Sinema

The Mist

20.03.2008

Eveeet sonunda "The Mist" filmini seyretmek de nasip oldu :)

Kitabını okumuş olduğum bir film olarak beklentilerim öyle çok fazla değildi. Stephen King'in romanlarını özellikle aksiyon başladıktan sonra bırakamam çok sürükleyici gelir bana ve bu aksiyonların sinemaya aktarılması oldukça zor ve şimdiye kadar hayallerimde canlandırdığım şekliyle bir aktarım göremedim.

Filmin hemen başında ressam olan ana karakterimiz kırmızı gül ve kovboy resmi çiziyor ki bu filmin Stephen King'in "Kara Kule" serisi ile ilişkili olduğunu hemen anlamamızı sağlıyor :) Kara Kule'nin ana karakteri olan silahşör Roland'ın hastasıyımdır ki o kadar olur :)

Film bence genel olarak kitaba bağlı ve güzel işlenmiş. Seyrederken "insanoğlu işte aynen böyle" diyorsunuz ;) Özel efektler de gayet başarılı olmuş ışıklandırma falan da güzel e daha ne olsun.

Filmin sonu kitaptan farklı yapılmış. Buradan kitaptaki sonu söyliyim de tam olsun :) Kitabın sonunda ana kahramanımız bir otele sığınmış durumda ve kitapta olan biten herşeyin adamın günlüğü olduğu anlaşılıyor yani olaylardan kurtulamamış bakalım neler olacak diye bitiyor kitap. Filmin sonu kesin bir sona bağlanmış ve okuduğum kadarıyla millet baya etkilenmiş.

İşte beyle bir film olmuş "The Mist" :)

Bu arada filmi 3 YTL'e aldım zorunuza gitmesin :) Bunun yanında Jumper, Alien VS Predator Requiem filmlerini de aldım yakında yazarım :))









Genel, Kişisel, Oyun, Programlama

Hayattan kısa kısa…

19.03.2008

Adobe AIR ile uygulama geliştirmeye çalışıyorum... sistemin klasik exe yapmaktan ne farkı var halen anlamış değilim. Aynı tas aynı hamam ben Director'un b.kunu yiyim diyorum AIR teknolojisi karşısında :) Bu arada Adobe Director 11 yakında çıkıyor hastasıyız ailecek. Javascript desteğini bu sefer tam olarak verdikleri söyleniyor bakalım hadi hayırlısı.

Blogumun tasarımıyla biraz oynadım. BlogEngine.Net gerçekten çok rahat ayarlanabilen bir altyapı herkese tavsiye ederim :) Yalnız az da olsa .NET bilmeniz gerekmekte heryere rahatlıkla bulaşabilmeniz için.

VMware ile Ubuntu'nun yedek dosyasını geri dönmeyi denedim bir işe yaramadı :) Demek ki kendime güzel bir ghost imajı almam gerekecek buradan böyle de duyuralım :) Bu arada VMware hastası olunacak bir program onu da kullanmalı her Türk genci :)

Microsoft Silverlight'i da denemek lazım bir ara... Lakin hem Flex ile AIR geliştirmek olsun hem de Silverlight geliştirmek olsun hep code tabanlı yapılan işlemler. Yok XML falan... Flash'ın rahatlığı yok bunlarda kardeşim! AIR'i bile flash ile geliştiriyorum walla üstüne tanımam :)

FL Studio 8 çıkmış ama artık makine kaldırmıyor be kardeşim Mike Oldfield mıyım ben :)

Bugün The Mist filmini alıp seyrederim diyorum ben...

"Grappler Baki" isminde eskiden elimize Animated Movie'si geçmiş bir anime vardı. Onun 2 sezon tüm bölümlerini çektim ilk sezonu da seyrettim. Bence gayet eğlenceli bir anime olmuş izlenir. Lakin 2. sezonda adamlar animasyonlara falan daha az özenmişler saygımı kaybettiler sezonu da bitirmedim :) Ama Baki'nin babası ile mücadelesini de merak etmiyor değilim :)

PSP'de bu aralar Tekken Dark Ressurection'dan başka bir şey oynamıyorum. Oyun çıksın diye bekliyorum artık :) Bi kaç hafta sonra Indiana Jones the Original Adventures çıkacak onu merakla beklemekteyim :) Bu arada PSP'de şimdiye kadar oynadığım en iyi oyun bir çok kişiyi şaşırtacak ama "Puzzle Quest" :) Abicim bir oyunda her türlü eğlence olur mu ya başlayınca bırakamıyorsunuz ve eşşek gibi uzun bir oyun. Oyunun yalnızca konusu bitiyor zaten kendisi bitmiyor. Oyunun PC versionu da var bu arada tavsiye ederim.

