Kişisel, Komik, Müzik

Jon Jon Cumhuriyeti

17.07.2008

Ya ben bu şarkıyı nasıl oldu da daha önce blog'a atmadım anlamıyorum. "Abaza Cumhuriyeti"ni  atmışım ama Jon Jon yok nedense. Eh dedim geç olsun güç olmasın :) Şarkının hikayesini de aktarıvereyim ucundan :

Efendim şimdi 2005 yılındaydı sanırım Nokia "Supersound" diye bir yarışma düzenledi. Herhangi bir tür zorunluluğu olmayan bu yarışmaya benim muzip kuzenim Deniz zamanında kendisiyle yapmış olduğumuz "Abaza Cumhuriyeti" isimli şarkıyı gönderdi :) Abi sonra bu adamlardan telefon geldi "bu gönderdiğiniz şarkı süper gelen diğer şarkıları bir dinleseniz hepsi birbirinin aynısı bu çok orjinal" diye :) Şarkıyı dinlemeniz lazım yalnız çakma bir amiga müziği üzerine söylediğimiz - ve kötü söylediğimiz - düdük bir şarkı ama eğlenceli :) İşte dediler bunu değiştirirseniz kabul edebiliriz. Şarkının içinde "Kadın Yarı" diye bir söz geçiyor Antalya'da bir bölge ama adamlar nereden bilecek tabi başka başka anlamlar çıkarmışlar :) Neyse efendim dedik Abaza üzerine kurulu olarak edepli bir şey yapamayız yeni bir şey yapalım. Ben müziğini falan hazırladım Deniz de sözlerini yazdı ve kendi kayıtlarını İstanbul'da yapıp bana İzmir'e gönderdi. Şarkının adı da "Jon Jon Cumhuriyeti" oldu :) Aslında müzik falan fena olmadı lakin "Abaza Cumhuriyeti" gibi bir eğlencenin yanına bile yaklaşamadı ne yazık ki. Neyse katıldık yarışmaya ve babayı aldık bize gaz veren adamlara da bol bol küfrettik :)

NOT : Şarkıda düz sözleri söyleyen kuzenim Deniz nakarat kısmını söyleyen ben naçizane kulunuz :)

Buyrun Şarkı :

Programlama

Zend Studio 6.0.1

17.07.2008

PHP geliştiricilerin vazgeçemedikleri IDE Zend Studio'nun yeni versionu 6.0.1 çıktı. İndirdim ve gözlerime inanamadım bunlar ne güzel özellikler böyle dedim... yok olm be yaa ne vazgeçemeyecem PHP yazarken Dreamweaver yetio işte ötesine gerek yok :) Ha çok class varsa projende onun için falan kullanabilirsin de bir yerden sonra gerek olmuyor :)

Programı kurdum ama ne değişiklik var halen bilmiyorum. Babasını da sevmezdim :))))

www.zend.com

adresi bu konu ile ilgili gitmeniz gereken adres. Bu arada Netbeans 6.5 ile çılgın bir PHP desteği geliyor video sunumunu seyrettim adamlar coder bir insanın istediği ne varsa yapmışlar. Sanırım Zend Studio sıçacak :))) e Zend paralı Netbeans beleş :)

İşletim Sistemi, Programlama

Linus Torvalds Neymiş Böyle :)

16.07.2008

Linux çekirdeğinin kaşifi Linus abimiz Tayyip'den beter konuşan bir adammış da haberim yokmuş :) Adam ne laflar etmiş walla şaşırdım :)

http://www.businessreviewonline.com/os/archives/2008/06/the_10_best_lin.html

kaynaklı haberinden çevrilmiş sözler şu şekilde :)

"Yazılım kullanmak sevişmek gibidir, özgür ve ücretsizse daha zevkli olur."

"Microsoft, kötülük etmekten zevk alan bir firma değil. Sadece inanılmaz dandik işletim sistemleri yapıyor."

"Linux gibi bir sistem yaratmak için iyi bir yazılımcı olmak yetmez. Sinsi p.çin teki de olmak lazım."

"Linux'un felsefesi, "Tehlike benim göbek adım"dır. Yok ya, o değildi. Hah, evet, 'Kendi işini kendin yap'tı. Evet evet."

