternetten indirdiğim programlar sayesinde oyundaki bir sürü grafiği değiştirdim. Ayrıca üstün oyun kırıcılığım sayesinde oyunu Türkçe yaptım. (Canım çıktı bir sürü dokümanı değiştireceğim diye.)  Başka başka neler oldu? Atılım buradaydı. Bu sabah gitti arkidiş. Yalnız bu gidiş etkili oluyor. ODTÜ’ye vardığında gerekli dokümanları inceleyip Hard Code demoya başlayacak. Grafikleri hazırladım ve Duygu sağ olsun umduğumdan iyi şeyler çıktı ortaya. Bu sefer olacak gibi bir şeyler ama du bakalım. Benden bu kadar. Daha başka bir şey gelmiyor aklıma. Yarın ATAC’dan account alacağım. İnternet baya iyi gidiyor şimdilik. Byeee... Hop hop hop! Bir de İstanbul’a gittim ya ben!!! Unutulur mu bunu söylemek.  Gezdik, tozduk oralarda annem, teyzem.. vb. 7 kişi olarak. Full bilgisayar dolu olan Yazıcıoğlu İşhanı’nı gördüm. Cennet mübarek cennet. Hatıra olarak bir Saray giriş biletini de sayfaların arasına koydum. İstanbuldan sonuçlar:

1) Of of of... Çok kalabalık bir yer.

2) Karmakarışık. Düzen yok.

3) Kesinlikle yaşanamaz. Gezilir, tozulur.

4) Yaşarsam İzmir’de yaşarım. İzmir rullaz! :))

Aha şimdi byee!!

 

7 Haziran 1999 Pazartesi:

Selam sevgili yıllık. Eee ihmal ede ede yakında yıllık olacaksın harbiden. Ne haber nasılsın? (Hoop hop kendine gel!!!) Yaw aslında bir şey de olmadı yazacak. Halen ürettiğimiz bir şey yok. Ama grafik ve müzik alanında iyi ilerlemekteyim. Birazdan Isparta’ya doğru yola çıkacağım. (:( Ama bu sefer şerefli bir amacım var orada. Salı günü başlayacak olan basketbol turnuvasına girdik arkadaşlarla. Maşallah çok şerefli bir takım oldu. Hadi ben haftada 3-5 kere basket oynarım. Elemanlar ise ayda yılda bir kere aline top alıp atış yapan tipler. Her neyse bir iki eğlenip geleceğiz. PRINTER ALDIM iyisinden bir Hewlett Packard 695C marka. Güzel güzel çıktılar veriyor bana kerata. 145$ saydım ama olacak o kadar. Oy oy oy! Fifa 2000 ve NBA Live 2000 isimli oyunların grafiklerini gördüm ve uff!!! Manyak çıkaracak yine EA SPORTS aabim oyunları. Ama bu sefer ses dosyalarını falan değiştirip alternatif hale getirmezsem NBA’yi ne olayım. Her neyse ben staj için boş bir kağıda anneme imza vermeye gidiyorum. İnşallah bir şantajla karşılaşmayız. Nihohahahahaha!

 