Eskiler, Kişisel, Müzik

Müzik benim hayatım :)

18.03.2008

Beni bilenlerin bilebileceği üzere amatör (?) olaraktan bilgisayarda müzikle yıllardır uğraşmaktayım. "Nedir benim bu tarihim" yazılarında da bu durum açıkça belirtilmiştir :)

Müzik işine ilk olaraktan Commodore 64 zamanında başladım ama o zamanlar kullandığım programlar oldukça kısıtlı programlardı tabi. Sonra Amiga 500 ile tanıştım ki Protracker o zamana kadar gördüğüm en güzel müzik programıydı. Bu arada bende Commodore 64 varken Krokiller'da Amiga'da Protracker zaten vardı. Kuzenim Deniz'le birlikte amiga ve commodore'da yapılmış hazır müziklerin üzerine söz yazar kasede şarkı kaydederdik :) Bunları da bir ara paylaşmak lazım buradan :)

Neyse işte böyle Amiga'da Protracker ile uzun süre uğraştıktan sonra PC'de Fasttracker ile tanıştım. Aslında bende Amiga'da Protracker varken Krokiller'da PC'de Fasttracker vardı (dejavu ulan! :))... yalnız Krokiller'a Fasttracker programı ben bulmuştum... bana da Aytek bulmuştu... karışıkmış olm bu durumlar :) İşte böyle böyle sonunda PC'de Fast Tracker kullanmaya başladım ve uzun süre de kullandım. Birsürü projem vardır bu programda ve son olarak PC'de Fruity Loops ile tanıştım ki harika ötesi bir programı gördüğüm zaman tanırım :) (Ulen bu arada Fruity Loops da benden önce Krokiller'da vardı ne ayak uleeean!:) Fruity'nin Tarzı Fast Tracker'dan farklı olduğu için alışmam biraz zaman aldı ama alıştıktan sonra en baba müzikleri bile 1 saatte falan çıkarıyorsunuz muhteşem program. Bu arada Fruity Loops artık hayatına FL Studio olarak devam ediyor ve 7.0 versionu mevcut elimde.

Buraya da bir iki muzik attıralım da hem insanoğlu bilgilensin hem de yeni mp3 pluginini deniyim BlogEngine'in :)

Hanzou :

Immortal :

Meliissea :

Violetic :

Cloud :

Müzik

Crematory

18.03.2008

Müzik severlere buradan selamlar saygılar :)

Efenim Crematory isminde Almanya kökenli bir gruba taktım bu aralar pek güzel pek harika şarkıları var :)

Brutal vokal pek sevmem lakin Crematory çok kıvamında kullanmış brutali. Temiz vokalleri ve melodileri de oldukça güzel. Fakat grubun beni en çok etkileyen tarafı klavye kullanımları oldu. Adamlar çok tatlı arkaplanlar üzerine basıyorlar elektro gitarı.

Özellikle son yıllardaki albümleri çok hoşuma gitti. Benim tavsiyeme uyacaksanız 2000'den öncesine gitmeyin derim :)... bu arada 2006 yılında grubun almanca bir albümü var ben almanca şarkıları sevmediğim halde albüm çok hoşuma gitti onu bile tavsiye ederim yani düşün gerisini :)

... Ulen şöyle güzelinden videolar koyayım dedim youtube kapalı amaaaa buradan hemen bahsetmek isterim ki firefox için switchproxy diye bir add-on var bunu çakıp http://www.publicproxyservers.com/ adresinden proxy server adreslerini deniyorsunuz. Tutan bi tanesiyle dünyada özgürsünüz :) Ama ironik bir durum bu adresten bulduğum bir proxy ile youtube'a giriyorum fakat bu adrese giremiyorum :)

Programlama

Intellij IDEA 7.0.3 çıktı hanım :)

18.03.2008

Daha önce de bahsettiğim üzere Java Server Side tarafı için vazgeçemediğim bir IDE varsa o da Intellij IDEA'dır.