"Bana, şişko bir penguenin Linux'un zarafetini iyi temsil edemediğini söyleyenler oldu. Tabii bu insanlara saatte 120 kilometre hızla koşan bir penguen saldırmamış, o yüzden onları ciddiye almıyorum."

"Zeka, işten kaytarırken yine de işi bitirebilme becerisidir."

"Sakın kimseye 'Windows'u çökerten bir program yazdım,' demeyin. Size boş boş bakıp 'Ee, ne olmuş? Onlar sistemde standart zaten,' derler."

"Sanallaştırmanın bazı alanlarda çok faydalı olduğundan gayet eminim. Ancak, bir gün, sanallaştırmayla uğraşan insanların istediği etkiyi yaratmayı başarabileceğini hiç sanmıyorum."

"Eminim çoğunuz Noel günü sıkıntıdan fıttıracaksınız. Alın size eğlence: 2.6.15-rc7'yi deneyin. Zaten bütün dükkanlar kapalı, iki yemek arası yapacak başka işiniz de yok."

Oyun

NBA Live 09 Gelenzi

16.07.2008

Ulen nasıl olduğunu anlamadan Temmuz ayına geldik walla... yalnız şu anda hava kapalı ve yağmurlu İstanbul'da nasıl oluyor bu iş anlamadım. Hiç iyi gitmio doğa benden söylemesi :)

Bugün NBA Live cephesinde neler olayor diye bakındım efendim ve güzel şeyler olduğunu gördüm :) Oyunun PC versionundan ümidi kestim zaten lakin PS3 veya XBOX360 alabilirim neden olmasın.

http://au.xbox360.ign.com/dor/objects/14241215/nba-live-09/videos/NBA09multiFEATURES_063008.html

adresinden trailer'i seyredebilirsiniz sevgili okuyucular :) Trailer'dan gördüğüm kadarıyla en sevdiğim kısım oyun kurucuların durağanken elleriyle "şuraya git", "şu oyunu kuracaz" gibisinden hareketler yapmaları oldu :) Ayrıca top sürerek adam geçme olaylarında gelişmeler var çok hoşuma gitti. Oyun biraz daha adama benzemiş gibi görünüyor lakin çıkmadan konuşmak olmaz :)

İnternet, İşletim Sistemi

Jooce

16.07.2008

Hacı adamlar Flash'da işletim sistemi yazmışlar ama abarttıkça abartmışlar :)

http://www.jooce.com/ adresinden inceleyin mutlaka derim ben üyelik falan da çok kolay.

Benim de yapasım vardı aslında bir web tabanlı işletim sistemi lakin bunu gördükten sonra "Windows'a rakip yapacam uleeen!" demek gibi olur :) Zaten zamanım da yok bu kadar iş için.

Çoklu Desktop seçenekleri, dosya yönetimleri falan çok güzel bir sistem olmuş gerçekten. Adamlar 3D Desktop yapmış abi daha ne yapsınlar :))) Böyle MAC gibi menuler falan da kasmışlar yeme yanında yat :)






Genel, İnternet, Programlama

Çeşitlisinden Haberler

16.07.2008

Firefox 3.1 gelenzi morning
Durun bi 3.0'ı kullanalım be kardeşim be :) Daha add-on'ları da tam yenilenmedi takılamıyoruz doyasıya zaten. Firefox 3.0 için sitedeki swf dosyalarını çekebileceğim bir add-on bilen varsa yazsın buraya :)


DirectX 11 geliyor muymuş neymiş?

Dedikodu diolar ama ben daha directx 10 kurmamışken 11 gelmesin be hacı :) Çook uzak kaldık walla oyun dünyasından falan ne olacak bu halim benim :) Amiga iyiydi ya Amiga güzeldi :)))


Amarok Windows ve Mac için de çıkacakmış

Linux için media player olarak yorumlayabileceğimiz ve gayet sevdiğim (Ubuntu kullanıyoruz heralda!) Amarok programı Windows ve Mac için de çıkacakmış aman ne sevindim anlatamam :)


PS3 için 2.41 Update geleyor

Adamlar sıçmış 2.40 versionunda şimdi uğraş dur 2.41 yapacam diye :) PS3'ün XMB sistemini de sevmedim ben bişeye benzememiş :) Sıs lan benzememiş işte! :D