31 Ekim 1999 Pazar:

Eee şey sanırım biraz fazlanın fazlası ihmal ettim ben bu ajandayı :) Yazacak baya bir şey birikti hani. Öncelikle bilgisayarımı güzelce bir yeniledim.400 Celeron oldu CPU’um. Ayrıca board ve kasa değişti ve Ram’im 64 megabayt oldu. Yalnız alana kadar akla karayı seçtim be! Tam da ram’lerin fiyatlarının arttığı zamana denk geldiği için hemen hemen her gün yeni bir hesap yapmam gerekti.  Yaz tatilinde Ati buradaydı. Benim eski parçaları (bilgisayar parçası) verdim kerataya. Yalnız ram’lerim nedense board aynı board olmasına rağmen hata verdi. Güzel bir yaz oldu genel olaraktan. Ender Ersoy’un sonunda gelmesi ile Duygu Makinesini baya baya bir elledi. Pentium 2 450 aldı. Ayrıca 64 Ram, Creative TNT1 ekran kartı aldı da aldı. Ayrıca benim voodoo1’i birine kakalamak üzere Evren diye bir arkadaşa verdim. Halen halletmedi herif ya!!! Halledilirse Duygu’nun TNT1’ini  ben alacağım. Başka başka ne oldu? Şu bizim demo işi yine olmadı ve sanırım bu gidişte olmayacak da >:(... Baya bir şey hazırlamış olmamıza rağmen (ne bileyim bir sürü efekt falan...) her zamanki sorun olan bir araya gelme işi olmadı. Müzik konusunda yazın iyice çalıştım ve 2500 efektten oluşan sample (ses efekti) arşivimizi 6300 efekte çıkardım. Ayrıca yeni yeni çok güzel müzikler yaptım daha ne olsun :) Çizim konusunda halen aynı tas aynı hamam. Çizip çizip scan ediyorum başka bir iş yaptığım yok bu aralar. Yaz tatili ile bir iki fotoyu ekledim ajandaya. Olay yeri Atılım’ın evi ona göre...:) Eveeet ben yine Isparta’ya gitmek üzere hazırlanacağım. Malum okul başladı geçen süre içerisinde. Bu sene biraz yamulacak gibiyim ya hadi hayırlısı. Eywallah ajanda kendine iyi bakanzi!

 

2 Ocak 2000 Salı:

Evvet! Aslında yani millenium1a girdiğimiz gece yazacaktım ama unuttum anasını satayım. Neler oldu bir bakalım. Tüm kredi paramı vermek sureti ile (30.000.000 T.L.’dir kendileri.) Duygu’nun voodoo2 grafik kartını aldım. Voodoo1’i halen satmaya çalışıyoruz. Yakında bayram tatiline Ati’nin geleceği duyumlarını aldım ve harıl harıl hazırlıklara başladık. (ehuh yok len hazırlık falan. Ne hazırlayacağız ki :)) Neyse benim gitmem lazım otobüsü kaçıracağım...

 

3 Şubat 2000 Pazar:

Selam ola sana ajanda. Şu an bilgisayara Windows 98 SE (Secon edition = İkinci sürüm--- malum İngilizce windows kullanan bir insanım :) kurmakla meşgulüm ve hazır iş yokken yazayım dedim. Bakalım geçen zaman içerisinde neler neler oldu? Duygu’nun bulduğu bir CD-RECORDER sayesinde bilgilerimi (özellikle Sample arşivini) CD’ye basma şansını yakaladık. Attilim kardeşim gelmişti ve dün sabah geri döndü. (2 hafta kadar durdu) Bilgisayara S3’ün 4 megabaytlık ekran kartını aldım. Ama nasıl aldım bir de bana sorun. Asıl amaç eli, yüzü düzgün iş görecek AGP bir ekran kartı almaktı. Fakat gel gör ki hiçbir AGPagp ekran kartı voodoo2 ile tam bir uyum sağlamadı. (Oyunlar [özellikle EASPORTS’un oyunları ki buna hiç gelemem!] kitlendi durdu) Bu yüzden 2 megabaytlık ekran kartını 4 megabayt yapmaktan başka bir upgrade’im olmadı. Bir de bu upgrade’in yanında dandik bir modemim daha oldu. Bu aralar eski modemim arıza vermeye başladığı için yeni modem iş görebilir belki. Dün Duygu ile oyuncakçının tekine Playstation satmaya çalıştık. Ama 5500 modeli 9000 modelinden çooooook düşük bir model olduğu için (oyuncakçının görüşü) elimizde patladı. Ati’nin bilgisayarını Isparta’da Tolga diye canımdan çok sevmesem de katlandığım (ehuh severim gerçekten keratayı :) bir arkadaşa geçici olarak vereceğim. Ayrıca Duygu’nun 3.2 HDD’sini bu makine ile satıyorum. Ayrıca bir arkadaşa toptan bir makine satacaktık. Bakalım olursa gelsin paracıklar.