Editor tarafı için söyleyebileceğim tek söz "Kodu ben değil IDEA yazıyor" olur :) Zaten IDEA'nın editorü ödüllü bir editor. Adama boşuna vermezler hacı ödülü :)

Yalnız IDEA ile Desktop Application yapacak olanlar pek sevmeyecekler baştan söyliyim :) Özellikle Form tasarım kısmını falan ben sevmiyorum :) ama jsp falan yazıyorsanız... aman allahım o ne güzel editor öyle :)...

Sinema

10.000

17.03.2008

Haftasonu "M.O. 10.000" isimli filme gittim gençler.

Aslında benim bu filmi sevmemem lazımdı gaye klişe bir film falan ama bana nedense eğlenceli geldi. İkinci defa seyredilmez ama bir kere için kendini bana seyrettirdi :)

Efektler falan güzel olmuş yapanların ellerine sağlık. Konuyu da biraz daha sağlam tutsalar iyi olacakmış ama işte... :)

Filmdeki hatalı bulduğum kısımların başında makyaj geliyor. Ulen baş hatun cillop gibi kaşlar falan düzgün, baş adam da cillop tüysüz falan, yardımcı adam topsakallı... rezalet :) İnsan biraz özenir kardeşim o zamanda neler olabilir deyi.

İşte böyle bir filmdi teeey tey hey hey ulen bişeye benzemedi bu yazı ama ne yapalım Cinema ile ilgili yazı yok :)

Bu arada aslen "The Mist"e gidecektim de kaldırmış adamlar filmi :) Pek tutmadı sanırım oysa ki Stephen King'im canım yazmıştı. Kitabını da baya sevmiştim... neden... :)






İşletim Sistemi

Ubuntu Vs. Kubuntu

17.03.2008

Bir cumartesi günü Kubuntu'dan kıllanmış biri olaraktan Pazar günü Ubuntu'yu tekrar kurmanın vermiş olduğu rahatlıkla yazıyorum beyler bayanlar :)

"Kubuntu ulen Ubuntu'nun KDE Desktop kullanan versionu işte..." deyip geçmeyin alakası yok :) KDE sistemi nedense tam oturmadı halen. İlk olarak Knoppix ile kullandığım KDE sistemi o zamanlar da acaip hatalar veriyordu. Daha sonra Slax ve kendi geliştirdiğim Greenie üzerinde de KDE kullandım ve hep "her an göçecek" imajına sahipti.

Ubuntu'nun paket yükleme sistemi gayet güzel (debian sağolsun) ve Ubuntu'da paketler önce çekiliyor sonra yükleniyor. Eğer download sırasında bir sorun çıkarsa yüklemiyor efenim. Fakat Kubuntu'da nedense durum böyle olmadı. İnternet hattımın yavaşlığından dolayı download işleminde sorunlar oluştu ve bu sorunlar her nedense sisteme etki etti! Root olarak kullanmak istediğim Kubuntu inatla reddetti bu durumu. Ubuntu'da "root da login olabilsin" diyorsun login ayarlarında oluyor bitiyor. Kubuntu'da bu işlem için bir sürü ince ayar yapmam gerekti. Sonuç olarak programlar çalışmadı terminal'den elle yazarak çalıştırdım falan. Stabilliği gitti sistemin. Paket yönetimi de hem Gnome'dan yavaş hem de yönetimi zor.

Cumartesi akşamı Kubuntu için ek wireless programları yükledim ve bu programları açınca sistemle beraber gelen KNetworkManager sapıttı! ne yaptıysam ne ettiysem düzeltemedim ve interneti olmayan bir sistemi kim ne etsin diyerekten Pazar günü formatı çakıp Ubuntu kurdum. Ubuntu'nun (gnome'un) kullanımına da alıştığım için gayet rahat geldi sistem ve çatır çatır çalışıyor maşallah :)

Bu yazıyı Ubuntu üzerinden yazıyorum demek isterdim fakat Windows üzerinden yazıyorum çünkü Ubuntu'yu kurduktan sonra Norton Ghost ile windows üzerinden yedeğini aldım. Aslında bu ghost image'ının ilerde recovery işlemini yapıp yapamayacağını tam bilemiyorum :) Yalnız madem yapamayacak neden sorunsuz bir şekilde Ext3 formatının yedeğini aldı diye de sormadan edemiyorum kendi kendime :)

Lafı gelmişken Norton Ghost'dan da bahsetmek lazım. Ben paranoyak biri olduğum için düzenli yedek alıyorum ve Ghost gerçekten hayat kurtarıyor. Geçenlerde kaybettiğim Laptop'umla beraber giden Windows sistemimi kaybettiğimden 1 hafta öncesinde yedeklediğim için gayet iyi bir şekilde kurtardım ;)

















İşletim Sistemi

Linux Dizin Yapıları

16.03.2008

Bir yerden güzel bir makale buldum buyrun bakalım :

Unix tabanlı bir işletim sisteminin kök dizinine baktığımızda aşağıdaki
gibi bir düzenle karşılaşırız. Her bir klasörün farklı bir amacı vardır.