Windows Mobile için Facebook çıkmış

"Facebook olmadan yaşayamam" diyenlere müjde işte parizyenden :)


Windows XP'nin satış süresi artırıldı

Microsoft'un Vista gibi lanet bir sistemden sonra g.tü yemedi XP'i kaldıramadı 2010 yılınma kadar uzattı satışını :)


OpenSUSE 11 sürümü çıktı

Kullanmam bilmem Ubuntu güzel onu kurun :)))

Genel, İnternet, Müzik

shoutcast.com

15.07.2008

Abi olur mu böyle iş ya?

Winamp'da radyo dinlemek için www.shoutcast.com'a giriyorum ve karşılaştığım ekrana bak.

"BU SİTEYE ERİŞİM ENGELLENMİŞTİR"

Devlet işi radyo yayınlarını toplu olarak sunmak olan bir sayfayı neden engeller ki? Engelleme gerekçesini de yazmıyorlar "kafadan engelledik" gibi bir sonuç ortaya çıkıyor.

Yani şimdi merak ettim www.vtunnel.com'u kullanarak bir daha baktım acaba adamlar sitenin tarzını mı değiştirdi uzun zamandır bakmıyorum diye ama yok aynen radyo yayınlarını veriyorlar mis gibi. Bu işin altında "sakıncalı radyo yayınlarının da adresleri var" gibi saçma bir neden varsa Google da kapatılsın herşey kapatılsın.

Ne diyim "Padişahım Çok Yaşa!" :)

Genel

Yaz geldi; bol bol öpüşün!

14.07.2008

Bak habere bak :))))

Öpüşmenin bahar stresine ve bu mevsimde meydana gelen alerjilere iyi geldiği açıklandı.

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Fikret
Çınar, ilkbahar mevsiminde insanlar üzerinde oluşan stres ve alerjiden
kurtulmak için öpüşmenin yararlı olduğunu kaydetti.

Zonguldak
Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve aynı
zamanda kulak burun boğaz (KBB) doktoru Fikret Çınar, son yıllarda tüm
toplumlarda alerjik hastalıklar giderek daha sık görülmekte olduğunu ve
bunlardan kurtulmak için öpüşmenin yararlı olduğunu söyledi.

Olm bende deli gibi alerji var zenci gibi de dudak var :))))) Artık öpüşmem için bir neden var "herşeyin başı sağlık" :))))))

Genel, Müzik

Konserler geldi geçti :)

14.07.2008

Hacı geçtiğimiz hafta sonu Pazar günü hem Massive Attack hem de Judas Priest konserleri vardı. İki konsere de davetiyem vardı lakin ikisine de üşengeçliğimden dolayı gitmedim :)

Massive Attack zaten dinlemedim bilmiyorum nasıl müzik yapıyorlar ama gelen yorumlara göre konser baya sağlam geçmiş helal olsun diyorum adamlara bir şekilde :)

Judas Priest'in de son albümünü çekmiştim güzel albümdü konser de güzel olmuştur heralde ne bileyim. Gitseydiniz kardeşiiiim :) 2008 albümlerinin adı "Nostradamus" isteyen bulsun çeksin... pardon satın alın benim gibi :))))

Sinema

En iyi 10 Bilim Kurgu Filmi

14.07.2008
Guncel.net'den bulduğum bir yazıyı aktarıyorum bence Star Wars 1. sırada olmalıydı :) Bunlar sırasına göre mi bilemiyorum yalnız onunla ilgili bir şey belirtilmemiş.

Guardian gazetesinde yer alan değerlendirmeye göre gelmiş geçmiş en iyi 10 bilim-kurgu filmi şöyle:

1. Blade Runner (1982) Yönetmen: Ridley Scott
 
İster
tiyatro versiyonunu tercih edin (arkadan sıkıcı bir sesle verilen
anlatım vardı fakat ünlü unicorn sahneleri yoktu) ister bundan bir kaç
yıl gerçekleştirilen sinema versiyonunu öne alın, Blade Runner açık ara
önde.
 