 

22 Mayıs 2000 Pazartesi:

Ohhh be! Sonunda ajandayı bilgisayara geçirme işim bitti (tabi bu sadece yazı olarak bitti. Ajandanın içerisindeki takatukaları daha scan etmedim...) Asıl olay bu kadar zaman içerisinde bitti bitecek hesabına bir türlü ajandaya yazı yazamamış olmam. (Bundan sonra doğrudan buraya yazacağım :) Şimdi efendim bakalım geçen zamana... Öncelikle kıl bir haber vereyim. Ajandada küçük de olsa bahsettiğim Evren arkadaşımızın başına ilginç olaylar geldi. İnternete kaçak olarak bağlandığı anlaşılan arkadaşımız hakkında dava açıldı ve öncelikle 1 yıl, sonra hafifletici sebeplerden dolayı 6 ay hapis cezası verildi. Şansına para cezasına çevrilen ceza 4.000.000 gibisinden (Sanırsam öyleydi) bir meblağa dönüştü ve şimdilik Evren yırttı. Yalnız bu suçu bir daha işlediği takdirde Pazar cezası falan hak getire... Sonracıma... Duygu kardeşim bir Scanner Aldı (Hewlett Packard hesabından ) Alet çok hızlı değil fakat çok kaliteli resimler çıkartıyor gördüğüm kadarı ilen :) Başka başkaaa... Digital uydu aldık (ulen bu da yazılır mı bea!) (Ama ama çok ilginç kanallar çıkıyor ne yapabilirdim!)   A! Ben bir web sayfası hazırladım!!! 1 haftalık kendime verdiğim tatil sırasında hemen hemen her gün uğraşmam sonucunda

www.ebolax.8m.com

adresi açılmış bulundu. Gidin bakın ve benim eserlerimi inceleme fırsatı bulun :)... Ayrıca bu ajandayı da orada yayınlamayı düşünmekteyim. Ara ara yeni tarihler eklenmiş olarak yamalar da koyacağım sayfaya...:)

Ayrıcaaa Duygu kankam Hevlıt Pekırt’tan bir scanner aldı cillop gibi... Baya hızlı ve kaliteli bi alet laf aramızda :))

 

17 Haziran 2000 Cumartesi:

Yahu şu işi bilgisayar ortamına geçirdim ama halen ihmal ediyorum ya :))... Öncelikle belirtmek isterim ki sınavların tam ortasındayım ve ben Antalya’ya gelmiş müzikle uğraşıyorum... Bekletmeden haberlere geçelim. Biraz önce Atılım kardeşimle netten chatleştik. Ati’ye uzun bir süre Antalya yolu gözükmüyor...:(... neyse ki kol misali olan proje ödevinden kurtulmuş. Gelse bile uzun kalamayacağı gibisinden duyumlar ortalıkda dolaşmakta :) Benim hanemde ise pek bir gelişme yok. Sözlü müzik konusunda çalışmalarım olmakta fakat hem iyi bir kayıt sistemimizin olmaması hem de sesimin balta gibi olması sonucu bir türlü sözleri oturtamadık müziğin üstüne (Duygu’nun sesi benimkinden daha güzeldir ama ses kaydı için sistem olmadıktan sonra nafile :)... Duygu demişken Duygudaki gelişmelerden bahsedelim. Kardeş bir tane yetmez dedi ve iki tane birden CD-Recorder aldı... (Geçici güzelim salak değil ya bu adam :)... Aslında bugun gidip bir iki CD basasım var idi ama ama... Sağolsun bitirme ödevi bütün günümü yemeyi bildi... Lakin gitmeye üşendiğimi de saklayacak değilim :) Yarın üniversite sınavı var ve ben sınavın olduğu saatlerde Isparta yolunda düşe kalka ilerliyor olacağım. Şimdilik kim okuyorsa kendine iyi baksın...