/bin/ /boot/ /dev/ /etc/ /home/ /lib/ /man/ /proc/ /sbin/ /tmp/ /usr/ /var/

/bin/ (binary)
ls,cp,mv,mkdir,mount,sh gibi temel sistem komutlarının yeraldığı klasördür.
"ls /bin" komutuyla /bin/ klasöründe hangi komutların yeraldığını görebilirsiniz.

/boot/
Linux çekirdeğinin yeraldığı klasördür.

/dev/ (devices)
Aygıtların daha doğrusu aygıtları temsil eden özel dosyaların yeraldığı
sistem klasörüdür. Programlar çekirdekle haberleşmek için buradaki
aygıt dosyalarını kullanır. Buradaki aygıt dosyalarının bazıları
karakter (portlar, ses kartı, fare, usb vs.) bazıları ise blok
(diskler, cd-romlar) aygıtıdır. Bu dosyalar aygıtlara direkt olarak
ulaşmanızı sağlar.

birinci diski fix etmek için :
fdisk /dev/hda

cd-rom'daki cd'nizi cdrom.iso isimli bir dosyaya kopyalar yani imajını alır :
cat /dev/cdrom > cdrom.iso

555 55 55 numaralı telefonu çevirir veya "ATZ" komutuyla modemi resetler :
echo "ATDT5555555" > /dev/modem
echo "ATZ" > /dev/modem

farenizi oynatırken oluşan verileri konsoldan görebilirsiniz (Durdurmak için Ctrl-C yapın) :
cat /dev/mouse

/etc/
Önemli sistem ayar dosyalarının yeraldığı sistem klasörüdür. Hayati
önem taşıyan ayar dosyaları buradadır. Buradaki bazı önemli dosyalara
ileride ayrıca değineceğim.

/home/
Kullanıcıların kendilerine ait dosyaları tutabilecekleri kullanıcı klasörlerinin olduğu dizindir.

/lib/ (library)
Temel sistem kitaplıkları burada bulunur.Buradaki "libc" gibi bazı kitablıklar olmazsa hiçbir program çalışmaz.
Kitaplıklar programların başvurduğu bazı sistem çağrılarını ve
komutları kendi içlerinde barındıran (bu yüzden kitaplık denir) ve
kendini çağıran programa yardım eden objelerdir.
Hemen hemen bütün programlar çalışabilmek için sistemdeki bazı kitaplıklara ihtiyaç duyar.
Programların hangi kitaplıkları kullandığını "ldd" (library dependencies display) ile kontrol edebilirsiniz:

ldd /bin/ls

librt.so.1 => /lib/librt.so.1 (0x4001c000)
libc.so.6 => /lib/libc.so.6 (0x4002f000)
libpthread.so.0 => /lib/libpthread.so.0 (0x4015a000)
/lib/ld-linux.so.2 => /lib/ld-linux.so.2 (0x40000000)

/man/ veya /usr/man/ (manuel)
Sistem komutlarının veya programların nasıl kullanıldığını, bazı önemli
ayar dosyalarının formatının nasıl olması gerektiğini açıklayan
"manuel" yani el-kitap dosyalarının yeraldığı klasördür. Kullanımını
merak ettiğiniz komutların manuel sayfasını görmek için "man komut-adı"
girmeniz yeterlidir.

man ls
man chmod
man mv
man tar

/proc/ (process)
Bu klasörün içindeki dosyalar sanal olup çekirdeğin uzantısı
şeklindedir. Yani buradaki dosyalar aslında diskte değil ramdedir.
Buradaki dosyalar o andaki sistem verilerine kolayca ulaşmamızı
sağlar.Buradaki numaralı klasörler şu anda yürümekte olan proseslerin
ID leridir. "ps aux" komutuyla bu proseslerin ne olduğunu
görebilirsiniz.