Hikayenin
ana ekseninde Harrison Ford'un canlandırdığı polis Rick Deckard
karakteri yer alır. Bu polis karakteri, 'kopyalar' olarak adlandırılan
dört klonlanmış (insansı)  humanoid'in peşindedir. 'Kopya'lar kanundışı
ilan edilmiş olup peşlerindeki 'Blade Runner' Deckard'ın onları yoketme
planından kaçmaktadırlar. 
 
Film
genel olarak Philip K Dick'in "Androidler Rüyalarında Elektronik
Koyunlar mı Görürler?" adlı kısa hikayesine dayanıyor. Londra'daki
King's Collage'de çalışan kök hücre biyologu Stephen Minger "Blade
Runner şu ana kadar yapılmış en iyi film..." saptamasını yapıyor 
"...kendi zamanının çok ilerisindeydi. Hikayenin temelinde yatan 'İnsan
olmak ne demektir? Biz kimiz ve nereden geliyoruz?" soruları ise
asırlardır kendimize sorduğumuz sorular."
 
İnsanı
makineden ayırt etmek için bir formül geliştirebilme çabasıyla birlikte
bu film aynı zamanda 'bilinç' kavramını da sorguluyor. Sonradan
yerleştirilmiş anılara ve programlanmış yapay duygulara sahip kopyaları
saptayabilmek için polis tarafından Voight-Kampff empati testi
uygulanıyor filmde. "Voight-Kampff empati testi, nörologların günümüzde
uyguladıkları testlerden pek de farklı değil" diyor University College
London öğretim üyesi Chris Frith.
 
Deckard
karakterinin de bir kopya olup olmadığı yolunda tartışmalar yaşandı.
Yönetmen Ridley Scott bu karakterin olduğunu söylerken Harrison Ford
ise film çekimleri sırasında Scott'un kendisine "Deckard karakterinin
insan olduğunu söylediğini" iddia ediyor. Cevap ne olursa olsun, film
müziklerinden senaryo içinde yer alan çarpıcı diyaloglara ve geleceğin
Los Angeles'ını tasvir eden sinematografiye kadar her açıdan kaliteli
bir film bu.
 
2. 2001: A Space Odyssey (1968) Yönetmen: Stanley Kubrick
 
Kubrick
ile ünlü bilim-kurgu yazarı Arthur C Clarke arasındaki işbirliğinden
ortaya çıkan çarpıcı ve gizemli bir hikaye. Yapıldığı dönem için
devrimci sayılacak nitelikteki özel efektleriyle müthiş bir ün
kazanmıştı bu film.
 
NASA'da
çalışmakta olan uzay aracı uzmanı Harry Lange ve Frederick Ordway, bu
filmde kullanılacak prototipleri ve teknik araçları sağlaması için
Boeing ve IBM gibi şirketleri ikna ettiler. Borehamwood'taki seti gezen
astronotlar ise orayı "Doğu NASA" olarak nitelendirmişlerdi.
 
Edinburgh'lu
doğa tarihi profesörü Aubrey Manning bu filmi şu sözlerle övüyor:
"Simülasyonlarda kullanılan zekanın parlaklığı bugünkü modern
bilgisayar grafiklerine rağmen aşılamadı. Brezilya tapirlerinin
'tarihöncesi hayvanlar' olarak kullanılmasındaki zeka... Ağaç dalından
sopa yapılmasından uzay mekiğine kadar sergilenen zeka. Kubrick açıkça
gösteriyordu ki alet kullanımı bir kere başlayınca gerisi kaçınılmaz
olarak geliyor. Doğu kıyısının o tatlı aksanıyla konuşan süper
bilgisayarların ilki Hal'a kadar..." 
 
3. Star Wars (1977)/Empire Strikes Back (1980)
 
Orijinal Star Wars triolojisinin bu ilk iki filmi, bilim-kurgudan öte 'nostaljik' nedenlerle listeye girmeye hak kazanıyorlar.
 
Temelde
uzayda geçen bir kovboy filmi konseptini işlerken bu iki film bir
yandan iyi ile kötünün arasında ezelden beri süregiden mücadeleyi
anlatırken bir yandan da başrol oyuncuları Harrison Ford, Mark Hamill
ve Carrie Fisher'ın akıl karıştırıcı bir tarzda teknolojik terimlerle
konuşmaları izleyicide olağanüstü bir etki bırakıyordu.
 