 

16 Temmuz 2000 Pazar :

 

Yeah! Bir kez daha yazıyorum ve bu sefer doğrudan bilgisayarda yazmanın haksız da sayılmaz gururu içerisindeyim :)... Şimdi bakalım neler olmuş. Öncelikle en son olanı (daha birkaç dakika önce sonuçlandı :) söyleyeyim: Eski kaset kayıtlarını harika bir teçhizat kurarak bilgisayar ortamına aktardım ve bir ara buraya linklerini koyacağım ona göre... Neler neler de yapmışız be yaw, baya bi güldüm muhabbetlere :)... Efendim ondan sonracığıma... Yeni bir ekran kartı aldım. (ATI rage 128 pro t200 ...falan filan) ... Aslında kart başlarda sorun çıkardı (3 boyut ortamında atlama falan yaptı) ama bunun açık olan bir virüs programının sürekli kontrolünden kaynaklandığını keşfettim ve bayağı bir rahatladım. Aslında asıl istediğim kart olan Creative TNT2 ultra tv out’u alamadım ama olsun buna da şükür diyelim. Bu kartın Tv Out (Televizyon çıkışı oluyor kendileri :) seti kendi yanında geliyor ve dergilerden okuduğum kadarı ile bayağı iyi bir televizyon kalitesi varmış (aslında kötü şeyler de okudum ama boşveeer...:)... Ayrıca efendim çok eskimiş ve CD’leri okumaz olan CD-ROM’umu da 50X hızında tanımadığım marka bir CD-ROM ile değiştirdim ve bayağı mutluyum :)... Du bakiim başka başka HAH! Şu anda üstüne şeker ekilmiş kavun yiyorum...yok len! Bu değildi diyeceğim :)... Yarın Nefide isimli bir arkadaşımın abisinin yanında (Umut Abi oluyor) bir bilgisayar bürosunda işe başlıyorum. İşin güzel tarafı bu büro asıl olarak programcılık ile uğraşıyor. E bu da benim önemli eksiklerimden biri olduğuna göre olay baya bir lehime oluyor.

Okulun 4. Yılını bitirmiş olmama rağmen halen derslerin tamamını veremediğim için bir 5. Yıl da Isparta’da sürüneceğim. Mezuniyet başlığı altındaki gerek tören gerek de eğlencelere girip çıktım giderayak ve inanamayarak söylüyorum çok güzel geçti. Aslında insan üzülüyor be güzelim. O kadar insanla 4 yıl geçir (toplu olarak pek bir şey yapmamış olsak da) sonra da ayrıl olur mu ama!... Daha biraz önce Özgür ve Savaş cep telefonunu çaldırdı. Bir efkar bastı ki beni sormayın :)...

Duygu ve Atılım tarafına geçelim şimdi de...: Duygu bir DVD almış bu ara (geçici olarak) DivX isminde bir video sıkıştırma tekniği sayesinde elindeki DVD filmleri bir CD’ye sığacak şekilde sıkıştırıyor. (Aslında kalite baya baya iyi... DVD’de film seyretme muhabbeti hafiften tarihe karışmaca ama DVD’de bu kapasite varken DVD zor karışır :))...  Atılım 2 hafta önce Antalya’daydı. Garibimi 2 gün görebildim ancak çünkü tam da sınavlarımın ortasında damladı Antalya’ya...:(... Bu yaz yüzünü pek göremiyeceğiz biraderimin. Okulda yaz okuluna kalmış. Malum alttan bir sürü ders aldı dikey geçiş yapınca (Bilgisayar Öğretmenliği à Bilgisayar Mühendisliği)...

Neyse şimdilik bu kadar gelişme. Ha söylemeden gitmeyeyim. Bu aralar Sözlü Müzik Üzerinde Çalışıyorum harıl harıl. Sözlerin söylenmesi dışında bir işi kalmadı ama onu da bir türlü sisteme oturtamadım yaw :((...

Yorum Yok

Yorum Yaz