Sitemin üst kısmında değişen resimlere dikkat ederseniz çoğunlukla Street Fighter oyunundan resimlerin çıktığını görürsünüz. Neden böyle oluyor peki? Çünküm Street Fighter'a bulaşan bir daha bırakamaz hayatının bir parçası olur adeta :)
Aslında "Street Fighter" oyunu ilk çıktığında öyle çok sallanan bir oyun değildi. Ken ve Ryu 1. versionda da vardı lakin oyun "bir kişi kolu şöyle çevirsin diğeri tuşa bassın" şeklinde oynanıyordu çoğunlukla ve makinenin kolunu yıpratıcı bir oyundu :) Hareketleri yapmak aslında sonraki versionlardaki ile aynıydı ama oynanabilirlik kötü olduğundan çıkmıyordu işte :)
Sonra Capcom firması (tapıyoruz) "Street Fighter 2" i çıkardı ve oyun dünyası köklerinden sarsıldı. "Dövüş Oyunu" denen yeni bir oyun türü asıl olarak SF2 ile çıktı bir kere. Adamlar ilk oyuna göre o kadar dehşet bir ilerleme kaydetmişti ki bunu ancak Capcom yapabilirdi diyorum :) Grafik açısından "Final Fight" gibi bir oyunla firma kendisini daha önce kanıtlamıştı aslında ama SF2'nin oynanabilirliği aşırı derecede mükemmeldi. Yani oyunu yeni bir türün ilk oyunu olarak görmek lazım çünkü SF1 baya baya kötü bir oynanabilirliğe sahipti bir anda nasıl bu kadar ilerlediler hiç bilemiyorum.
Burada oyunun detaylarından bahsetmek istemiyorum çünkü bilenler çok iyi biliyor işte karakterlerdir, hareketlerdir falan filan. Benim asıl bahsetmek istediğim oyunun bir kültür haline gelmiş olması.
Bir dönem "Horyuken", "Aduket", "Tak tak buruket" Atari Salonu olarak adlandırılan mekanlarda takılan elemanların hepsinin ağzındaydı. Şu an bile "horyuken" dendiği zaman derin bir his geçer içimden "hey gidi günler" diye :) Geçenlerde benden bi 5-6 yaş büyük abimiz Levent Erim'e (best fm) "Hoooryuken" dedim bana "Taktakbuuuket" dedi yaa :) Street Fighter böyle bir kültür işte.
Atari salonlarında yeni bir lafın oluşmasına da sebep olmuştur SF2 "geçeyim mi abi" :) Eleman gelir "geçeyim" der ve o adamı senin için yener sonra sen yoluna devam edersin :)
Oyundaki özel hareketler ilk zamanlarda bilinmediği için bunları erken keşfeden adamlar attılar havalarını deli gibi. Ben şahsen atari salonu hastası olmama rağmen horyuken'i falan çok geç öğrendim diyebilirim :)
Özellikle hareketlere türkiyede verilen isimler çok hoşuma gitmiştir her zaman. Bunların başında eksisozluk'te okuduğum Chunli'nin dönerek geldiği harekete verilen "Minik Naci" ismi geliyor ki bu hayalgücünü zorlayan bir isim olmuş :))) Buna "minik chunli" diyenler de çoktur. Bunun dışında Horyuken'e "how are you ken?", Taktak Buruket'e "Fantastik", Honda'nın gukkuik hareketine "nesquik", Guile'in tekmeyle yukarı çıktığı hareketine "Kesme"... böyle işte :)
İşin en güzel tarafı eski arkadaşlarımla halen Street Fighter hakkında süper muhabbetler yapabiliyoruz. En son Street Fighter 4'ü çıkardı işte adamlar ama oyun ne kadar güzel olursa olsun eskinin tadı gibisi yok. Bu arada daha oynamadım ama gördüğüm kadarıyla pek tutmadım SF4'ü. SF3 de çılgın oyundu vesselam :)
Yorum Yok