Bu
filmlerde işlenen mistisizm ise Star Wars serisini filmi diğer
bilim-kurgu filmlerinden bariz şekilde ayırıyor: Belli kişiler
tarafından iyi veya kötü amaçlarla kullanılabilen ve evrenin her yerine
yayılmış bir "güç" kavramı o kadar derinlere işledi ki ABD'de bir takım
insanlar bu inancı gerçekten bir "din" olarak kabul edecek kadar ileri
gittiler.
 
Filmin
konusundaki ana eksen ise epik bir efsane: Herkesi kendi kölesi yapma
arzusundaki İmparatorluk (ki bunun başındaki İmparator, güç tutkusuyla
kendinden geçmiş bir manyak. Yardımcısı ise yarı insan yarı makina
korkunç bir yaratık: Darth Vader) ile küçük bir isyancı grubu
arasındaki savaş.
 
Bilim
tarafından değerlendirecek olursak, ışık hızında yolculuk konusu
"hiperuzay" olarak adlandırılan ve normal fizik kurallarının geçerli
olmadığı bir kavramla birlikte ele alınıyor. Bir de "gücü kullanabilen"
Jedi'lar arasındaki ışın kılıcı dövüşleri var ki fizik teorisi açıdan
ışın kılıçları imkansızdır. Ama tabii ki burada vurgulanmak istenen
asıl konu daha farklıydı.
 
Bu
iki filmin bir diğer özelliğiyse; oyuncak, bilgisayar oyunu ve
replikaların ticari markalaşmasını başlatması oldu ki günümüzde yapılan
bilim-kurgu filmleri için "franchising" vazgeçilmez bir özellik ve
gelir kaynağı oldu.


4. Alien (1979) Yönetmen: Ridley Scott
 
Hep o
ikonlaştırılmış sahnesiyle hatırlanır: John Hurt'un göğsünden kanlı bir
şekilde fırlayıp çıkan bebek Alien yaratığı. Ama alien filmi bundan çok
daha fazlasıydı. Gezegenler arası yolculuk yapan bir madencilik aracına
giren bir yaşam formunun damarlarında kan yerine asit dolaşmaktadır.
İki ayrı sıralı çeneye sahip olan bu yaratık, gemideki mürettabatı çok
kanlı bir şekilde parçalamaktadır.
 
Gotik
set tasarımı ve Sigourney Weaver'in canlandırdığı 'gönülsüz kahraman'
Ellen Ripley karakteri üzerinden Alien filminin arka planında annelik,
penetrasyon ve doğum temaları işlenir. Ancak UCL'deki uzay psikologu
Kevin Fong açısından bakılacak olursa bu filmin asıl öne çıkan noktası,
filmdeki mürettebatın gayet sıradan olan hayat tarzı.
 
"İlk
defa bu filmle birlikte düşünmeye başladık ki, uzak bir gelecekte
uzayda yaşayıp çalışacak olan insanlar, yedikleri pizzanın artıkları
etrafında sigara içecek ve vakit geçsin diye iskambil oynayacak sıradan
insanlar olacak..." diyor Kevin Fong "uzun süreli bir uzay yolculuğunun
nasıl bir şey olacağını anlatıyordu bu film: Kirli, terli ve
klostrofobik bir ortamda çok uzun zamanlar boyunca çekilecek can
sıkıntısını erteleyecek tek şey insanın kanını dondurcak cinsten bir
dehşet ortamı olacak."
 
5. Solaris (1972) Yönetmen: Andrei Tarkovsky
 
Steven
Soderbergh tarafından 2002'de tekrar çekilmiş olmasına rağmen, bu
orijinal versiyon, Stanislaw Lem tarafından yazılan romanın hayranları
tarafından hala hayranlıkla hatırlanıyor.
Uzak bir
gezegendeki üste garip bir şekilde ölen bilimadamının yerini almak
üzere bir psikolog söz konusu gezegene gelir. Orada bir kısım tuhaf
kişilerle -bu arada kendi ölmüş karısıyla karşılaşacaktır. Gezegende
bulunan akıllı varlıkların yarattığı ve giderek daha çekici hale gelen
sanal bir tasarım, insanların beynine 'gerçeklik' olarak
yansıtılmaktadır.
 