Hangi IRQ'ların kullanıldığı görmek isterseniz: /proc/interrupts

Hangi IO aralıklarının kullanıldığını görmek isterseniz: /proc/ioports

Sisteminizde hangi PCI aygıtları var ? /proc/pci

İşlemciniz hakkında bilgi almak isterseniz : /proc/cpuinfo

RAM'inizin imajını merak ederseniz : /proc/kcore

Çekirdeğe gerekli bazı parametreler eklemek için : /proc/sys (klasördür)

/sbin/ (super-user binary)
Bu klasör, sadece super-user (root) id'sine sahip olan kullanıcılar
tarafından çalıştırılabilecek komutları içerir.Root olmayan normal bir
kullanıcıyla buradaki bir komutu çalıştıralım (verdiği hataya dikkat
edin):

/sbin/halt
halt: must be superuser.

/tmp/ (temporary)
Geçici dosyaların olşturulduğu sistem klasörüdür.Tüm kullanıcıların buraya yazma hakkı vardır.

/usr/ (user)
Sistemin çalışmasına yönelik değil de kullanıcıya hitap eden
programların ve bu programlara ait dosyaların yine aynı hiyerarşik
düzende tutulduğu genelde en kalabalık olan dizindir.

/var/ (variable)
Sistemde sürekli güncellenen ve değişen dosyaların tutulduğu sistem
klasörüdür.Sistem logları (/var/log), database dosyaları, sırasını
bekleyen e-mail veya printer (spool) dosyalar (/var/spool/) buradadır.

Kısaca hangi klasörün ne işe yaradığını gördük."cd" ve "ls"
komutlarıyla bu klasörleri gezip içeriklerine kendiniz de
bakabilirsiniz.

cd /var/log/ (/var/log klasörüne git)
pwd (print working drectory - bulunduğunuz klasörü ekrana yazar)
ls (klasörün içeriğini listele)
ls -l (klasörün içeriğini ayrıntılı listele)
ls -la ( "." ile başlayan dosyalar dahil tüm doslayarı listele.normal koşullarda "." ile başlayan dosyalar listelenmez)
cd apache ( bulunduğun dizindeki apache klasörüne git)
cd .. ( bir üst dizine git)
cd ../.. (iki üst dizine git)
cd - (bir önceki klasöre git)
cd ($HOME yani kullanıcı kulasörüne git)

Klasör ve dosya isimlerini kontrol ederken uzun uzun yazmak yerine TAB
ile tamamlama özelliğini kullanın. Ayrıca komutları daha iyi öğrenmek
için manuel sayfalarını kullanmayı unutmayınız.

alıntıdır. 

Oyun

Super Street Fighter II Turbo HD Remix

15.03.2008

Krokiller kardeşim sağolsun güzel link göndermiş :)

Efendim bundan bir süre önce aldığımız haberlere göre adamlar Super Street Fighter II oyununu aldılar grafiklerinin üzerinden gayet kaliteli bir biçimde geçerekten HD grafiklerle oyunu yeniden yaptılar. PC'e çıksa da oynasak dediğimiz oyun şimdilik konsollarda olacak. Bence çok da bir b.k değil (Krokiller da öyle düşünüo :D)

http://www.gametrailers.com/game/5677.html

 

 

Oyun, Spor

NBA Live 07

15.03.2008

Biliyorum biliyoruum NBA Live 08 çıkalı yıl oldu ama ben de her PC kullanıcısı gibi "eee ne değişti herşey aynı lan bu oyunda" dedim :)

Ben aslen sıkı bir NBA Live 2005 hastasıydım ki oyundan gayet güzel zevk alıyordum. NBA Live 06'i hiç oynamadım çünkü EA Sports tarz değiştiriyordu. NBA Live 95'den beri oynayan biri olarak söylüyorum ki EA Sports oyunu geliştirmeye kalktığı zaman uzak duracaksınız :) Bir sürü bug'ın yanısıra oyunun tadı tuzu kalmaz. Ha ne zaman aynı oyunu biraz daha ileriye taşır o zaman taşlar yerine oturur :) Bu yüzden NBA Live 07 gayet güzel bir oyun bana göre.