Timescape
adlı kitabın yazarı ve Kaliforniya Üniversitesi'nde fizik Profesörü
olan Gregory Benford şu yorumu getiriyor: "1972 tarihli Solaris; bizim
insani algılarımız, buna uygun yarattığımız kategorilerimiz ve
karşılaşacağımız varlıkları 'insansı' olarak düşünme eğilimimizle
ortaya koyduğumuz 'bilim' anlayışının sınırlarına hitap eden belki de
tek filmdir. Bu filmde yalnızca görsel bir hikayenin değil aynı zamanda
çok trajik ve üzücü bir dramanın sergileniyor oluşu bu filmin önemini
daha da artırmaktadır."
 
6. Terminator (1984)/T2: Judgement Day (1991) Yönetmen: James Cameron
 
Robotlar
2029 yılından 1980'lerin Los Angeles'ine acımasız bir cyborg (Arnold
Schwarzenegger) göndererek gelecekteki isyancı insanın annesini
öldürmeyi planlamışlardır. Terminator filmi, zaman yolculuğundaki
sözgelişi büyükbaba paradoksu gibi sorunları ele alan az sayıdaki
filmden biridir. Söz konusu paradoks şöyle: zamanda yolculuk ederek
eski bir tarihe gider ve büyükbabanızı öldürürseniz, siz de var
olmayacaksınız demektir, o halde zamanda geri de gidemezsiniz...
 
İkinci
Terminator filminde 'şekil değiştirebilen' bir metalden yapılan bir
başka cyborg kavramını ileri sürüyor. Oxford'da Kuantum fizikçisi
olarak çalışan David Deutsch şöyle diyor: "Bu filmde işlenen
bilimselliğin biraz tutarsız olmasına rağmen kendi türü içinde mükemmel
bir parça olduğu söylenebilir ama ben buna 'bilim-kurgu' yerine
'aksiyon filmi' demeyi tercih ederdim çünkü aslında 'bilim-kurgu'
olarak adlandırılmayı hakeden çok sayıda film var." 
 
7. The Day the Earth Stood Still (1951) Yönetmen: Robert Wise
 
Soğuk
savaş paranoyası içindeki Amerika'da çekilen bu filmde Washington'a bir
uçan daire iner. Uçan dairenin içinden insansı bir uzaylı Klaatu ve
onun robotu Gort çıkacaklardır.
 
Aptallığa
tahammülüm yok! Benim halkım aptallık yapmadan yaşamayı öğrendi" diyen
Klaatu dünya liderlerini -liderler kendini dinlemeyince bu sefer
bilimadamlarını- ikna ederek insanlığı birbirini yok etme hevesinden
vazgeçirmeye çalışır.
 
"Filmin
gösterimi sırasında sinema salonunun müdürü klasik bir Orson Welles
numarası çekerek, filmi durdurmuş ve az önce bir uzay gemisinin dünyaya
indiğini bildirmişti." bilgisini ileten Beagle 2 proje lideri Colin
Pillinger bu filmi en iyi bilimkurgu filmlerinden biri olarak niteliyor.
 
8. War of the Worlds (1953) Yönetmen: Byron Haskin
 
Soğuk
savaş döneminde çekilmiş bir diğer film. Bu filmin temelini oluşturan 
HG Wells'in "dünyayı işgal eden Marslılar" temasını işleyen hikayesini
Orson Welles radyoya uyarladığında show dünyası ve yayıncılık tarihine
geçmişti.
 
Kaliforniya'daki
Dünyadışı Akıllı Varlıklar Araştırma Projesi SETI'de çalışan kıdemli
astronom olan Seth Shostak bu film için "Asla tanıyamayacağınız tamamen
farklı bir dünyada tamamen farklı şartlar altında gelişmiş başka bir
tür hayat formu olabileceği fikri, çok çarpıcı bir fikir." yorumunu
getiriyor.
 
9. The Matrix (1999) Yönetmen: Andy & Larry Wachowski
 
Özel bir
felsefe sistemi, elbise fetişizmi ve inanılmaz derecede etkileyici özel
efektlerin bir araya geldiği bu filmde insan yapısı (yapay) zekanın
gezegeni köleleştirmesi anlatılıyor.
 
Bu
filmde işlenen konunun arkasında yer alan bilimsellik oldukça eksik
olduğu için bunu telafi etmek anlamında "sürekli kafası karışık
durumdaki Keanu Reeves'in kaşıklar hakkındaki bir takım laflar
karşısında bocalaması ve binaların tepesinden atlaması" gibi unsurlar
önplana çıkarılıyor. Ama bunun pek de önemi yok çünkü bu filmde sağlam
bir film şablonu var: Gelecekteki iyi adamlar, gelecekteki kötü
adamlarla savaşıyorlar.
 
10. Close Encounters of the Third Kind (1977) Yönetmen: Steven Spielberg
 
Filmin
afişinde "Yalnız değiliz" yazmışlardı. Richard Dreyfus'un uzaylı
ziyaretçiler hakkında giderek artan takıntısı ve olayın arkaplanında
'herşeyden haberdar' gizli bir hükümet örgütünün çabaları.
 
Uzaylıların
'ters çevrilmiş bir Noel ağacı' şeklindeki devasa bir gemiyle ortalığı
sallaması veya kozmik bir sintisayzırla çalınan Jean Michel Jarre
eşliğinde ortaya çıkması pek muhtemel olmamakla beraber bu film 'uzaylı
ziyaretçiler' hikayesini çok klas bir şekilde anlatıyor.

Sinema

En iyi 20 film finali

12.07.2008

İngiliz The Times gazetesi E.T.’den Casablanca’ya kadar "en iyi finale sahip" 20 filmi seçti.


20- Se7en
David Fincher, 1995
‘Kutudaki kesik kafa’ gerçekten de insanı donduracak kadar dehşetli ve unutulmaz bir finaldi.

19- Blair Witch Project Daniel Myrick, Eduardo Sanchez, 1999
Heather’ın son video görüntüleri –ki filmin afişinde de kullanılan görüntü buydu- korkunun ve dehşetin gerçek yüzüydü

18- Akıl Defteri Christopher Nolan, 2000
Leonard’ın
amnezyak bir şekilde intikam peşinde koşması onu seri katile
çevirmiştir. Ve bu eylemlerini sürekli tekrarlayarak hayatına devam
edecektir. Kendimizi ona ‘sempati’ duyar halde buluruz.

17- Maymunlar Gezegeni Franklin J Schaffner, 1968
Meğerse
orası bizim dünyamızmış ve bütün o felaketler bizim dünyamızda
gerçekleşmiş. George Taylor (Charlton Heston) acı ve öfkeyle haykırır:
“Sizi manyaklar! Mahvettiniz her şeyi! Lanet olsun! Allah hepinizin
belasını versin”

16- Esaretin Bedeli Frank Darabont, 1994
Umutsuzluğun
ve haksızlığın en üst düzeye ulaştığı bir hayatın bile bir Meksika
plajında mutlu sona ulaşabileceğini düşünmek güzel bir final.

15- Rüzgar Gibi Geçti Victor Fleming, 1939
Scarlett
O’Hara (Vivien Leigh) kocası Rhett Butler (Clark Gable) tarafından terk
edilirken “Samimi olarak söylüyorum sevgilim, umurumda değil!” lafını
da yemiştir. Gene de yıkılmaz. Gözünden bir damla yaş akarken “Onu geri
getirmenin bir yolunu bulacağım. Yarın yeni bir gündür.” diyecektir.

14- Doctor Strangelove Stanley Kubrick, 1964
Vera Lynn’in ‘We’ll Meet Again’ şarkısı eşliğinde o patlamaları izlerken Kubrick bize son darbesini indirir.

13- Les Diaboliques Henri-Georges Clouzot, 1955
Amerikan
versiyonunu boşverin. Siyah-beyaz orijinal Fransız filminde banyo
küvetinden kalkan ve bu görüntü karşısında kadının kalp krizine
geçirmesine neden olan o sahne, şeytani planın başarısının da ispatıdır.

12- Oz Cadısı Victor Fleming, 1939
Uzaktaki diyarların dayanılmaz cazibesine karşın Dorothy “Ev gibisi yoktur” diyecek ve kaderini böylece belirlemiş olacaktır.