Aslında oyunun abuk subuk bug'ları yok değil bazen sapıtıyor lakin oyunu oynaması zevkli. Tabii ki oyunu ilk geldiği hali ile oynamak hiç zevkli değil. Hem kolay hem de mal afedersiniz :) Ama www.nba-live.org sitesinden edinebileceğiniz patch'lerle ve yapılan ince ayarlarla oyun gayet güzel bir hale geliyor. Belirtmem gerekir ki ben oyunun zor olmasını isteyen biriyim. Aslında benim kadar yenilgiyi hazmedemeyen biri oyunu bu kadar zor yapmamalı fakat oyunda hep yenmeye başladığım zaman tadı tuzu kalmıyor. NBA Live 07'i öyle bir ayarladım ki maçı kazanıp kaybedeceğim gerçekten muamma :) Bazen adamların her attıkları giriyor (ki bu beni çıldırtıyor:)) bazen de 10 küsur sayı fark atıyorum.

Sonuç olarak efenim oyun gayet güzel bir oyun. Aslında konsollardaki rakibi olan NBA 2K serisi de manyak ama PC'de NBA Live'a muhtacız efenim :) NBA Live 08 de EA Sports'un PC'den elini eteğini çektiğini kanıtlarcasına 07'e bir iki ekleme yapılarak hazırlanmış ve bence hem kolay olmuş hem de mal olmuş :) 07'de hareketleri yapmak için kasmak lazımken 08'de adam kendiliğinden yapıveriyor güzelim hareketleri :) Nerede profesyonellik nerede bu devlet :)

 

Oyun

Mugen

15.03.2008

Şu Oyun dünyasında Mugen kadar kendini geliştirmiş bir şey yoktur sanırım. Uyduruk bir şekilde başlayan sistem şu anda bildiğimiz dövüş oyunları kıvamına gelmiş durumda. Hatta "Mugen SvC Ultimate Mugen 2007 3rd Battle Edition v2.0" oyunu baya baya sağlam bir dövüş oyunu olmuş Mugen'e has hataları çok az görüyorsunuz.

Efendim Mugen bir "Dövüş Oyunu Yapma Programı"... Daha profesyonel bir isimle "2D Beat'em Up yapma programı". Bu bildiğimiz Street Fighter, King Of Fighters oyunları gibi oyunları çatır çatır yapabiliyorsunuz. Zaten bu bahsettiğim oyunların karakterlerini kullanarak oyun yapıyorsunuz genelde. Bunların dışında adamlar Temel Reis, Homer Simpson gibi karakterleri bile yapmışlar ki bunlar süper falan yapıyor çok zevkli oluyor :) Mugen için yapılan klasik oyunların karakterlerinin manyak halleri de mevcut. Evil Ryu, Evil Ken, Sagat ve Akuma'nın manyak halleri falan bunlardan bazıları :)

Bütün karakterler olsun diyorsanız : "Mugen All Characters Battle Zero" oyununu Torrent'den falan indirmenizi öneririm :)

Bunun dışında Mugen Marvel vs Capcom vs DC vs Type-Moon, Mugen NeoGeo vs Capcom Special oyunları da tavsiye edilir.

 









Programlama

BlogEngine.NET

14.03.2008

Nacizane blogumda kullandığım BlogEngine.NET'den bahsetmemek olmaz :)

Sistemin en güzel tarafı ASP.NET bilgisine sahip olmanız gerekmemesi. Lakin benim gibi ASP.NET biliyorsanız çok rahat ediyorsunuz tabi.

Bir başka güzellik de sistemin veritabanı sistemine ihtiyaç duymaması. Bütün bu yazıları resimleri falan xml dosyaları üzerinde tutuyor ve başka hiçbirşey istemiyor. Zamanla dosyalar fazlalaşınca sistem şişecek elbet ama o zaman da ne olacağını şimdiden kestirmek zor :) adamlar düşünmüşlerdir heralde bir güzellik :) Lakin bu yazılar falan birkaç kbyte yer kaplıyor ve atıyorum bir 10 Mbyte hafıza ayarlasa veritabanı için hiç bir şey değil yani çatır çatır iş yapar.

Bana soranlar olabilir "sen neden yazmadın ulen bir sistem madem o kadar biliosun"... ben de derim ki "ulen adamlar yapmış ben neden bir daha keşfedeyim amerigonya'yı?"... derim... evet...

Yalnız benim kafamdaki sistem SQLite kullanacak bir sistem ki çok şükela olur gibime geliyor :) SQLite hakkaten çok sıkı proje.

http://www.codeplex.com/blogengine