11- Thelma ve Louise Ridley Scott, 1991
Susan
Sarandon’ın gazı kökleyip arabayı uçuruma sürdüğü final sahnesinde
içimiz acır ama bir yandan da pişmanlık duymaksızın ve muzaffer bir
şekilde ölüme giden bu kızlara saygı duyarız.

10- Altıncı His M. Night Shyamalan, 1999
Filmin
anlamını veren sahne zaten finaliydi. Crowe kendisinin de bir hayalet
olduğunu öğrenir ve biz seyircilere bu finalin yaratılmasındaki dehaya
hayran olmaktan başka yapacak bir şey kalmaz.

9- Olağan Şüpheliler Bryan Singer, 1995
Verbal
Kint (Kevin Spacey) hikayenin büyük bölümünü kendisi uydurmuştur, o
Kalman Söze’nin kendisidir. Ve sadece ‘çenesini ve aklını’ kullanarak
serbest kalmayı bilmiştir.

8- İtalyan İşi Job Peter Collison, 1969
Otobüsle
kaçış iyi bir fikirdi, ta ki geçirdikleri kaza sonucunda kayaların
ucuna savrulana kadar. Ve finali getiren o müthiş cümlede bir ipucu
vardı: “Dayanın çocuklar, bir fikrim var..”

7- Bazıları Sıcak Sever Billy Wilder, 1959
Mükemmel
bir komedi filmine mükemmel bir final. Jack Lemmon peruğunu fırlatıp
“Ben bir erkeğim!” diye haykırınca Osgood’un verdiği cevap sinema
tarihine geçecektir: “Kimde mükemmel değildir.”

6- Tiffany’de Kahvaltı Blake Edwards, 1961
Manhattan’da
sağnak yağmur altında Audrey Hepburn’un Holly Golightly karakteri
umutsuzca kedisini aramaktadır çünkü o kedi kalbini aşka kapatmadığının
bir simgesidir. Ancak kediyi bulabilirse George Peppard’in
canlandırdığı fakir yazar Paul’le devam edebilecektir. En sonunda kedi
bulunduğunda bütün gözler yaşlıdır ve kedinin öfkeli görüntüsü bu sahne
içinde son derece komiktir de…

5- Chinatown Roman Polanski, 1974
Özel
detektif Jake Gittes (Jack Nicholson) aradığı bütün cevapları
öğrenmiştir ama Noah Cross’u (John Huston) durduracak gücü yoktur.
Ölümcül sahnenin etrafında kalabalık birikirken ona geri dönmesi
söylenir “Boşver Jake, burası Çin mahallesi..”

4- E.T. Steven Spielberg, 1982
Final
sahnesinde E.T. Elliott’ın alnına dokunur ve “Ben hep burada olacağım”
mesajını verir. Duygusallığın doruk yaptığı bir finaldir.

3- Casablanca Michael Curtiz, 1942
Bogart
hayatının aşkına sarıldığında birbirlerini bir daha görmeyeceklerini
hem onlar hem de biz seyirciler iyi biliriz. Böyle sert bir adamın inde
bu kadar yumuşak bir ruh olduğunu keşfetmek de bizi ayrıca yaralar.

2- Butch Cassidy ve Sundance Kid George Roy Hill, 1969
“Bir
an için başının belada olduğunu sandım” diyecektir Butch. Oysa fonda
çalan müzik yaklaşmakta olan felaketi haber vermektedir. Gene de final
sahnede görüntü bu iki adamın üstünde donar. Perde beliren cesaret ve
deliliğin mükemmel bir portresidir.

1- Carrie Brian De Palma, 1976
O
felaketten sağ kalan birkaç kişiden biri olan Sue (Amy Irving),
Carrie’nin taze mezarına gelir ve çiçek bırakır. Carrie’nin eli
topraktan çıkar ve onu yakalar. Dehşet verici bir kabustur bu, Sue
korkuyla uyanır. Ama bu kabus asla bitmeyecektir.

Komik, Video

İpimle Kuşağım s… d…ım :)

12.07.2008

malmisin.com'a koyduğum videolardan birinde bir kedi vardı. Böyle rahat bir kedi görmedim ben arkadaş sıfır refleks sıfır tepki :))))))